Görev Vakfı'ndan 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü mesajı: ''Milletine dayanan fon peşinde koşmaz''

Görev Vakfı, medyanın ABD tarafından fonlanmasının güvenlik sorunu olduğuna dikkat çekti. 'Amerika'dan fonlanan basın kuruluşları Amerika'nın kılıcını sallar' diyen Vakıf Başkanı Erkan Önsel, TBMM'den kanun çıkmasını, fonların engellenmesini istedi.

Ercan Küçük / Aydınlık Gazetesi

ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı'nın Türkiye’de birçok dernek ve medya kuruluşuna yüz binlerce liralık hibe vermesinin ortaya çıkması yaratıcı yıkıcılık ve 5. kol faaliyetlerini yeniden gündeme getirdi. Tartışmaları değerlendiren Görev Vakfı Genel Başkanı Erkan Önsel ve bağlı yayın kuruluşlarının yöneticileri fonlanmaya karşı çıktı. Aydınlık ve Ulusal Kanal'ın yayınlarında fon alanları defalarca kez anlattığını söyleyen yöneticiler, TBMM'den çıkartılacak bir yasayla fonlanmanın engellenmesi gerektiğini vurguladılar.

24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramında, basının gündeminin başında yabancı kuruluşlardan fon alınması geliyor. Aydınlık daha önce yaptığı haberlerde yurt dışından fonlanan medya kuruluşlarını yazmış, Görev Vakfı ‘Bütün kurumlar ABD parasına tavır koymalıdır. ABD parası işgal parasıdır’ açıklaması yapmıştı. Chrest Foundation Vakfı'nın Türkiye’de fonladığı kuruluşları açıklamasıyla bu konu yeniden gündeme geldi. Görev Vakfı Başkanı Erkan Önsel açıklamasında Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi verdiğini, üretim devrimi sürecine girdiğine vurguladı, "Bütün bunlar Türkiye'deki ünlü iç yıkıcılık ve kaos planlarının basın ayağını oluşturuyor" dedi. TBMM'den yasa çıkartılarak fonlamanın önüne geçilmesini talep eden Önsel şunları söyledi:

''AMERİKA'NIN KILICINI SALLARLAR''

- Birkaç ay evvel bize bu soruyu yine sormuştunuz. Biz reddediyoruz demiştik. Şimdi olay bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış görünüyor. Bu rezalet bir durumdur. Amerika'dan fonlanan basın kuruluşları Amerika'nın kılıcını sallar. Bütün bunlar Türkiye'deki ünlü iç yıkıcılık ve kaos planlarının basın ayağını oluşturuyor. Amerika'dan fonlanan Türkiye'deki medya kuruluşlarını incelerseniz, orada Amerikan politikalarına uyumlu, onların önünü açan yayınlar görürsünüz. Libya meselesinde Amerika'nın yanında yer alırlar. Kuzey Irak meselesinde PKK'nın yanında yer alırlar. FETÖ yargılamaları yapılmaktadır. Orada FETÖ mensuplarının cezaevinden kurtulması için yayınlar görürsünüz. Yani Amerika'dan fonlananlar, para alanlar görüldüğü gibi, Amerika'nın kılıcını sallarlar. Bunu yapanlar halkın arasında gezemeyecekler.

''PASLI ABD KILICIYLA TÜRKİYE'Yİ BÖLEMEZSİNİZ''

- Amerika'nın menfaatlerini savunan yayın organlarıdır bunlar, Türkiye'yle hiçbir alakaları yok. Bu dış fonlama ile iç cephede yıkıcılık peşinde koşuyorlar. Bunu bir daha reddediyoruz ve bir kanun önerisinde bulunuyoruz. Yabancı devletlerden fonlanan kurumlarla ilgili TBMM'den bir kanun çıkartılmalı ve fonlar engellenmelidir. Kurtuluş Savaşı'nda da bunları yaptılar. İngilizler'in planları doğrultusunda İstanbul basını rol aldı. Karşılığında İngiliz akçeleri gönderilmişti. Şimdi de Türkiye bağımsızlık mücadelesi veriyor, üretim devrimi aşamasına girdi. Burada bu kurumların görevi Türkiye'yi hedef almaktır. Bu planlarına izin vermeyeceğiz. Şiddetli şekilde bunu kınıyoruz. Pas tutmuş Amerikan kılıcı ile milleti bölemezsiniz. Bağımsızlık ve üretim devrimi mücadelesinde Aydınlık ve Ulusal Kanal'ın yayınları bütün Türkiye'ye örnektir. Basın yayın kuruluşlarını dikkate davet ediyoruz. Hep birlikte Türkiye'yi savunmamız gerekiyor.

