Türkiye en güzel gölünü yok etmeye kararlı!

“Çiftçinin önceliği göl değil, üreteceği ürün ve kazancı, göl kurursa kurusun gözüyle bakıyor…”

Türkiye en güzel gölünü yok etmeye kararlı!

Maldivleri aratmayan beyaz kumsalları ve turkuaz rengiyle Türkiye’nin nazar boncuğu göllerinden biri olan Burdur’daki Salda Gölü’nü besleyen tek dere üzerine DSİ tarafından yapılması planlanan gölet için geri sayım başladı. Uzmanlara göre 185 metreye varan derinliği ile Türkiye’nin en derin göllerinden biri olan Salda’yı besleyen Düden Çayı üzerinde yapılacak gölet, koruma altındaki Salda Gölü’nün yok oluşunu hızlandıracak. Ancak DSİ yetkilileri Yeşilovalı üreticilerin talebi üzerine sulama amaçlı gölet projesinin yapıldığını savunuyor. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Yeşilova Ziraat Odası Başkanı Tekin Korkmaz ise üreticinin önceliğinin göl değil üreteceği ürün ve kazancı olduğunu belirterek bölgeye turizm değil, tarım ve hayvancılık yatırımı yapılması gerektiğini savunuyor.

TÜRKİYE EN GÜZEL GÖLÜNÜ KORUYAMIYOR

Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü, Maldivleri aratmayan bembeyaz kumsalları ve turkuaz rengiyle Türkiye’nin en temiz göllerinin başında geliyor. Tektonik yapıdaki Salda Gölü’nün bir başka özelliği ise yüksek oranda alkalinite olması. Gölün güneybatı bölgesinde bulunan hidromagnezit stromatolit oluşumlu kayalıklar Salda’yı Türkiye’nin en özgün yapılı göllerinden biri haline getirirken, barındırdığı canlı türleri ile göl ve çevresi 1989 yılında doğal sit alanı olarak koruma altına alındı. Ancak Salda Gölü’nün koruma statüleri bununla sınırlı değil. Salda Gölü ve çevresi, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisiyle Bakanlar Kurulu Kararıyla ‘Turizm Merkezi’ ilan edilirken, kıyılarında bulunan 12 hektarlık alan da 2011 yılında Tabiat Parkı haline getirildi. Bölge özellikle yaz aylarında alternatif tatil arayanlarla doğa tutkunlarının vazgeçilmez uğrak yerlerinden biri.

MİLLİ PARK ÖNERİSİNİ BAKANLIK UYGUN GÖRMEDİ

Bütün bu özellikleriyle korunarak geleceğe aktarılması düşünülen Salda Gölü ve çevresi için iki yıl önce kolları sıvayan bölgedeki yetkililer, önemli bir çalışmaya imza attı. Burdur’da bulunan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü, Salda Gölü ve çevresinin ‘milli park’ ilan edilmesi için 2013 yılında kapsamlı bir rapor hazırlayarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na sundu. Ancak Bakanlık, Salda ve çevresinin milli park olarak tescil edilmesini uygun görmedi.

DSİ SALDA GÖLÜNÜ BESLEYEN TEK DERE ÜZERİNE GÖLET YAPACAK

Kurumlar arasında bu yazışmaların ortasında benzersiz güzelliğiyle Türkiye’nin Maldivleri olarak anılan Salda Gölü bir yandan keşfedilmeyi beklerken bir yandan da tek su kaynağıyla olan bağını kaybetmek üzere. Devlet Su İşleri (DSİ) 18. Bölge Müdürlüğü’nce 2012 yılında hazırlanan projeyle göle düzenli su girişi sağlayan tek dere olan Düden Çayı üzerine bir gölet yapılması planlanıyor. Salda Deresi olarak da anılan çaya gölet yapılması durumunda Salda Gölü’nün ekolojik dengesinin bozulacağı, göl çevresindeki canlı yaşamının olumsuz etkileneceği ve giderek gölün yok olacağından endişe ediliyor.

