Oğuz Polatbilek yazdı: Soner Yalçın solculuğu: Bütün filler uçar…

Oğuz Polatbilek yazdı

Oğuz Polatbilek yazdı: Soner Yalçın solculuğu: Bütün filler uçar…

Bilim adamı özelliği olduğunu sonradan öğrendiğimiz Soner Yalçın, Hekimoğlu dizisindeki sahneyi haberleştirmemize çok içerlemiş. Öyle ki “Solcu’ya bak” başlığıyla ideolojimizi bile sorgulamış. Bunlar teferruat…

Gelelim konumuza.

Her fırsatta “aşı karşıtı değilim” vurgusunu yineleyen ancak sözüyle özü tutarsız olan Soner Yalçın’ın yeni tutarsızlığını ele alalım.

Hekimoğlu dizisinin ilgili sahnesinde Doktor Ateş karekteri çocuğunu muayeneye getiren anneyi bebeklik aşılarını yaptırmadığı için “Aşı yaptırmazsanız bebeğinizin helvasını yersiniz” diyerek sert bir üslupla eleştiriyor.

Aşı karşıtı olmadığını iddia eden Soner Yalçın ise o sahne için şu ifadeleri kullanıyor:

“Dr. House” dizisindeki o sahnenin videosu dünyaya dağıtıldı. Denildi ki “aman aşıları tartıştırmayın”.

Yani özetle: Dizinin ilgili sahnesinde bebeklik aşılarının önemi vurgulanıyor. Soner Yalçın ise bu durumun “çok uluslu ilaç şirketleri tarafından propaganda olarak kullanıldığını” ima ediyor. Aşı karşıtı olmayan Soner Yalçın’a göre “Bütün filler uçar. Ali bir fildir. O halde Ali de uçar.”

1. Soner Yalçın, bu cümle üzerine hala aşı karşıtı olmadığını nasıl iddia edebiliyor?

2. Soner Yalçın aşı karşıtlığını hangi bilimsel temele dayandırıyor?

3. Özellikle 0-2 yaş arası yapılması gereken aşılara neye dayanarak karşı durabiliyor?

Soner Yalçın yazısında tezine dayanak oluşturabilmek için “bunları tartışmayalım” diye çeşitli örnekler de vermiş. Ancak görmezden geldiği örnekler de hafife alınacak türden değil. Gelin tartışalım. Mesela:

Yıllar boyunca periyodik iniş çıkışlar olsa da kızamık görülme sıklığında gerçek kalıcı düşüş 1963’de kızamık aşı lisansının alınması ve kızamık aşısının yaygın kullanılmaya başlamasıyla örtüşmektedir. Bunu tartışalım.

Benzer düşüş, çocuklarda öldürücü solunum yolu infeksiyonları ve menenjit yapan Haemophilus influenzae’ya karşı aşı geliştirilmesiyle de yaşanmıştır. Üstelik bu düşüş sosyoekonomik düzeyi yüksek olan gelişmiş batı ülkelerinde ve yakın zamanlarda gözlenmiştir (ABD’de 1990’da yılda 20 000 olgudan 1993’de 1419 olguya). Gelin tartışalım.

Benzer örnekler ülkemizden de verilebilir: Türkiye’de de kabakulak olgu sayısı 2005 yılında 20.000 iken yaygın aşılama ile 2017’de 419’a düşmüştür. Gelin bunu da tartışalım.

Ya da bilimsel verilere göre aşılanan çocukların yüzde 95’inin hastalıklardan korunmasını gelin tartışalım.

Sonuç olarak; Aşılar şüphesiz insanoğlunun sağlık alanındaki en değerli buluşudur. Bilimsel olarak aşılarla ilgili tartışılacak çok başlık olduğu ve bilim insanları arasında, bilimsel ortamlarda tartışıldığı doğrudur. Ancak bu tartışmalar sadece daha etkili, daha az yan etkisi olan daha ucuz ve pratik aşıların nasıl geliştirilebileceğine ve aşılanma oranlarının nasıl artırılabileceğine ilişkindir. Hiçbir bilimsel ortamda aşıların gerekli olup olmadığının tartışıldığını duyamazsınız. Aşıları tartışmaya açanlar Soner Yalçın gibi bilimle ilişkisi sadece banknotlarla sınırlı olanlardır. Bizden gazeteci ağabeyimize tavsiye bilimi bilim insanlarına bırakalım.

ulusal.com.tr

Soner Yalçın Hekimoğlu oğuz polatbilek