''TÜRK MİLLETİNDEN BAĞIMSIZ MEDYA''

Aydınlık Gazetesi Genel Müdürü Osman Erbil de fon alan medyaya tepki gösterdi. Kendilerine 'bağımsız medya' diyenlerin emperyalistlere sonuna kadar bağlı olduklarını vurgulayan Erbil, "Türk basınını emperyalizmden tamamıyla özgürleştirmenin zamanı çoktan gelmiştir" dedi. Erbil şunları söyledi:

- 24 Temmuz Basın Basın Bayramı günü, Türk basınının gündeminde ABD’den fon alan medya kuruluşları var. Ne acı, ne utanç verici, ne rezalet!

- İnternet sitesi kurmuşlar, internet televizyonu açmışlar, sosyal medyadan yayın yapıyorlar. Araçları, gereçleri, kadrolarının maaşları... Hepsi ama hepsi ABD-CIA, Soros ve AB’ye bağlı kuruluşlardan gelen dolarlarla karşılanmış. Bir dönem gazetelerin, kanalların köşe başlarını tutmuş ama ABD Türkiye’de kaybedince yerlerinden olmuş, Ruşen Çakır gibi isimler başı çekiyor.

- Dikkat ederseniz Çakır’ın Medyascope’u, son dönemde parlatılan 140 Journos, solcu geçinen Bianet, Gazete Duvar gibi kurumlar aldıkları paranın hakkını teslim ediyorlar. Her kuruşunu PKK-HDP propagandası için harcıyorlar.

- Kendilerine 'bağımsız medya' diyorlar, evet Türk milletinden bağlarını tamamen koparmışlar ama Atlantik düzenine, emperyalistlere sonuna kadar bağlılar. Zaten Amerikan sistemine yan baksalar para muslukları anında kesilir. Bunu çok iyi bildikleri için sayfalarında ve ekranlarında kim HDP’yi ve FETÖ’yü iyi savunur, mikrofon ve köşe onlarındır.

''ZARAR VERMELERİ SEYREDİLEMEZ''

- CIA’ya bağlı Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) yalnızca 2020’de, bu sözde gazetecilerin kurumlarına 350 bin doların üstünde para akıttı. ABD’nin paralarıyla, bağımsız medyayı güçlendirenlere(!) verilen rol açıktır: ABD’nin Türkiye için tasarladığı, “yaratıcı yıkıcılık” planlarıyla iktidarı değiştirme projelerinde memurluk yapmaktadırlar.

- Türkiye’nin bugünün Ali Kemallerinin bozguncu faaliyetlerine teslim olmayacağı açıktır. Ancak iç cepheye daha fazla zarar vermeleri seyredilemez. Yapılacak iş basittir. Bir kanunla bu tür kurum ve kuruluşların yabancı ülkelerden para ve maddi destek almaları yasaklanmalıdır. Türk basınını emperyalizmden tamamıyla özgürleştirmenin zamanı çoktan gelmiştir.

''BÜYÜKELÇİLİKLER DE FONLUYOR''

Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur, fonlamanın sadece 3-4 kuruluşla sınırlı olmadığını vurguladı. ABD'nin haricinde birçok Batı ülkesinin büyükelçilikler vasıtasıyla Türkiye'de hem medyayı hem de dernek-vakıfları fonladığına dikkat çeken Sungur şunları söyledi:

- Dışarıdan desteklenen bir muhalefet sorunumuz vardı, şimdi de ayyuka çıktığı haliyle dışarıdan desteklenen ve Türkiye'nin altını oymakla görevlendirilmiş sözde muhalif medya sorunumuz var. Bu durum yeni ortaya çıkmıyor. Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi olarak özellikle ABD'deki çeşitli kuruluşlardan fonlanan medya kurumlarını ve temsilcilerini milletimize anlatıyorduk. Şimdi ABD destekli muhalefet gündemi ile birlikte yeniden Türkiye'nin önüne çıkması bir anlamda hayırlı oldu. Sorunun tespitini iktidar, muhalefet hep birlikte yapmış olduk. Bu durum sadece 3-4 medya kurumu veya internet sitesi ile sınırlı da değil. ABD sermayeli televizyonlar, Avrupa Birliği fonu alan basın meslek örgütleri, Netflix, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere resmi devlet televizyonlarının ortaklaşa girişimi olan +90 youtube kanalı gibi birçok mecra var. Dahası, Türkiye'de ABD elçiliği başta olmak üzere birçok Batı ülkesi büyükelçiliği de hem medyayı hem de bazı dernek-vakıfları fonlamaya devam ediyor.

