Çürüyen sistem ve futbol: 'Fakirler buldu zenginler çaldı'

İbrahim Çağrı Yıldız Avrupa Süper Ligi'nin ve futbol sektöründeki kapitalist yapılanmayı Aydınlık Gazetesi'ndeki yazısında değerlendirdi.

Çürüyen sistem ve futbol: 'Fakirler buldu zenginler çaldı'

İbrahim Çağrı Yıldız

Dünya futbolunun önde gelen kulüpleri; Milan, Arsenal, Atletico Madrid, Chelsea, Barcelona, Inter, Juventus, Liverpool, Manchester City, Manchester United, Real Madrid ve Tottenham yaptıkları açıklamayla Avrupa Süper Ligi'ni kurduklarını açıkladı. Aynı zamanda bu 12 takım Avrupa Kulüpler Birliği'nden de ayrıldıklarını bildirdi. Bununla birlikte Almanya ve Fransa ligi takımları Avrupa Süper Ligi'ne katılmayı reddetti.

Bu girişimle birlikte futbolun kökü; aç gözlü, kapitalist ve kan emici kulüp sahipleri tarafından dinamitlendi. Bu yazıda Avrupa Süper Ligi’nin ne amaçla kurulduğunu, nasıl fonlanacağını, futboldan neleri götüreceğini ve diğer etkilerini anlatacağız.

AVRUPA SÜPER LİGİ NEDİR?

Kısaca ligin işleyişini anlatalım. Organizasyon 15 kurucu sabit takım (3 kurucu takım daha açıklanacak) ve 5 tane de her sezon performansa ve kriterlere dayalı olarak seçilecek toplam 20 takımla oynanacak. Maçlar hafta içi oynanacak ve takımlar yerel liglerinde oynamaya devam edecek.

UEFA, İngiltere Premier Lig, İtalya Serie A ve İspanya La Liga yönetimleri daha önce yaptıkları açıklamada bu lige katılan takımlara çeşitli yaptırımlar uygulanacağı; başka bir organizasyona (Şampiyonlar Ligi veya Avrupa ligi gibi turnuvalara) katılmalarının yasaklanacağı ve bu yaptırımların ligde oynayan oyuncuların milli takımlara gitmesine engel olmaya kadar varabileceğini açıklamıştı.

FUTBOLUN RUHUNUN ÖLÜM FERMANI

Futbol kültürü, sermayenin kıskacında zaten intihara doğru yol alıyordu. 12 kulüp ise bugün işi uzatmayarak ölüm fermanını çıkardılar futbolun. Bugün bu karara imza atan takımlar dahil olmak üzere birçok takımın kuruluşu işçi sınıfına, sisteme isyan eden gruplara dayanır. Tarihsel futbol rekabetleri sınıf mücadelesinin getirdiği bir sonuçtur çoğu ülkede. Bu yıllara geldiğimizde ise kendini halkın takımı olarak açıklayan kulüpler bile büyük şirket patronlarının, petrol zenginlerinin elindedir. Bakınız eski futbol yıldızı Gary Neville bu konuda ne söylüyor; “Tüm İngiliz kulüpleri için Avrupa Süper Ligi için alınan kararı şok edici buluyorum. Liverpool, 'Asla yalnız yürümeyeceksin' diyorsunuz, halkın takımı olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Manchester United, işçiler tarafından kuruldunuz. Bunu durdurun. Bunun olmasını engelleyin. Bu karara imza atan İngiliz kulüplerinin sahipleri, bu ülke futbolu için hiçbir şey yapmadılar. Sahtekarlar. Taraftarların korunmaya ihtiyacı var."

Bu ligi kuran takımlar dünya futbol sermayesinin %77’sini elinde bulunduruyor. Mevcut sistem içerisinde bunu diğer takımlarla paylaşıyorlardı. Şimdi ellerindeki parayı daha çok arttıracak ve sadece 12 kulüp arasında paylaştıracak bir yapının içerisine girdiler. Türkiye Süper Ligi ve diğer liglere ‘ötede oynayın’ dediler. Dünya üzerinde egemen kapitalist sistem, futbola da şekil verdi.

TÜM KÖTÜLÜKLERİN ANASI: ABD

Dünya üzerinde, insanların değer verdiği, zevk aldığı ne varsa onları kendi eline geçirip sömüren ABD, burada da tabii ki karşımıza çıkıyor ve futbola darbenin merkezinde olduğunu bize gösteriyor. Avrupa Süper Ligi, ABD’nin en büyük banka ve finansal hizmet şirketlerinden biri olan JP Morgan tarafından finanse edilecek. JP Morgan kurucu kulüplere ilk başta toplam 3,5 milyar Euro ödeyecek.

