Telif Hakları ve Türkiye Paneli
Telif Hakları Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Altunç: "Telif hakları, fikirleri korumaz. Telif Yasası, fikirlerin somutlaştığı eserleri korumak için vardır. Telif hakkının doğması için tescil edilmesine gerek yoktur. Herhangi bir kişi, herhangi bir eseri ürettiği andan itibaren hukuki olarak korunmaya başlar"
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Fatoş Altunç, telif haklarının fikirleri korumadığını belirterek, "Telif Yasası, fikirlerin somutlaştığı eserleri korumak için vardır. Telif hakkının doğması için tescil edilmesine gerek yoktur. Herhangi bir kişi, herhangi bir eseri ürettiği andan itibaren hukuki olarak korunmaya başlar." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü, "Özel Etkinlikler" kapsamında "Telif Hakkı Kul Hakkıdır: Telif Hakları ve Türkiye" paneli düzenledi.
Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bakırköy Anadolu Lisesi ile Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliğinin (İLESAM) katkılarıyla Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi'nde, İLESAM İstanbul Şubesi Başkanı Cafer Vayni’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, Altunç, Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Adnan Çavuş ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cahit Suluk konuşmacı olarak katıldı.
Altunç, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'de eserlerin en büyük koruyucusunun gençler olduğunu, bu nedenle gençlerin bu konuda hassasiyet göstermesi ve bilgi sahibi olmasının, eser üretiminin daha da ileri gitmesi için önemini vurguladı.
Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde sağlanan hakların toplamının, fikri mülkiyet haklarını oluşturduğunu, fikri mülkiyet haklarının telif hakları ve sınai hakları olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Altunç, bu konuda medyada ciddi bir kavram karmaşası yaşandığını aktardı.
Eserlerin telif haklarıyla, kuruluşlar, markalar ve diğer unsurların sınai mülkiyet kavramıyla korunduğunu anlatan Altunç, şunları söyledi:
"Telif hakları, fikirleri korumaz. Telif Yasası, fikirlerin somutlaştığı eserleri korumak için vardır. Telif hakkının doğması için tescil edilmesine gerek yoktur. Herhangi bir kişi, herhangi bir eseri ürettiği andan itibaren hukuki olarak korunmaya başlar. Bunları korumak için herhangi bir yere tescil ettirmek zorunda değilsiniz. İsteniyorsa, ispat için bakanlık veya notere tescil edilmesi mümkündür.
Telif haklarının ikinci önemli özelliği, soyut niteliğe sahiptir. Bu, şu demek; somutlaştığı üründen bağımsızdır. Herhangi bir kitabı, kitabevinden satın aldığınız zaman o kitabın mülkiyeti sizdedir ama içindeki eseri tekrar yazamazsınız, çoğaltıp dağıtamazsınız. Bir kitabın fiziki mülkünün edinilmesi demek, eser içindeki telif hakkının da edinilmesi demek değildir."
"Telif hakları ülkelerin dinamosu niteliğindedir"
Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş de telif haklarının ülkelerin bilimsel, kültürel, sosyal, iktisadi bakımdan gelişmelerinin dinamosu niteliğinde olduğunu belirtti.
Gelişmiş ülkelere bakıldığında, bu ülkelerin hepsinin bilim, kültür ve sanatta ileri seviyedeki ülkeler olduğunun görüldüğünü anlatan Ateş, "Bizler de bu hakların önemini gerektiği gibi kavrar ve bu hakların korunması noktasında, gerekli hassasiyeti gösterirsek, ülkemiz de diğer gelişmiş ülkeler gibi sözünü ettiğim alanlarda ileri ülkeler arasına katılacaktır." dedi.
Hukukun kişiye herhangi bir konu üzerinde tanıdığı yetkilere, menfaatlere "hak" denildiğini ifade eden Ateş, şunları kaydetti:
"Telif hakkı da bir eser üzerinde, hukuk sisteminin o eseri kullanma, basma, çoğaltma, yayma yetkisini vererek, başka kişilerden birtakım iktisadi menfaatler elde etme yetkisi verir. Telif hakkı, gerçekten insan hakkıdır. İnsan hakkı nedir? İnsan hakkı, yalnızca insan olması sebebiyle kişiye tanınmış olan haklardır. Telif hakkı da çok bilinmez ama gerçek anlamda bir insan hakkıdır. Çünkü sadece insana tanınan bir haktır.
İnsan dışındaki varlıkların telif hakkında bahsedilemez. Çünkü telif hakkının konusunu oluşturan şey eserdir; eser ise yalnızca insan tarafından meydana getirilen bir üründür. İnsan hakkı olması hasebiyle, uluslararası sözleşmelerde, gerekse ülkelerin anayasalarında telif haklarını koruyucu birtakım temel normlara yer verildiğini görüyoruz."