Karargaha müdahale edileceğini düşünerek odasında beklemiş
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davaya, eski Genelkurmay Harekat Plan Daire Başkanı Tümgeneral Baki Kavun'un çapraz sorgusuyla devam edildi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davaya, eski Genelkurmay Harekat Plan Daire Başkanı Tümgeneral Baki Kavun'un çapraz sorgusuyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, eski Genelkurmay Harekat Plan Daire Başkanı Tümgeneral Kavun'un çapraz sorgusu yapıldı.
Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Siz kimin emri üzerine derdest edildiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Kavun, "Beni derdest edenlerin, muhtemelen Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine alınanları derdest ettiği ortada." dedi. Dik'in, "Fail kim?" diyerek tekrar sorması üzerine ise Kavun, "Fırat Alakuş, Halit Kazancı, Bünyamin Tüner ve beraberinde üç silahlı özel kuvvet unsuru. Diğerlerini tanımıyorum." diye konuştu.
Kavun, Başkan Dik'in "Karargahı kimin yönettiğini görmedin." şeklindeki ifadesine karşılık, görmediğini söyledi. Kavun, "Koridordaki seslerden ve konuşmalardan hissettiğim. Derdest edildiğimde, ikinci başkanın odasında bulunurken, Cemil Turhan, Mehmet Partigöç ve Muharrem Köse'nin seslerini duydum o esnada." dedi.
Daha sonra savunma yapan Kavun'un avukatı Tolga Cangüloğlu, iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmeyerek, suçlamaların bilinçli yapıldığını öne sürdü.
Cangüloğlu'nun, savunması sırasında iddianameyi hazırlayan savcı için "Ben isterim ki hukuk fakültesini tekrardan okusunlar ama bunun mümkün olmadığını gayet iyi biliyorum." demesine karşılık salonda tepkiler oluşunca, Mahkeme Başkanı Dik de "Avukat Bey, bu size Savcı Beye hakaret etme görevi vermez." diye konuştu.
Daha sonra söz alan duruşma savcısı Aytekin Cenikli, savcıya hakaret eden cümleler söylenerek sınırın aşıldığını söyledi. Cenikli, sanık avukatı hakkında suç duyurusunda bulunarak gereğinin yapılmasını istedi.
Duruşma savcısından Çanakkale kahramanı Yahya Çavuş örneği
Duruşmada, Savcı Cenikli de sanık Baki Kavun'a sorular yöneltti.
Çanakkale Savaşı kahramanı, 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'nda Ertuğrul Koyu'na çıkarma yapan 3 bin askerden oluşan İngiliz kuvvetini, komutasındaki 67 askeriyle durduran Yahya Çavuş örneğini veren Savcı Cenikli, "Yahya Çavuş'un ne yaptığını biliyorsunuz. Siz sivil yetkilileri arayabilirdiniz, bu yönde hiç çabanız yok. Bir şey yapmamışsınız, ne yaptınız, gerçekten merak ediyorum? Zekai Paşa ile konuştunuz, 'darbe yapılıyor' dedi, sonra ne yaptınız herhangi bir subay değilsiniz?" diye sordu.
Kavun'un, "Oradan çıktım odama gittim. Karargaha müdahale edileceğini düşünerek bekledim" demesi üzerine Savcı Cenikli, "Komutanların disiplinsizliği görünce tutuklama yetkisi var. Disiplinle ilgili yetkileriniz var, emir veriyorsunuz astınız uymuyor, harekat merkezine sizi almıyor, tamam adamlar silahlı ama bu durumu ortadan kaldırmaya ilişkin neler yaptınız?" dedi. Kavun da sonradan bu iki askeri gözaltına kendisinin aldırdığını söyledi.
Savcı Cenikli'nin "Sivil birimleri neden aramayı düşünmediniz? Darbe hükümete karşı yapılıyor, önce onları arayacaksınız. Hükümet darbeye uğrayan taraf, neden kimseyi aramadınız?" sorusuna karşılık da Kavun, ilk anda kimin darbeci kimin darbeci olmadığını anlamadığını söyledi.
"Güvenliği sağlamak için geldiklerini düşündüm"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın da harekat merkezine alınmadıktan 5 saat sonra neden yeniden gittiğini sorduğu Kavun, darbecileri vazgeçirmek istediğini savundu.
Aradaki sürede neden telefonla görüşme yapmaya çalışmadığı sorulan Kavun, cep telefonunun o odalarda kullanılamadığını, odadan araması halinde ise yerinin belli olacağı gerekçesiyle arama yapmadığını kaydetti.
Nizamiyedeki çatışmayla Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personelini görmesine karşın Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'yı neden gece 03.00'den sonra aradığının sorulması üzerine Kavun, ÖKK personelini ilk gördüğünde, karargahı ele geçirmeye çalıştıklarını aklına getirmediğini, güvenliği sağlamak için geldiklerini düşündüğünü öne sürdü. Kavun, darbe karşısında olduğu yönündeki beyanını duyduktan sonra Aksakallı'yı aradığını ifade etti.
Kavun, bir başka soru üzerine de ikinci kez harekat merkezine inmek üzere koridora çıktığında Vahap Kavaker ve Abdurrahim Aksoy'un silahlı olarak geldiğini ve Fırat Alakuş'un emriyle derdest edildiğini ileri sürdü.
Aydın'ın, Anadolu Ajansının Genelkurmay Başkanı'nın Akıncı Üssü'ne kaçırıldığını haber olarak geçtiğini hatırlatarak, televizyonlarda bu haberi gördükten sonra ne yaptığını sorduğu Kavun, Genelkurmay Başkanı'nın derdest edildiğini anladıktan sonra koruma tedbirlerini sıkılaştırma ihtiyacı hissettiğini, kimlerin eylem içinde olduğunu bilmediğinden, bulunduğu odada ışıkları ve gece saat 01.00'den sonra televizyonları kapattığını söyledi.
"O saate kadar orada kalmanızı Genelkurmay Başkanı'nın makamda olmasına bağladınız. O götürüldükten sonra orada kalmanızın manası kaldı mı?" şeklindeki soru üzerine de Kavun, başına gelecekleri tahmin ederek, bulunduğu yerden çıkmadığını anlattı.
Başbakanlık avukatı Süleyman Ayhan ise harekat merkezinin Kavun'a bağlı olduğunu hatırlatarak, "Size bağlı birimdekiler, emrinizi yerine getirmediğine göre demek ki onlar darbeci yorumu çıkar mı?" sorusuna karşılık Kavun, "Onlar benim darbecilere karşı olduğumu biliyor ama ben onların darbeci olduğunu henüz bilmiyorum." savunmasını yaptı.
Ayhan, Başbakan'ın açıklama yaptığını, harekat merkezinin kapalı tutulduğunu, TRT'de darbe bildirisinin okunduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı darbeye karşı durmaya davet ettiğini hatırlatarak, "Tamam can kıymetlidir. İçeride kendinizi kilitlemeniz normal ama telefonla ne yaptınız? Sivil siyasetten, bürokrasiden, emniyet müdürlüğünden kimi aradınız? Ne yaptınız?" sorusunu yöneltti. Kavun ise kime güveneceğini bilmediği için kimseyi aramadığını söyledi.
Duruşmaya öğle arası verildi.