''HEP BİRLİKTE ÇÖZELİM''

- Yapmamız gereken fonlamanın önüne geçecek yasal bir düzenlemeye gitmek. İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun bu konuda bir düzenleme olacağını ilan etti. Biz de sürece olumlu katkı yapmak için hazırız. Türkiye'nin bu sorununu hep birlikte çözelim. Sadece milli medya temsilcileri değil bu konuda çalışma yapan ve programı olan siyasi partiler de sürece dahil edilmelidir. Türkiye'de fonlanma dönemini hızlıca kapatalım. Güvenliğimiz açısından konu acil bir hale geldi. Bu düzenleme, vatandaşlarımız açısından seçicilik de oluşturacak ve yabancı medya kurum ve temsilcilerine, bozguncu medya mensuplarına karşı gereken dikkat oluşacaktır.

''TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİNİ DE İLGİLENDİRİYOR''

Aydınlık.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman, fonların Türkiye'nin güvenliğini doğrudan ilgilendirdiğini vurguladı. Korkman şunları söyledi:

- Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar sözünü hepimiz biliriz. Henri Barkey'in 15 Temmuz günü en çok fonlanan medya kuruluşlarından Menyascope'un canlı yayınında olması bu gerçeği bize hatırlatıyor. "Yıllardır hep fonlananlar oldu, artık bu işin garipseniyor olması, gazete manşetlerinde yer alması Türkiye'nin girdiği antiemperyalist rotadan kaynaklanıyor. Garipsemeyenler de var tabii. 'Ne var canım para aldılarsa' türünden çıkışlar da Biden'dan iktidar bekleyen muhalefetin düştüğü durumu gözler önüne seriyor. Sadece halka dayanan bizim gibi vatansever kurumlar; bu girilen rotaya uygun olarak vakıf, dernek ve sosyal medya alanında düzenlemeler içeren yasaların hayata geçirilmesini bekliyor.

''FON ALANLAR İNCELENMELİ''

Ulusal.com.tr Haber Müdürü Kıvanç Özdal, Vatan Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal olarak yurtdışından gelen fonları daha önce de mercek altına aldıklarını belirtti. Özdal, şunları aktardı:

- Bu kuruluşların fonlarının kesilmesi gerekiyor. Yapılacak bir kanun değişikliğiyle yurtdışından fonlanmanın durdurulması gerekiyor. Biz Ulusal Kanal ve Aydınlık olarak gerektiğinde bir tek milletimize başvurmaktayız. Son açıklanan fon alan medyanın üzerine düşülmesi gerekiyor.

''OKURLARIMIZA VE HALKIMIZA DAYANIYORUZ''

Bilim Ütopya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Emrah Maraşo, fon alınmasını çürümüşlük olarak nitelendirdi. Batıcı aydının ülkesine ve halkına yabancılaştığını vurgulayan Maraşo, Görev Vakfı'na bağlı kuruluşlar olarak halka dayandığımızı belirtti. Maraşo şöyle konuştu:

- Medya kuruluşlarının ABD ve Avrupa devletlerinin uzantısı olan kurumlardan yüzbinlerce lira para alması onların aidiyetlerinin ideolojik-siyasal konumlanmanın ötesine geçip maddi bağımlılığa doğru genişlediğini gösteriyor. Demek ki ilişki, bağımsızlık ve şeffaflık gibi öne sürülen biçimsel zorunlulukların ötesine geçmiş durumda. Burada ciddi bir çürümüşlük var. Batıcı aydın ülkesine ve halkına yabancılaşmış ve söz konusu ilişkiyi oldukça normal sayıyor, bunu sözde muhaliflikle meşrulaştırıyor. Türkiye'nin devrimcileri, sosyalistleri ve Atatürkçüleri olarak bu yozluğun tam karşısındayız ve kesinlikle reddediyoruz. Biz sadece okurlarımıza ve halkımıza dayanıyoruz. Bu nedenle özgürüz.

