Bakan Selçuk: Okullarımız arasında fark çok fazla

Anadolu Ajans'ı (AA) Editör Masası programına katılan Ziya Selçuk açıklamalarda bulundu

Ziya Selçuk'un açıklamalarından satır başları şöyle:

"Türkiye'nin eğitim meselesini bir yoluna koyduğumuzda bizim işimiz bitmiyor, asıl işimiz o zaman başlıyor. Mecazi olarak, yoğun bakımdan çıkalım sonra dünya ile mücadele etme imkanımız doğsun."

"Yeterince çalıştık mı yeterince gayret ediyor muyuz sorusu aklımı meşgul ediyor. Elbette şikayet etmiyorum bu millet ödevidir sadece bir bakan ödevi değildir onu belirtmek istedim Siayset gerçekten çok birikim isteyen maraton koşmak anlamına gelen bir iş. Dolayısıyla ben kendi açımdan bunu becerebilecğimi sanmıyorum çok farklı yetenekler istiyor. Siyasete girme azmi benim gibi insaların çokj düşük oluyorç Yapabilceğimiz bir şey varsa neden yapmayalım gibi bir girişim oluyor. Hiç kimse bizi zorlamadığı halde biz taahhütte bulunmak istedik. Çocuklar haftaya gelecek ay ya da gelecek yıl ne olacak belirsizliği içinde olmasınlar huzursuzluk yaşamasınlar istedik. Neyi nasıl planlıyoruz gösterelim istedik. Ve belli periyotlarla hesap verebilelim istedik. Biz bunu toplumla birlikte yapıyoruz. Yoğun bakımdan çıkalım sonra nekahat dünyasında iyileşme başlasın ki dünya ile mücadele etme imkanımız olsun."

"Eğer hemen bir şey yaparsak bulduğumuz çözümler geleceğin sorunları olacak. Bu yüzden adım adım planlayarak veri analizi yaparak sonuçları araştırma teknikleri açısından değerlendirerek yol bulmamız lazım. Mesele bir çocuğun hayatı geleceğidir. Sınavın adını ya da taktiğini değiştirsek bu çözüm değil. Siz eğitim sistemi içerisinde ortaokuldan liseye ya da üniversiteye geçerken kendi yetenekjleri ve mizaçları doğrultusunda daha nasıl donanımlı bilgili ve mutlu olur onu araştırmasını yapacaksınız. İmkanları en iyi olan okullarımızla imkanları en kötü arasındaki farklar çok yüksek. İmkanlar bu kadar farklı olursa ki bu kıta avrupa sının yüzde 10 altında. Türkiye de dershanler olmasa odtü ye boğaziçiye hangi çocuklar girecek. yine bizim çocuklarımız girecek. bizim bunu çözmek için bataklıkla ilgilenmemiz gerekir. Dün bu örneklemi yayınladık. Çocuklara madde ezberleterek bir sonuca varamayız. Biz kaynakları herşeyi karşılayacak şekilde ayarlama yapıyoruz. Bu eğitim kalitesi sorunudur. Ve seneye de bu sınav daha az stresli ne olduğu belli olan. Çocukların neye çalışacağı belli bir sınav olacak. Sınavla öğrenci alan okulları azaltmak niyetindeyiz."

"Çok uzun yıllardır okul okul dolaştım benim uygulama ile ilgili sorunum yok ama Türkiye'nin felsefe ile ilgili sorunu var. Felsefe oturmadan bütünsel olarak sunulamaz. Bu mesele kitaplar metodlar değiştirilerek yapıalacak birşey değil. Mesele insan meselesidir. Biz insan yetiştirme ile uğraşıyorsak insan nedir buna bakmamız gerekiyor.

Haberlere baktım sadece külliye deki sunumlardaki başlıklardan hareket etmişler. Biz öğretmene belli bir rutini bağlamı verdiğimizde o onun üzerinde gerken vicdani eklemeleri yapuyor sorunumuz yok. Türkiye de zeka ile sorunumuz mu var yok. Bu çocuklar o ülkelerde okusa problem mi var yok. Mesele sisteme öğretmenimizin niteliğine katkı sağlamak. Ülkenin kalitesi öğretmen niteliğinin kalitesini aşamaz.

