15 Temmuz şehidinin eşi o geceyi unutamıyor
FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz gecesi Ankara'daki Gölbaşı Özel Harekat Merkezine düzenlediği saldırıda şehit olan özel harekat polisi Edip Zengin'in eşi Asiye Zengin, o gece ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin 15 Temmuzdarbe girişiminde Gölbaşı Özel Harekat Merkezine düzenlediği saldırıda şehit olan özel harekat polisi Edip Zengin'in eşi Asiye Zengin, o gece ve sonrasında yaşadıklarını paylaştı.
Asiye Zengin (36) AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin darbe girişiminden bir hafta önce geçici görevle İstanbul'a gitmek üzereyken son anda görevlendirmenin iptal edilmesiyle Ankara'da kalarak şehadet şerbetini içtiğini söyledi. Asiye Zengin, 20 yıllık polis olan Edip Zengin'in emekliliğine az bir süre kala şehit olduğunu aktardı.
Fatmanur (12) ve Eminegül (10) adında iki kızı bulunduğunu ifade eden Asiye Zengin, eşinin çok iyi bir insan olduğunu söyledi.
Zengin, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Darbe olduğunu duyduğumda hemen eşimi aradım. 'Darbe varmış Edip dikkat et kendine, sıkıntı var mı?' diye sordum. O da 'Sıkıntı yok' dedi. Sonra havacılıkta bombanın patladığını duydum. Eşimi tekrar aradım, 'Biz de sorun ve sıkıntı yok, Kur'an-ı Kerim okuyorum, kapatmam lazım, hemen göreve gitmem lazım.' dedi. Arkadaşları arayınca komşum, 'Bomba bir daha patladı.' dedi. Telefonla eşime döndüm, biriyle konuşuyordu. Telefon meşgul çalınca 'Bir şey yok nasıl olsa bana döner' dedim. Aradan 10 dakika geçti, hala konuşuyordu. Sonra telefon kapandı ve bir daha ulaşamadık."
Umudunu kaybetmeyerek eşini aramaya devam ettiğini vurgulayan Zengin, "Bir süre sonra telefonu açıldı ve 'Ben Edip değilim.' deyince 'Eşime ne oldu, siz kimsiniz, ne olduysa bilmem lazım, çok merak ediyorum.' dedim. Karşıdaki 'Bilemiyorum.' dedi ve telefonu kapattı." ifadelerini kullandı.
Zengin, bir iki saat sonra ağabeyinin arayıp eşi Edip Zengin'in şehit olduğunu söylediğini dile getirdi.
Sabah eşini toprağa vermek üzere Kocaeli'ye gittiklerini anlatan Asiye Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kocaeli'ye varınca eşimi görmeye gittik ama çok farklı bir şey, ölümle kalım arasında gibi bir şey. O gün ölseydim hiç üzülmezdim. Çocuklarımla eşimin yanına gittim ki kefenlenmiş. Eşim öyle mutluydu ki sanki yüzü böyle hiç ölmemişte yatakta rahat uyku halindeydi. Şehit olan eşimin yüzünü görünce dedim ki 'Çok mutlu gitmiş, o zaman ben kendi halime ağlayayım daha acınacak haldeyim.' Onu görünce mutlu oldum ve dedim ki en azından kendi hayatını şehitlikle ödüllendirdi. Bundan sonra en azından kızlarımla biz ona layık olmaya çalışalım."
"3 ay sonra baktım eşim gelmedi"
Zengin, eşinin yokluğuna alışkın olduklarını, son iki sene görevlerinden dolayı yanlarında bulunmadığını dile getirerek, bir kış boyunca eşinin 27 gün yanlarında kalabildiğini, bu sebeple akşam masaya tabak koyduklarında eşinin yokluğunu garip karşılamadıklarını vurguladı.
Zengin, "Zor oluyor ama kızlarımın hayatı için zorlukları aşmaya çalışıyorum. En çok yokluğunu akşam olunca hissediyoruz. Gündüz bir şekilde hayat geçiyor ama akşam olup herkes evine geçiyor ve yalnız kalınca eşim gelmiyor. Ben bunu 3 ay sonra fark ettim. Çünkü 3 aylık yokluğa alışmışız ama 3 ay sonra baktım eşim gelmedi. Biz de ev kurduk, o zaman anladım eşim cidden öldü."
Darbe girişimcilerinin yargılanmalarına değinen Zengin, "En ağır şekilde cezalandırılmalarını, idam edilmelerini istiyorum ama idam da bazen temizlik gibi bir anda olup bitecek. Onların o cezadan daha fazlasını çekmeleri, her gün bir ceza çekmeleri lazım. Şehitlerin hepsinin ismini ana ana ölmelerini istiyorum. 'Ben bunu neden yaptım?' demeleri lazım. Çocuklarımızın ahı hiçbir zaman yanlarına kalmasın. Eşimi öldürenlerin mahkemesi olacak, onların yüzüne bakıp 'Neden bunu yaptın, eline ne geçti?' demek istiyorum." sözlerine yer verdi.