Şule Perinçek yazdı: 10 Kasım yazısı

Şule Perinçek

Bu yıl da Atamızı anacağız.

Bu yıl da aynısını yapacağız.

Yine söz vereceğiz.

Atatürk olacağız.

Daha çoğalacağız.

Gözümüzde bir damla gözyaşı olmayacak.

Şimşekler çakacak.

Enerji yükleneceğiz.

Yay gibi.

Bir ayağımız önde.

Fırladık fırlayacağız!

Görevlere hazır bekliyoruz!

BATI'DA BİLİMİN YARATICILIĞI İNSAN ETLİ BURGER

Batı'da bilimin yaratıcılığı

İnsan etli burger

İsveç merkezli bitki bazlı protein üreticisi Oumph, insan eti tadında bitki bazlı, vegan burger üretmiş.

Hem de vegan!

Batı'da bilimin vardığı yere bak sen!

Hadi, ondan da vazgeçtim...

Neden insan eti tadı?

Nasıl bir insanlık.

Avrupa, Avustralya ve Güney Afrika'da ticaret yapan firma, söz konusu burgeri Cadılar Bayramı için bir kereye özgü olmak üzere ürettiğini açıklamış...

Belli ki yine de bir tepki oluştu.

Şirket, geçtiğimiz pazar günü yaptığı açıklamada burgerlerin üretiminin Cadılar Bayramı’ndan sonra durdurulduğunu bildirmiş.

Aman canım siz de hemen kötü niyetli olmayın, durun hele bir şirketi dinleyin.

Sapına kadar hayvansever.

“İnsan eti fikri ürkütücü olsa da, firma aslında bu hamleyle hayvanlardan yapılan ürünlerin kökenini sorgulatmayı” amaçlamış.

İyi de o tadı nasıl tutturmuşlar...

Yani insan etinin tadını nereden biliyorlarmış...

Şirket yöneticisinin dediğine göre saatler harcamışlar. Çok çalışmışlar.

Değmiş mi?

Değmiş mi?

Yok artık bunu da sormayın!

O da kapitalizmin mantığının kültürel olarak vardığı yer.

Sosyal medyada da bu konuyu eleştirmiştim. Kullandığı klavyeden anlaşıldığına göre yurtdışında büyük olasılıkla o ülkelerden birinde yaşayan bir izleyicimiz de bana şu yanıtı vermiş:

-“Halloween için bilakis et yemenin zaraları üzerine bir günlük matrak birşey yapmışlar, siz de Batı'nın bilimi falan diyorsunuz? Trajikomiksiniz.” (@Baretta007X)

Sonra şöyle yazıştık:

ŞP: “Neden rahatsız oluyorsunuz ki? Böyle bir buluş için uğraşmak sizin aklınıza gelir mi? Sonuçta bir günlük 'matrak' bir iş için o kadar zaman,kaynak ayırmak bir yana; hayvan eti yememek ayrı bir fantezi olarak kalıyor. Gelişmekte olan ülkelerin insanlarına yaptıklarını düşündükçe... Ben de sizi hiç komik bulmuyorum doğrusu!”(@suleperincek)

- “Hangi gelişmekte olan ülkenin insanlarından bahsediyoruz? Bu ürünü habere göre bir günlüğüne Cadılar Bayramı için sunan İsveç'li firma mı? Yoksa siyasal İslamı desteklediğiniz gelişmekte olan Atatürk Türkiye'sini mi? Ben komik değilim maalesef.. Eleştiriyi öğreneceksiniz.”(@Baretta007X)

....

Hangimiz eleştiriden öğreneceğiz... Siz karar verin.

SÜRSÜNLER GEMİLERİ BAŞKA YERE

Bu yazıyı yazarken bir yandan bir tartışma programını dinliyorum. Yeteeeer diye bağırasım geliyor. Yazık değil mi zamana!

Yazık değil mi bize!

Ne tartıştıklarını biliyorlar mı...

Ben anlamadım.

Bir dedikodu galiba.

Biri birine bir şey yapmış. Öyle miymiş yoksa değil miymişşş...

İncir çekirdeğinin içine beş on tanesi girer.

O kadar yani.

Dakikalar geçiyor... saatler geçiyor...

Ötekine bakayım diyorum.

A aaa... onlar da aynısını tartışıyorlar.

Hem de ne ateşli.

Yine anlamıyorum.

Biri ortalığı kızıştırıyor, hafiften sesler yükseliyor.

Niye ki..??

İncir çekirdeği ölçütüne başvuruyorum.

Aynı sonuç.

İçim geçiyor.

Bir ara Akdeniz'e gözüm kayıyor.

Ceza ve intikam tanrıçası, adlı adınca namlularını üzerimize çevirmiş...

“Eden bulur adaleti”ymiş. Nemesis Türkçede böyle tanımlanıyor.

Tatbikattalarmış.

Hele bir gelsinler.

Adaletin kaç bucak olduğunu anlatmazsak, ne olalım!

Tanrıça Nemesis!

Gece tanrıçası Nyx'in babasız meydana getirdiği çocuklarından biri.

Herkese eylemlerinin hak ettiği kaderi veren, insan ilişkilerinin dengesini ayarlayan güç!

İnsanlara işledikleri günahların bedelini ödeten tanrıça.

Acımasız.

İngilizcede karşılığı tek sözcük: düşman!

Uygulamalardan dilde de bir içerik kazanmış anlaşılan.

Ama artık geçti zamanı.

Sürsünler gemileri başka yere.

Pazar artık bu topraklarda kurulmuyor, izin vermiyoruz.

Haberleri yok mu!

Verelim o zaman.

Daha dün gençlerimiz İstanbul'dan 6. Filolarına mesajı yollamadı mı...

ALMANYA'DA FAİLİ MEÇHUL

10 yıl önce Almanya'da vatandaşlarımız cinayete kurban gitmişti. O demokrasilerine hayran olduğumuz, üstelik dostumuz, müttefikimiz, vatandaşlarımızın her düzeyden o kadar emeği geçen Almanya neredeyse üstünü kapattı. Milletvekili Helge Lindh de eleştirmiş. “Terör cinayetleri 'Döner-cinayetleri'ne indirgendi. Kurbanlar 'şüpheli' olarak görüldü.” diyor. Önemli soruların yanıtları verilmedi. Akrabaları hâlâ acı içinde. Üzerini örtmeyelim diye de ekliyor. #keinSchlussstrich

Esas Türk devletinin sahip çıkması gerekmez miydi?

Biz o zaman da çok yazmıştık.

Yine anımsatalım dedik.