''FONLANMAMAKLA GURUR DUYUYORUZ''

Teori Dergisi İdari İşler Müdürü Emrah Zorba, Teori'nin 37 yıldır okurları sayesinde, fonlanmadan Türkiye'ye yol gösterdiğini belirtti. Zorba şunları söyledi:

- Teori, en çalkantılı dönemlerde ele aldığı konu başlıklarıyla okurlarıyla buluştu ve Türkiye’ye yol gösterdi. Mesela, 15 Temmuz Amerikancı Fetullahçı darbe girişiminden sadece iki hafta sonra 'Türkiye- ABD savaşında FETÖ’nün darbe girişimi' başlıklı sayı ile raflarda yerini alması en önemli örneklerden birisidir. Sonra Netflix sayısı. Açıktan Türkiye’yi hedef alan bu platformun ideolojik karakterini herkesten önce ve sadece Teori masaya yatırdı. Örnek çok.

- Kâğıt fiyatlarının yükselmesi ve artan baskı maliyetleri yüzünden birçok basılı yayın ya hayatına son verdi ya da basılı yayından vazgeçerek sadece dijital ortamda hayatını sürdürme kararı aldı. Teori, basılı yayın açısından bu krizli dönemde bile adeta atılım yaptı. Basılı yayın olarak çıkmanın yanı sıra artık dijital ortamda da okunabiliyor. 37 yıldır Teori’den hiç vazgeçmeyen okurlarımız sayesinde yayın hayatımızı sürdürüyoruz. Zor zamanları okurlarımız sayesinde aştık. Amerikan vakıflarından, Batı merkezli düşünce kuruluşlarından fonlanmamakla; sırtımızı Türk Milleti'ne yaslamakla ve Türkiye'den yana tavır almakla övünüyoruz. Gururumuzdur.

ABD DESTEĞİNİ HAK ETMİŞLER!

ABD merkezli Chrest Foundation (Vakfı) isimli kuruluştan yüzbinlerce dolar fon alan kurumlar arasında Medyascope öne çıksa da; Mezopotamya Vakfı, Anadolu Kültür Derneği, Hrant Dink Vakfı, Filmmor Kadın Kooperatifi, 140Journos, İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Serbestiyet, Hafıza Merkezi, Sivil Sayfalar, Sabancı Üniversitesi, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, Mekanda Adalet Derneği, Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM), TESEV, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Yurttaşlık Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) gibi kuruluşlar da bulunuyor. Yöneticileri ve kurucuları arasında CHP'li Sezgin Tanrıkulu, HDP yöneticileri ve Osman Kavala'nın bulunduğu bu kurumlardan bazıları Türkiye düşmanlığı, açılımcı geçmişleri ve yöneticileri ile dikkat çekiyor. Öne çıkan kuruluşlar şu şekilde:

TESEV: Türkiye'nin 'açılım' ve anayasa çalışmalarıyla bölünmek istendiği süreçlerin öne çıkan kuruluşlarından TESEV, Chrest Foundation (CF)'dan 342 bin dolar fon aldı.

MEZOPOTAMYA VAKFI: 2013 yılında kurulan vakıf, sitesinde ana gayesini şu sözlerle açıklıyor: "Mezopotamya halklarının kendi anadillerinde eğitim yapabilecekleri çok dilli bir üniversite kurmak."

ANADOLU KÜLTÜR DERNEĞİ: Vakıftan 741 bin dolar fon alan Anadolu Kültür Derneği kurucusu ve başkanı Osman Kavala, Açık Toplum Vakfı, TESEV, TEMA Vakfı, Tarih Vakfı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı gibi pek çok sivil toplum örgütünde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi veya danışma kurulu üyesi olarak da görevler aldı. Kavala'nın halen, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin dosyada tutukluluğu devam ediyor.

HAFIZA MERKEZİ: Terör örgütü PKK'yı Kürt isyan hareketi olarak gösteren kuruluş, Türkiye'yi devlet terörü uygulamakla, soykırım yapmakla itham ediyor. Sitesinde şu ifadeler yer alıyor: “Geç Osmanlı'nın Ermeni meselesini kan dökerek çözme politikası ve 1915 soykırımı, bugün hala sorun olmaya devam eden bir Ermeni düşman fikrini körükledi. Kürt isyanı ile silahlı çatışmanın sürmesinin birbirinden beslendiği bir kısır döngüye girmiş bulunuyoruz... Türkiye'de devlet terörü durmalıdır... Devlet terörü 'normal' bir siyasi yöntem değildir, olmamalıdır."