SPORTİF LİYAKAT YOK OLACAK

Futbol, dünya üzerinde bu kadar ilgi gören tek spor diyebiliriz. Bunun nedeni her takımın doğru sistem ile başarıyı yakalama kapasitesinin olması. En dipten gelen kulüplerin mucize olarak sayılacak başarıları, o takımın ait olduğu bölge içerisinde yaşayan insanlara inanılmaz duygular yaşatıyordu ve futbolu cazip kılan buydu. Tamamen eşit olmasa da herkesin şansı vardı kendi mucizesi için. Şimdi bu yok ediliyor. Sabit takımlar arasında yapılacak müsabakalar diğer takımları sistemin en dışına itiyor. Galatasaray'ın Avrupa Ligi şampiyonluğu, Leicester City'nin İngiltere Ligi Şampiyonluğu, Yunanistan'ın Euro 2004 şampiyonluğu artık çok daha az anlamlı olacak. Uluslararası başarılar geride bırakırsak yerel ligler bile pek bir anlamı olmayan turnuvalara dönecek.

BU NOKTAYA NASIL GELDİK?

Bu sürece UEFA ve yerel liglerin, takımları yeterince denetlememesi ve mevcut Şampiyonlar Ligi düzeninin sonucu olarak geldik diyebiliriz. 12 takımın bu ligi kurmasının nedenini Avrupa futbolunun onlar sayesinde bu kadar ilgi gördüğü ve pastadan yeterli payı almadıklarını düşünmeleri olarak açıklayabiliriz. Bu kulüpler zaten UEFA ile bu konuyu görüşüp kendi çıkarlarının arttırılması yönünde taleplerini iletmişlerdi. UEFA da bunun üzerine çalışmalar yürütüyordu ve Şampiyonlar Ligi’inde bu yönde köklü değişikliklere gidecekti. Ancak bu değişiklikler bile ASL takımları tarafından yeterli görülmedi ve UEFA yeni Şampiyonlar Ligi düzenini açıklamadan hemen önce Avrupa Süper Ligi ilan edildi. Bunun yanı sıra; pandemi sürecinin kulüpleri maddî yönden sıkıntıya sokması da bir neden oldu.

ASL takımlarının açgözlü tavırlarını bir kenara bırakırsak esasında Şampiyonlar Ligi'nin mevcut düzeninin bile kabul edilmesi zor. İsmi ‘Şampiyonlar Ligi’ ama Avrupa'nın önde gelen liglerini 3-4-5 sıralamasında bitiren takımlar doğrudan katılırken Türkiye Ligi gibi ligleri şampiyon bitiren takımlar yakın zamanda ön eleme oynamak zorunda kalacak. Bununla birlikte astronomik fiyatlar ile transfer olan futbolcular, mafya, şike, bahis baronları tarafından çürütülen sisteme karşı koruyucu olması gereken UEFA'nın yetersiz kalması hatta bu düzeni devam ettirme isteği futbolu bu noktaya getirdi.

ÇIKIŞ YOLU

Bu kadar büyük bir sermayesi olan bir sporun tabii ki bu kirli sistem içerisinden kurtulması çok zor ama imkansız değil. Bu kuyudan ancak bir devrimle çıkılabilir. Denetim kurulları hem yerelde hem uluslararası düzeyde geniş yaptırım yetkilerine sahip olmalı. Bahis şikesi, para aklama ve daha fazlasına karşı sert önlemler alınmalı. UEFA ve ülke federasyonları ASL takımlarına çok ciddi yaptırımlar uygulamalı. En çok etki göstereceğini düşündüğüm yöntem ise faal futbolcuların örgütlü bir yapıyla yeni düzene karşı koymaları. Belki de bu sistemin en temiz parçası olan taraftarların yapacağı küresel boykotlar da geri adım attırabilir. Yeni sistem içerisinde ezilen takımların bir araya gelerek kuracağı ligler de bir başkaldırı olabilir tabii ki. Ancak finansal yönden büyük engellerle karşı karşıya gelinmesi muhtemeldir. Bu çok iyi niyetli bir fikir olsa da şu an için pek mümkün gözükmüyor.

Futbol, amatör ruhun cazip kıldığı, işçi ve sınıf mücadelesinin büyüttüğü bir tutkuydu. Şimdi ise küreselci şirketlerin ve patronların elinde can çekişiyor.

spor futbol real madrid avrupa aydınlık gazetesi aydınlık Manchester United liverpool barcelona juventus arsenal chelsea atletico madrid Sezon Takim manchester city inter kulüp milan sermaye Tottenham Avrupa Süper Ligi