"Karakol komutanı söylemim şakaydı"
FETÖ elebaşı Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında tutuklu eski tuğamiral Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Dağdelen'in de bulunduğu 32 sanığın yargılandığı davanın 3. celsesinde mahkeme savcısı, tutuklu 21 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi
Mersin'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin görülen davada tutuklu yargılanan eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, sözde sıkıyönetim bildirisini okuduklarını ama bunun kabul ettikleri anlamına gelmediğini savunarak, "İsmime baktım ve sonrasında şaşkınlıkla 'ben de sıkıyönetim komutanı olmuşum' dedim ama soruşturmada ve burada ilan etmişim gibi yalan ifadeler verdiler" dedi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 3. celsesine devam edildi.
Duruşmada sanıklar, avukatları ve sanık yakınları hazır bulundu.
Celsenin başladığı 3 Ocak'tan itibaren aralarında rütbeli askerlerin, emniyet müdürlerinin ve etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan eski polislerin de olduğu yaklaşık 60 kişinin tanık olarak dinlendiği oturumda mütalaa veren mahkeme savcısı, "Verilmesi muhtemel ceza karşısında tutuklama tedbirinin ölçülü, adli kontrol tedbirlerinin ise yetersiz kalacağı" gerekçesiyle sanıkların tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devam etmesi, tutuksuz sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin sürmesini talep etti.
Tanık ifadelerine ve mütalaaya karşı savunma yapan Demirhan, tanık ifadelerindeki aleyhte hususları kabul etmediğini belirterek, komutanlıktaki olay gününe ilişkin talep ettikleri kamera görüntüleri ile soruşturma aşamasında el konulan kendisine ve ailesine ait dijital materyallere hala erişemediklerini söyledi.
Darbeci olmadığını iddia eden Demirhan, "Darbe girişimi başarısız olsa da yoğun faaliyetlerin yapıldığına, bombalar atıldığına, uçakların uçtuğuna hepimiz şahit olduk ama Mersin'de bir mermi bile sıkılmadı, tek bir asker sokağa çıkmadı. 15 Temmuz öncesinde darbe girişimine ilişkin toplantı veya hazırlık gibi bir faaliyet olmadı. Kovuşturma sürecinde elle tutulur hiçbir delille suçlanmadım." dedi.
Demirhan, darbeye ilişkin herhangi bir emir vermediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Emrim altındaki albayların tamamı 16 Temmuz sabahına kadar emirlerimi uyguladılar. Kırmızı alarm protokolü çerçevesinde toplanma planı uygulandı, birliğin giriş ve çıkışları kapatıldı. Birliğin güvenliği için hukuki anlamda en basit ve temel tedbirler. Bunlar bile doğru bir davranış içerisinde olduğumu gösterir. Liman ve birlik kapısına gönderttiğim askerleri de daha sonra yine ben çektirdim. İstersem çatışma olabilirdi; bunu kim engelleyebilirdi? Hakkımdaki sahil güvenlik botuna ve polislere ateş edin emri verdiğim iddiaları da burada çürüdü. Gerekirse uyarı ateşi açılır dendi, o da gerekirse."
Dosyada az sayıda rütbeli askerin olduğunu, sanık polislerin de 'dolgu' olması için dosyaya eklendiğini iddia eden eski tuğamiral, kendisine "tezgah" kurulduğunu savundu.
"Sıkı yönetimi okudum ama ilan ettiğimiz anlamına gelmiyor"
Demirhan, kendisini "sıkıyönetim komutanı" ilan ettiği iddialarına ilişkin de şunları kaydetti:
"Sözde sıkıyönetim bildirisini okumuşuz. Evet okudum, birlikte okuduk ama bu sıkıyönetimi ilan ettiğimiz anlamına gelmiyor. İsmime baktım ve sonrasında şaşkınlıkla 'ben de sıkıyönetim komutanı olmuşum' dedim ama soruşturmada ve burada ilan etmişim gibi yalan ifadeler verdiler. Mersin'de o gün ne olmuş? Tüm Türkiye'de limanlardan gemiler çıktı, sadece Mersin'de çıkmadı. Komodor Albay Ahmet Habi Uğurluer 'gemileri çıkartalım' demesine rağmen izin vermedim."
Savunmasında, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla dinlenen tanıklardan emekli deniz subayı B.K'nın, kendisi hakkındaki 2 kez FETÖ elebaşı Gülen ile görüştüğü iddialarına da yer veren Demirhan, suçlamanın asılsız olduğunu, tanığın kariyerindeki başarısını kıskandığını söyledi.
"Karakol komutanı söylemim şakaydı"
Tutuklu sanıklardan eski başkomiser Süleyman Akçin de hakkındaki suçlamaları reddederek, polis merkezindeki silahları devriye aracına koymasına yönelik suçlamanın yersiz olduğunu, silahları tedbir amaçlı yanlarında bulundurduklarını iddia etti.
Akçin, tutuklu sanık eski AKUT Mersin ekibinin lideri Hakan Topal ile 15 Temmuz'da yaptığı görüşmeye ilişkin de "AKUT'tan Hakan ile çok samimi değildik. Okul aile birliğinden bir tanışıklığımız vardı. 15 Temmuz'da sırf meraktan 'ağabey' geleyim mi dedi ben de ne yapayım, 'gel' dedim. Karakola geldi oturdu. Polislerden biri 'ağabey bu kim' deyince ben de esprisine 'yeni karakol komutanınız' dedim, hay demez olaydım. Tamamen şakaydı. O da 17 aydır bu yüzden içeride yatıyor." diye konuştu.
Eski polislerden tutuklu sanık Mustafa Uyanık da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, örgütle irtibatının bulunmadığını ve örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını savundu.
Sanıkları dinleyen mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
Dava
Davanın 20 Haziran 2017'de görülen ilk celsesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı olarak görev yapan ve kendisini sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan eden eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur ve eski Harekat Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ali Gül'ün de aralarında olduğu bir kısım sanık savunmalarını yaparken, eski 3. sınıf emniyet müdürü tutuklu sanık Hasan Basri Dağdelen ifade vermek için ek süre istemişti.
Heyet, olay gecesi Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski uzman çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski uzman çavuş Ahmet Tufan Özbar ve eski polis Mustafa Gezginci'nin haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar vermişti.
İlk olarak 29 sanığın yargılandığı dosyada sanık sayısı, farklı bir dosyadan yargılanan 6 askerin de eklenmesiyle 35'e çıkmış, 10 Ekim 2017'de başlayan ikinci celsede de Dağdelen ile tutuksuz yargılanan sanıklardan dönemin Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi ve emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan ifade vermişti.
Aynı celsede tanıkları dinleyen heyet, Demirhan'ın koruması eski uzman çavuş Seyhan Açar ile şoförü Kadir Nevzat Yontkan'ın ev hapsi şartıyla tahliyelerine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Heyet ayrıca, sonradan dava dosyasıyla birleştirilen tutuksuz yargılanan 6 eski askerin yer aldığı dosyanın da dava dosyasından ayrılmasına hükmetmişti.
Davada 29'a düşen sanık sayısı, celse arasında farklı bir dosyanın daha eklenmesiyle 32'ye yükselmişti.