Bu kuruluşun foncuları arasında Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği, Açık Toplum Vakfı, Hollanda Konsolosluğu, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, İsveç Başkonsolosluğu, Robert Bosch Vakfı, Global Dialogue, Olof Palme International Center, Berghof Foundation da bulunuyor.

Yurttaşlık Derneği: Eski adı Helsinki Yurttaşlar Derneği olan dernek ismini 2016'da değiştirdi. Kurucuları arasında Osman Kavala, Orhan Pamuk gibi isimler yer alıyor. Açık Toplum VAKFI, TESEV, Kaos GL, FriedrichEbert-Stiftung gibi kuruluşlarla işbirlikleri bulunan dernek, açılım süreçlerinde aktif görevler almıştı.

Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA): Anadilde eğitim ve hatta çok dilli eğitimi savunan kuruluş, çözüm sürecini de yeniden canlandırmak amaçlı faaliyetlerde bulunuyor. 289 bin dolar fon alan DİSA'nın kurucuları arasında HDP yöneticileri Meral Danış Beştaş, Mithat Sancar, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, açılım sürecini yeniden başlatmak isteyen, İngiliz istihbaratı MI6 denetiminde olduğu iddia edilen Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün uzmanları Vahap Coşkun ve aynı zamanda DEVA Partisi Kurucusu olan Fazıl Hüsnü Erdem ile Osman Kavala dikkat çekiyor.

Serbestiyet: Chrest Foundation'ın fonladığı medya kuruluşları arasında yer alan Serbestiyet, FETÖ kumpaslarının yayın organı Taraf gazetesinden kopan isimler tarafından kuruldu. Genel Yayın Yönetmenliğini Alper Görmüş'ün yaptığı sitenin yayın kurulunda Halil Berktay, Oral Çalışlar, Tuncer Köseoğlu ve DEVA Partisi kurucusu Gülçin Avşar yer alıyor.

MHP'Lİ ÖZDEMİR: İŞBİRLİKÇİLERE FIRSAT VERİLMEMELİ

AMHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, ABD fonlarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Türk medyası üzerinde yürütülen bu karanlık girişimler her yönüyle sorgulanmalı, üzerine gidilmeli, basın özgürlüğü adı altında Türkiye’de karanlık senaryoları hayata geçirme uğraşında olan işbirlikçilere fırsat verilmemelidir" dedi. Ülkemize yönelik dışardan yürütülen beşinci kol faaliyetlerinin sözcüsü olan medya kuruluşlarının ABD merkezli kimi vakıflarca fonlandığını kaydeden Özdemir, "Şimdiye kadar aynı medya organlarının yayınlarına bakıldığında; karanlık sayfalar üzerinden yapılan açıklamaların, haberlerde kullanılan çatal dilin ve mürekkebi lekeli köşe yazılarının tamamı tek merkezden kaleme alınmış gibidir ve hedef ülke Türkiye'dir" şeklinde konuştu.

DÜZENLEME YOLDA

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD merkezli vakfın Türkiye’de bazı medya kuruluşlarını fonladığına dair iddiaları yakından takip ettiklerini belirtti. Beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Altun, şunları kaydetti:

- Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz. Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır. Bunun örneğini ABD’de görmemiz mümkündür. Örneğin ABD’de yabancı devletler tarafından fonlanan medya kuruluşları, 6 ayda bir ABD makamlarına çalışmaları hakkında detaylı bilgi vermek durumundadır. Türkiye’de de benzer statüde faaliyet gösteren, doğrudan yabancı devletler tarafından fonlanan çeşitli medya kuruluşları bulunmaktadır. Bunlarla ilgili kamu düzeninin korunması ve halkımızın doğru haber hakkının teminat altına alınması amacıyla ihtiyacımız olan düzenlemeleri en kısa sürede tamamlayacağız.

cia fetö diyarbakır ulusal kanal ab emperyalist osman erbil erkan önsel fon sinan sungur Amerikan osman kavala görev vakfı Kıvanç Özdal Soros basın özgürlüğü ned Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur Beyhan Korkman gazete duvar 140 journos bianet ULUSAL DEMOKRASİ VAKFI Chrest Foundation tesev