Davutoğlu'ndan sert sözler
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP ile HDP arasında yaşanan randevu iptali ile ilgili açıklama yaptı. "Bana hesap soracaklarına Sur'u, Cizre'yi cehenneme çevirenlerden hesap sorsunlar" diyen Davutoğlu kaçak çay çıkışına da, "Biz film çevirmiyoruz. Gitsinler çaylarını Kandil'de içsinler" sözleriyle yanıt verdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise Selahattin Demirtaş'ın "açıkça bölücülüğünü itiraf ettiğini" söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasayla ilgili muhalefet partileriyle yapacağı görüşmeye ilişkin olarak, "Zihnimde bir yöntem var" dedi. Davutoğlu, "Doğru olan başkanlık sistemidir" diye konuştu. HDP'ye ilettiği randevu talebini iptal eden Davutoğlu, "Randevu talebim sonrası saygısızlığa varan açıklamalar yaptılar. Bu şekilde onları muhatap almam söz konusu olamaz" ifadesini kullandı. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "Gelir, kaçak çayımızı içer" sözünü hatırlatan Davutoğlu, "Biz bir film çeviriyor değiliz. Yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit vermişiz. Yok çaymış, yok kaçak çaymış. Gitsin Kandil'de içsin çayını film senaristi" diye konuştu.
Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli'ye giderken herhangi bir önyargımız yok" dedi.
Davutoğlu, Belgrad ziyareti öncesi düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanı'yla bir araya geldiniz. Detay verebilir misiniz?
Ben Sırbistan'a gidiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı Suudi Arabistan'a gidecek. Perşembe yılbaşı, haftalık görüşmemizi yapamayacağız. İstanbul'da bir görüşme gerçekleştirdik. Bir telefonla teyitleşerek görüştük. Birçok konuyu ele aldık. Terörle mücadele başta, Irak ve Suriye'deki görüşmeler.
Ayrıca önümüzdeki günlerde de muhalefetle görüşeceğim. Olağan görüşmemizi öne aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızla ne zaman bir araya gelsek geniş bir gündemi paylaşıyoruz. Birlikte atacağımız adımları değerlendirdik.
Yeni anayasada takvim var mı kafanızda? HDP'yle görüşme olmayacağını söylediniz.
2011'de yeni anayasa çalışmalarına katılmış bütün arkadaşlarımı davet ettim, komisyonda görev almış arkadaşlar. Son MKYK'dayken de böyle bir toplantı yapacağımı ifade ettim. Cumartesi kendilerinden dinledim. O zaman Dışişleri Bakanı olarak takip ediyordum ama detayları dinleme ihtiyacım vardı. 2007-2011 anayasa süreçlerinde yaşadıklarımızı yöntem olarak ve muhteva olarak dinledim. Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli'ye giderken herhangi bir önyargımız yok. Geçmişte iki yöntem, 2007 sonrasında AK Parti'nin kendi çalışması olarak sunması var, 2011'den sonra bütün partilerin katıldığı bir yöntem denendi. İkisinde de istediğimiz sonucu alamadık.
Konjonktürel şartlardan çıkmamız lazım. Kişiselleştirmeden. Torunlarımızın ve onların torunlarının dahi büyük bir revizyon yapmadan yaşayabileceği, gereğini yapabileceği bir anayasayı birlikte yapmamız lazım. 380 milletvekilimiz de olsaydı ben uzlaşmayı tercih ederdim. HDP'yle niye görüşülmüyor? Olanlar çok açık oluyor. Öncekilere siyasi polemik diyebiliriz. Randevu talebinden sonra sürdürmeleri, hakaretamiz bir şekilde, kendilerini ziyaret eden misafire saygısızlık ifade eden konuşmalardan sonra onları muhatap almam doğru değil. Muhatabımdaki niyet önemli.
Sur'u, Cizre'yi, Silopi'yi zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hem terörü destekleyecekler, hem daha demokratik bir anayasa için gelen Başbakan'a şart koşacaklar. Hani Türkiyelileşiceklerdi. Hani Türkiye toplumunun parçası olacaklardı. 7 Haziran'da bu samimiyetsiz beyanlara inanan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Hesap sorun bunlardan. Aslında HDP'ye, PKK'ya taviz vermeyecek birçok insan oy verdi. Anayasayı tartışırım ama Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü kimseyle tartışmam.
Biz bir film çeviriyor değiliz. Yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit vermişiz. Yok çaymış, yok kaçak çaymış. Gitsin Kandil'de içsin çayını film senaristi. Beyefendi kaçak çaydan bahsedecek, ben de o masada duracağım öyle mi? Meclis'te milleti temsil edenler bu işin ciddiyetinde olacaklar. Ya samimi ve ciddi olurlar kapımız açık olur, o zaman da hadlerini bildiririz. Siyaset samimiyet, nezaket meselesidir.