Fazlasını beklemek adil olmaz. "

"Öğretmenler için kendilerine özel bir kanun yok, 657 nin içine sıkışmış vaziyette. 1970 lerden beri hep temenni edilen bir kanundur öğretmen kanunu. Cumhurbaşkanımızın da onayı var. bizim vazifemiz girişimde bulunmak kararı meclis verir. Bu bir aidiyet meselesi. Bütün ana mesleklerin ana kanunu var da öğretmenliğin neden kanunu yok. Mesele bu aidiyeti beslemek. belirsizlik ortamı olmasın herkes hakkını bilsin."

"Milli Eğitim Bakanı'na Olimpos ta devremülkü varmış gibi yapıyorlar. Herşeye gücümüz var gibi algılıyorlar. Bu mesele hukuki bir süreç,işliyor.Hukuki süreç yürüyor. Burada oturup da bir şekilde ateş etmenin, 'Bu böyledir, bu böyle değildir' demenin benim hem tabiatım icabı hem de şu arada eğitimin menfaati icabı, bunun bir hukuki süreç olduğunu söylemekle iktifa ediyorum."

"3600 ek gösterge ile ilgili 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bir haberimiz olacak."

"Teneffüsler aslında bizim en önemli derslerimiz. Çünkü çocuklar teneffüslerde çok şey öğreniyor, paylaşıyor, sosyalleşiyor, problem çözmeyi öğreniyorlar.Ders saatlerinde çok büyük bir azalma olmaz ama ders çeşidinde azalma olur. Ben çocukları ilkokulda yakalamak istiyorum. "

"Anaokulunun zorunlu eğitim kapsamına alınması, üçüncü yılda başlayabilecek bir proje. Bunu hemen başlatamayız, böyle bir altyapımız yok."

"5 yaşında ilkokula başlanmaz. Biz de çağ nüfusu diye bir kavram var. Bu şekilde Türkiye nin dengesi bozuluyor eğitimsel olarak. Bizim bunu yeniden tanzim etmemiz gerek. Burada önümüzdeki yıl bir düzenleme yapılacak."

"Mevcut öğretmenlerimizi daha iyi değerlendirmemiz söz konusu olabilirse öğretmen ihtiyacımızda da azalma olabilir."

"Sözleşmeli öğretmenlerle ihtiyacı çok net görüyoruz. Birçok tedbir alarak oradaki ortamı daha iyi hale getirmek gibi bir çabamız var.

Ücretli öğretmenlerle ilgili yüksek ihtimalle yılbaşından sonra artış yapmak gibi bir çalışmamız var."

"Mesleki eğitime pozitif ayrım yapacağımız bir dönem başlıyor.Meslek liseleri için genel beceri testi oluşturuyoruz. Yeniden deneyeceğim mutsuzum diyen bir çok çocuğumuz var. yetenek testleri hazırlıyoruz. ben onun alan seçeneğini erkenden yaptırdığımda onun için de zorunluk olmuyor. bütün uzakdoğulu ülkelerin bir çoğunda lisede 5 6 ders var biz de 15 16 ders var. bu bir çocucuğun bu kadar kısa sürede bu dersleri nasıl anlamayacağı sadece yüzeysel olarak o derslerden geçmek için çalışacağı spordan hobilerinden uzak kalacağı bir düzen olduğunu gösterir. çocuk nereye yatkınsa onun eğitimini alsın istiyoruz. temel ortak ders alsın ama ondan sonra da kendi alanının dersini alsın. "

"Dershane arayışını ortadan kaldırmak bizim taahhüdümüz. Bunu yaparken çocuğa Türkiye'nin en iyi öğretmenleriyle karşılaşma fırsatı vereceğiz."

"Üniversite sınavı, üniversitede gerekli bilgileri yoklayan sınavdır. Bunun orta vadede oraya doğru evrilmesi gerekiyor.

PISA nasıl yapılıyorsa, TIMMS nasıl yapılıyorsa biz bunu da kendi ülkemiz için yapmayı arzu ediyoruz."

"Bizim uzmanlık dediğimiz şey bir kişinin ruhuyla varlığıyla bir meselenin özüne intikal etme durumudur. Okuduktan 6 ay sonra kitaplarını yaktıkları bir durum olsun istemiyoruz."

"16 ders meselesi belki yarıya kadar azalacak. Yoksa çocuklarımızı telef ediyoruz. Bir çocuğun herşeyden bu kadar anlaması mümkün değil."

