TGB'den seçim değerlendirmesi

Türkiye Gençlik Birliği (TGB), dünkü genel seçime ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklama şöyle:

7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimleri sonuçlandı. AKP’nin tek başına iktidar olduğu dönem sonlandı. AKP ve ondan da çok Tayyip Erdoğan seçimin esas kaybedeni oldular. AKP’nin çöküşü hız kazanarak sürecektir. Şimdi asıl soru yerine ne konacağıdır.

Koalisyon hedefi: Yeni anayasa

Seçim süreçlerinde işleyen esas matematik, koltuk matemetiği oluyor. Bu matematiğe bakalım: 4 Partili meclis aritmetiğinde, CHP ve MHP, biraz az ve biraz çok yerini korudu. Değişim AKP’den HDP’ye doğru güç kayması şeklinde oldu. Çeşitli koalisyon denklemleri tartışılıyor. Ancak olası koalisyonların merkezinde yine AKP var. Davutoğlu olası koalisyonun hedefini de açıkladı, “Yeni bir sivil anayasa yapımı konusunda bütün partilere çağrı yapıyorum” dedi.

AKP’yi frenleyen HDP’mi?

Koltuk matematiği AKP’nin frenlendiği bir sonuç mu çıkardı? Yoksa koltuk matematiği, zaten halktan fren yiyen AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın yerine bir sistem içi çözüm mü kondurdu. Bu sorunun cevabı açık. HDP’nin esas rolü burada ortaya çıkıyor: AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a karşı ortaya çıkan büyük öfkeyi sistem içi çözümlere hapsetmek.

Halkın özgürlük talebinin karşılığı silahlı terör, laiklik talebinin karşılığı Said-i Nursi, ekmek talebinin karşılığı neoliberal ekonomi değil tabi. Ancak, Türkiye’de medya ve sistemin ideolojik tahakküm araçları, Said’i Nursi’yi özgürlük kahramanı, silahlı terörü barış güvercini, neoliberalizmi değişmez ekonomi diye yutturmak konusunda becerikli.

Ancak, gerçeği hiç bir güç alt edemez. AKP'yi gerileten güç, ellerinde Türk Bayrakları, biber gazlarına, TOMA'lara pabuç bırakmayan Mustafa Kemal'in askerleridir. 19 Mayıs ve 29 Ekim 2012’de yasaklara karşı ulusal bayramları meydanları zaptederek kutlayan, 13 Aralık 2012, 8 Nisan ve 5 Ağustos 2013 eylemleriyle Silivri zindanının duvarlarını yıkan, Haziran 2013’te Gezi Parkı direnişini, Haziran Ayaklanması'na dönüştüren kuvveti havuzlayabileceklerini sananlar yanılıyor.

“Gitsin de ne olursa olsun”culuk

Türk Milleti ve Türk Gençliği, kendisine öncelikle şu soruyu sormalıdır: Türkiye’de bir sistem sorunu mu var, yoksa o sistemin başındaki kişiler mi sorun? Sistemle bir sorunumuz yoksa büyük şölen zamanıdır. Havai fişekler ve konfetilerle kutlama yapalım. Ancak bu çürüyen mafya rejimiyle derdimiz varsa devrimin matematiğine göre mevzi almak zorundayız.

Kenan Evren gitsin de ne olursa olsun diye Turgut Özal’a, Özal gitsin de ne olursa olsun diye, Tansu Çiller’e, bunlar gitsin de ne olursa olsun diye Tayyip Erdoğan’a kaldık. Şimdi Tayyip gitsin de ne olursa olsuna geldi sıra. 12 Eylül’den bugüne inşa edilen rejim ise yoluna devam etti. Koltuk matematiğine hapsolmaya devam ettiğimiz sürece, gelenin gideni hep aratacağını bilelim. Bundan kötüsü olmaz dedikçe kandırılacağımızı bilelim.

Devrimin matematiğinde ne var? Türkiye’nin zorunlulukları var. Türkiye hangi cilayla parlatılmaya çalışılırsa çalışılsın, bu mafya rejimiyle süremez. İçinde bulunduğumuz ekonomik çıkmazda, krizin faturasını, Kemal Derviş modeliyle, emekçi halkımızın sırtına yıkma çabası sonuç vermez. Türkiye düşmanı yeni anayasa projesi daha önce olduğu gibi, halkın mücadelesiyle bertaraf edilecektir. Bu sisteme yama tutmaz. Devrimin matematiği, kaçınılmaz olarak gündemdedir. Hesaplarımızı o matematiğe göre yapıyoruz.

Bağımsızlık ve Özgürlük Saflarını Sıklaştıralım!

ABD emperyalizmi, ona göbekten bağlı işbirlikçileri, Tayyipsiz AKP rejimiyle, bu Amerikancı, gerici sistemin kendini yeniden dirilttiği bir sonuç almak peşinde. Ancak biz buna teslim olmayız. Atatürk gençliği AKP iktidarına karşı mücadelesini, yeni AKP iktidarına karşı da sürdürecek hem de daha büyük tecrübelerle. TGB’nin davası, tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye davasıdır.

Biz, AKP’ye karşı en kararlı mücadeleyi yürütenler; yıktığımız kuvvetle değil yerine koyacağımızla övüneceğiz.

Yakındır!

ulusalkanal.com.tr