2019'a damgasını vuran olaylar

Kadim Ülker yazdı

2019'a damgasını vuran olaylar

2019 yılında Avusturya hiç olmadığı kadar hareketliydi. Bu hareketliliğe sebep bir skandaldı. Skandalın merkezinde “çabuk çabuk çabuk” anlamına gelen bir kelime damgasını vurmuştu.

Avrupa’nın meşhur tatil beldesi olan İbiza’da gerçekleşen skandalda, aşırı sağcı ve ırkçı parti lideri parti bağışını, gazetelerin kontrol altına alınmasını, Avusturyalı işletmelerden işlerin nasıl kendilerine devredileceğini anlatırken çabuk çabuk anlamına gelen “zack zack zack” kelimesini kullanıyordu.

Skandalın ortaya çıkmasıyla olaylar çabuk çabuk gelişti. İbiza skandalının merkezinde olan aşırı sağcı ve ırkçı Avusturya Özgürlükçü Parti (FPÖ) lideri Heinz Christian Strache hem parti genel başkanlığı hem de başbakan yardımcılığı koltuklarından çok çabuk bir şekilde istifa ettiğini açıkladı.

Skandalın ortaya saçılmasından bir kaç gün sonra eski başbakan ve Avusturya Halk Partisi (ÖVP) genel başkanı Sebastian Kurz koalisyon hükümetini bozduğunu duyurdu. O güne kadar içişleri bakanının dışında sorun görünmemekte, Avusturya Cumhuriyetini temelden sarsacak sözde reformlar planlanmakta ve iki partinin de düşünce birliği içinde olduğu kamuoyuna yansımaktaydı.

Koalisyon hükümetinin bozulduğunun açıklanmasından sonra iş cumhurbaşkanına kaldı. Avusturya Yeşiller eski başkanlarından ve cumhurbaşkanı Aleksander Van der Bellen bir bürokrat hükümeti kurması için Anayasa Başkanı bayan Brigitte Bierlein’i görevlendirdi. Kamuoyunda İbiza Skandalı olarak bilinen skandaldan sonra ÖVP ve FPÖ koalisyonun dağılmasının ardında Avusturya tarihinde iki ilke imza atıldı. Bu ilklerden biri, Avusturya siyasi tarihinde ilk defa bir kadın başbakanlık koltuğuna oturdu. Diğeri ise ilk defa bürokatlardan oluşan, milletvekli olarak seçilmemişlerden bir hükümet göreve geldi. Bierlein’e hükümeti kurmakla görevlendiren Avusturya’nın sıradışı cumhurbaşkanı olan Alexander Van Der Bellen’dir. Sıradışılığı sadece bürokrat hükümetine görev vermek değil, bazen Viyana’nın sokaklarında elinde alışveriş çantasıyla alışverişe gittiği görülürken, bazen de uluslararası görüşmelere tarifeli trenle yolculuk etmesidir.

Yeni hükümetin ilk ciddi görevi genel seçimi yapmaktır. Hükümetin bozulmasından sonra yasalar gereği üç ay içinde seçim yapılması gerekmektedir. Başbakan Bierlein’in yönetimindeki hükümetin idaresinde eylül ayının son haftasında genel seçime gidildi.

Bu seçimde Avusturya ilginç bir sonuca imza attı. Skandalın merkezinde olan ve koalisyon hükümetinin bozulmasına sebep olan FPÖ oyunu ciddi oranda düşürürken, koalisyonun büyük ortağı ÖVP oy oranını yüzde 37,5’a yükseltti. Skandalı kullanma becerisini gösteremeyen ana muhalefet Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) seçimde ciddi oranda oy kaybetti. Bu seçimden tarihinde en düşük oy oranı ile çıkan SPÖ, parti içinde genel başkanlık tartışmalarına başladı. Bu tartışmalar yıl sonuna kadar sürerken, yeni yılda da bu tartışmalar devam edeceğe benzemektedir. Seçimin en ilginç noktası ise hiç şüphesiz, bir önceki seçimde yüzde dörtlük barajı geçemeyerek Parlamento’da temsil edilmeyen Yeşiller Partisi’nin güçlü bir şekilde geri dönmeleri oldu. Yeşillerin güçlü şekilde siyasi hayata dönmeleri koalisyon görüşmelerin önünü açtı.

en güçlü parti olarak çıkan muhafazakar sağcı parti ÖVP, koalisyon görüşme tercihini Yeşiller’den yana kullandı. Ekim ayında başlayan koalisyon hükümeti 2019 yılı sonuna kadar devam etti. Görüşmelerin neden uzun sürdüğü sorusuna Yeşiller Partisi genel başkanı ve gelecek koalisyon hükümetinde başbakan yardımcısı olarak görev yapması beklenen Werner Kogler “Koalisyon hükümeti kısa süreceğine, görüşmeler uzun sürsün” biçiminde cevap verdi.

2019 yılında kurulamayan koalisyon hükümeti yeni yılın ilk ayında kurulması beklenirken, Avusturya’da siyasetin dışında edebiyat alanında da önemli bir olay yaşandı. 2019 yılı Edebiyat Nobel Ödülü bu sene Avusturyalı yazar Peter Hanke’ye verildi. Peter Hanke’nin ödül alması ve onun Yugoslav iç savaşı sırasındaki tutumundan dolayı protestolarla karşılandı. Edebiyat Nobel Ödülü’nün kendisine verilmesi başta Bosnalıların tepkisine sebep oldu. Bir de Sırp pasaportunun olmasının ortaya çıkması Hanke’nin başını ağrıttı.

ikinci bir pasaporta sahip olması onun başını ağrıtırken, başta Türkler olmak üzere çifte vatandaşlık konusunda sorun yaşayanların derin bir soluk almasına sebep oldu. Anayasa mahkemesinin çifte vatandaşlıkla ilgili almış olduğu karar rahatlamaya sebep olurken, Avusturya’da yaşayan Türkler, "Peter Hanke’den neyimiz eksik, bizde neden olmasın" dediler.

ulusal.com.tr

avusturya