"Ben eğitim ihraç edilebilir ama ithal edilemez diyen biriyim. Ben dünya ne yapıyor karşılaştırması için dünyaya bakıyorum tabii ki ama Japonya'daki sistemi buraya kopyalamanın bilimsel bir yanı yok. "

"Ben insanımızın muhalefet ihtiyacını çocuklarımız üzerinden gidermesine karşıyım. 'Şu çocuklar, bu çocuklar', böyle bir tartışma benim karakterime uygun değil. Bu çocukların her birisi bizim öz evladımız imam hatipli ya da fen liseli çocuklar üzerinden bir kavga olduğunda çocukların ruhu örseleniyor. Biz bütün renklerle ilgiliyiz. Özü çocuğun hukuku. Bütün çocukların hukukunu korumaktan yanayım."

"Bizim derdimiz çocuğu üzmek değil kendimizi ölçmek. Okulumuzun gelişim planını nasıl yaparız sorunları nasıl çözeriz derdindeyiz. Çocukları ölçmek karnelerine yansıtmek gibi bir düşüncemiz yok."

"Müfredat kelimesi fertten geliyor. Bireysel olana müfredat denir toplu olana denmez aslında. Müfredat değişirise herşey değişir demek değildir. Araçlardan küçük bir tanesi. Bir öğretmen de şefkat yoksa dünyanın en iyi müfredatı işe yaramaz. Müfredat son derece tali bir meseledir. Ustanın müfredata ihtiyacı yoktur. Genel olarak ülke politikası için müfredata ihtiyaç var."

Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yabancı dil eğitiminde herkese aynı tekniği uygulayarak başarı sağlanamayacağını belirterek, "Hikaye temelli, proje temelli, tiyatro ile yabancı dil öğrenme gibi yaş gruplarına göre tekniğin, stratejinin değiştiği, esnek ve modüler bir yapıya ihtiyacımız var." dedi.

"Vizyon dokümanının en güçlü tarafı, burada söylenen her şeyin fizibilitesinin yapılmış olmasıdır. Bunun parası var, bunun projesi var, bunun siyasi iradesi var. Bunun hiçbir dönem olmadığı kadar bir toplumsal kabul alanı var."

"Bizim Türkiye olarak bir süre özel okulları teşvik etmemiz gerekiyordu. Nicelik olarak bayağı yol kat edildi şimdi nitelik zamanı. Önümüzdeki süreçte, özel öğretime verilen bu teşvikler verilmeyecek, bunu daha önce ilan etmiştik. Önceliklerimizle ilgili değişimler zaman zaman olabiliyor. Resmi okullarımızın, dezavantajlı okullarımızın niteliği niceliği üzerine gelişim göstermemiz gerekiyor. Maliye Bakanımızın bu meseleye çok özen göstermesi artı değer katan özelliklerden bir tanesi."

"Okul gelişim bütçesi her okula standart verilmeyecek, ihtiyaca göre farklılaşan bir endeks üzerinden saptanacak."

"Meslek liselerine yönelme ya da tercih etme meselesi velinin algısıyla irtibatlı. Veli izliyor Türkiye'yi. Velinin niye orayı tercih ettiği değil neden tercih etmediği bir konu. Veliyi zorla oraya yöneltmek doğru değil. Önce biz ödevimizi yapalım. Ödevimizi yaptıktan sonra veli kendiliğinden gelecektir. Bu algıyı değiştirmek için olumlu katkı yapmak zorundayız."

"Kantinlerdeki her bir konunun qr kod ile bir uzman heyetin kontrolünden geçtikten sonra öğrencilerimize sunulması üzerinde çalışılıyor."

"Ev ödevlerinin yeni bir anlam taşıması söz konusu olacak. Ödevin çocuğun akademik ilerlemesinde çok az katkısı var. Büyük çoğunluk ödevle hoşlaşmıyor. Ödevin anne baba ve öğretmen arasındaki ilişkiyi sosyalize etmesi açısından avantajları var. İlkokulda bir çocuk 10 dakikadan 15 dakikadan fazla sürede yapıyorsa bir sorun var demektir. Ulaşmak istediğimiz hedef ödevin dışındaki araçlarla nasıl çözülebilir. Ödevin tabiatını değiştirmek istiyoruz."

meb Ziya Selçuk