Mehmet Canbolat Almanya'dan yazdı: Tarihe tanıklık yapmak
28 Ocak 2015; kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün, sadece Türkiye için değil, Avrupa ülkeleri açısından da, geleceğin tarihinde önemli bir gün olacak gibi.
Çünkü Strassburg’taki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yapılan bir duruşmada, 100 yıllık bir “kavga”; yani “Türkler, Anadolu’da Ermeniler’e soykırım yaptı” iddiaları, ana konuydu.
Ancak, haberlerimizden de görebileceğiniz gibi, mahkemedeki yirmi hakimi aylardır meşgul eden mesele, “soykırım mı? “ “değil mi?” tartışmasından başka bir şeydi. Gündemin tek maddesi, İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in on yıl önce İsviçre’de sarfettiği ve daha sonra da sıkça yinelediği “Ermeni Soykırımı Emperyalist Bir Yalandır” şeklindeki sözüydü. Hem de soykırım inkarının, kanunlar ile açık biçimde suç sayıldığı, burnundan kıl aldırmayan bir Avrupa ülkesinde!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 28 Ocak 2015 tarihli duruşmada, işte böylesi bir sözün, suç olarak görülüp görülmeyeceğini ele aldı. Bu tarihi davayı yerinde izleyen az sayıda gazeteciden biri oldum. Meslek yaşamımda gördüğüm çok ender duruşmalardan biriydi, diyebilirim.
Bir tarafta, Ermenistan ve İsviçre devletlerinin ittifakı, diğer yanda ise, Türkiye’yi savunduğu için bireysel yargılanan Dr. Doğu Perinçek.
Ancak, Ermenistan’ı savunan, uluslararası alanda tanınan sinema oyuncusu George Clooney’nin avukat eşi, Lübnan kökenli Amal Alamuddin Clooney’in meseleye temelde yanlış noktalardan eğilmesi, tartışmanın özünden çıkması, Perinçek’in karşı iddia ve belgeleriyle ayrı bir yön kazandı.
Divan Başkanının, Ermenistan ve İsviçre’yi savunan ekibi sık sık uyarması ve sözünü kesmesi de, gözden kaçmadı. Aynı şekilde, Perinçek konuşurken, divanda yer alan hakimlere tek tek baktım. Paparazzi medyanın diline iyice düşmüş Ermenistan'ın avukatı ve diğerleri konuşurken, orasını burasını kaşıyan ve başka yerlere bakan İnsan Hakları Mahkeme üyeleri, çok ilginçtir; Perinçek'in sözlerini, pür dikkat dinliyordu.
Aynı şekilde Perinçek'in, donanımlı bir hukuk insanı olarak, çok sakin biçimde sıraladığı: "Avrupa'ya özgürlük getiriyoruz. Biz bu çıkışımızla aslında sizlerin de özgürlüğünü savunuyoruz." sözlerine odaklanıyordu.
Duruşma boyunca tarafları da yakından izlemeye özen gösterdim. Savunma mekanizmalarının kendi içinde sürekli yazılı not değiş tokuşu dikkatimi çekti.
Yani ortada tam bir taktik savaşı var gibiydi. Mahkeme heyetinin kararı henüz belli değil. Sonbaharı bekleyeceğiz. Ama duruşma sonrasında, Perinçek kendinden oldukça emin görünüyordu.
Ayaküstü sohbet ettik. Konuşmasında da değindiği gibi, yurtdışındaki Türk toplumunun yıllardır horlanmasına getirdi sözü. “Bu dava, sadece Türkiye açısından değil, yurtdışındaki Türk ve Müslüman toplumu bağlamında da önemli bir yolu açmıştır. Yine sizlerin aracılığıyla buradan bir kez daha söylüyorum. Yurtdışındaki yurttaşlarımız, başlarını dik tutsun. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, hepimizin yüzünü ağartacak olumlu bir karar vereceğine yürekten inanıyorum. Artık yurtdışındaki insanlarımız yolda, sokakta, “‘soykırımcı Türkler” olarak görülmeyecek. Onların çocukları, okullarda, benzeri suçlamalarla yüz yüze kalamayacak.” dedi.
Özetle söyleyecek olursam, sonucu için biraz sabredilmesi gereken bu dava ile, Dr. Perinçek bence, tarihte önemli bir sayfayı da açmışa benziyor.
Perinçek, Strassburg’taki duruşmasında Avrupa’da yaşayan ve içinde bulunduğu toplum tarafından “karaderili” olarak görülen Türkler ve Müslümanları’n da kimseden çekinmeden özgürce "Soykırım iddiasının, emperyalist bir yalan olduğu"nu söyleme hakkını sahip olması gerektiğini düşünüyor. Bu hakkın Avrupa’daki mazlum azınlıklara çok görülemeyeceğini vurguluyor.
Doğu Perinçek’e soruyoruz; “Bundan sonra sırada ne var?” diye. Gülüyor. Ermenistan halkına çağrı yapıyor. Sevgiden, dostluktan dem vuruyor.
“Emperyalistler’in oyununa daha fazla gelmeyin. Türkiye ile, yeni bir sayfa açın” diyor. Şaka değil, gözlerindeki ışıktan hissediyorsunuz hemen; Ermenistan’a, Erivan’a gitmekten, orada da, kendince tüm gerçekleri anlatmaktan söz ediyor.
Olmaz olmaz demeyin, Doğu Perinçek bu. Dışarı çıktığımızda kendini bekleyen farklı siyasi kesimden destekçi 3 bine yakın insanın "Cesur, korkusuz, Doğu Perinçek…" sloganları boşuna olmasa gerek. Müthiş bir özgüven sahibi. Kitleleri etkilemesini, vücut dilini yönlendirmesini iyi biliyor.
Yabancı basının sorularını yanıtlarken Türkçe, İngilizce ve Almanca lisanında sergilediği özgüven, onun birçok açıdan donanınımı hemen hissettiriyor.
Militan ruhunu, yer yer keskin dilini, ezber bozan radikal söylemlerini, çıkışlarını, seversiniz veya sevmezsiniz ama gözü pek, siyaset, tarih ve hukuk ve sanat kültür bakımından da oldukça donanımlı bir insan Perinçek.
İlerleyen yaşına rağmen mücadele ruhu güçlü bir şahsiyet.
Geçmiş yıllardaki politik çalışmaları, sol cepheden belli çevrelerin "önce vatan" eksenli düşünceleri nedeniyle mesafeli durduğu Perinçek'i, belki de kimi çevreleri biraz daha kızdıracak düşünceleri ve Türkiye için “militan” projeleriyle bir süre daha izleyecek ve konuşacağız galiba…
Mehmet Canbolat/ Almanya
ulusalkanal.com.tr