JANDARMA PROTESTOCULARA İZİN VERMEDİ

Geçtiğimiz günlerde gölet girişimini protesto etmek için çevre illerden gelerek Yeşilova’da toplanan yaşam savunucularına jandarma izin vermemişti. Yöredeki kimi köylüler gölet projesini bir umut olarak görürken projeye yönelik eleştirel görüş dile getiren doğaseverlere tepki göstermesi ise dikkat çekiyor.

DSİ: ‘GÖLET YÖRE HALKININ TALEBİ ÜZERİNE YAPILIYOR’

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan DSİ Genel Müdürlüğü yetkilileri, 2012’de projelendirilen Salda göletiyle ilgili planlama ve proje ihalesinin yapıldığını, ancak inşaat ihalesinin henüz gerçekleşmediğini belirterek, “Salda Göleti, yöre halkının talebi ve baskısı üzerine projelendirildi. Halkın yoğun bir talebi var bu konuda. DSİ olarak doğal hayatın korunması konusunda hassas davranıyoruz. Sonuçta sulak alanlar kendi kendine de kuruyabiliyor. Bu nedenle Salda Göleti projesi uzadı. Projeyle ilgili hazırlanan ekosistem değerlendirme raporunun çalışmaları devam ediyor. İnşaat ihalesiyle ilgili sürecin de 2-3 ay gibi bir süre içerisinde başlaması bekleniyor” bilgisini verdi.

‘HALK EN ÇOK YAĞMUR ALAN BÖLGEDE BİLE GÖLET İSTİYOR’

Gölet projesinin yapılması için bazı milletvekillerinin siyasi rant hesapları için kuruma baskı yaptığı yönündeki iddiaları sorduğumuz DSİ yetkilisi, “rant her yerde var. Milletvekili kim, milletin vekili. Milletin talebi olan bir konuda baskı yapması da normal karşılanmalı. Yalnızca o bölgede değil, halk her yerde bizden gölet istiyor. En çok yağmur alan Rize, Trabzon gibi kentlerde bile gölet talebi var” yanıtını verdi.

ZİRAAT ODASI BŞK. KORKMAZ: ‘ÜRETİCİ İÇİN GÖL DEĞİL KAZANÇ ÖNEMLİ’

Yeşilova Ziraat Odası Başkanı Tekin Korkmaz ise yöredeki üreticilerin gölet projesini desteklediğini söylüyor. Çevre konusunda duyarlı olan insanların Salda Gölü’nü olumsuz etkilemesi beklenen projeye karşı çıktığını söyleyen Korkmaz, “sondaj sulaması üreticiye oldukça yüksek maliyet getiriyor. Göletten yapılacak sulama ise çok daha düşük. Burada çiftçinin önceliği göl, ekosistem değil, üreteceği ürün ve kazancı. Göl kurursa kurusun gözüyle bakıyor. Ben de ziraat odası başkanı olarak üreticilerin görüşlerinin arkasında durmak zorundayım. Çünkü aidatlarımızı onlardan alıyoruz” görüşünü dile getirdi.

‘TURİZME DEĞİL TARIMA YATIRIM YAPILMALI’

Yeşilova’da Salda Gölü kıyısında yapılan turizm yatırımlarını da eleştiren Korkmaz, “burası Kemer ve Fethiye gibi bir turizm bölgesi değil. Öyle bir doluluk olması da beklenemez. Burası bir tarım ve hayvancılık bölgesi. Turizme değil, tarım ve hayvancılığa yatırım yapılmalı. Göl kıyısında yapılan üç beş tesis de gazino gibi çalışıyor. Bunlar ölü yatırım. Ancak civar il ve ilçelerden gelen insanlar yararlanıyor” diye konuştu.

YAĞIŞ ARTIŞINA RAĞMEN GÖLÜN SU SEVİYESİNDE DENGESİZLİK BAŞLADI

Gölet yapılması planlanan Salda Deresi, düzenli akışıyla gölü besleyen tek dere. Bunun dışında mevsimsel olarak akış gösteren Doğanbaba, Köpekçayı, Karanlıkdere, Kuruçay ve Kayadibi gibi derelerin bir kısmı yaz aylarında tamamen kururken bazıları da oldukça az akıyor. Dereler aynı zamanda tarımsal amaçlı sulamada da kullanılıyor. Salda Gölü’nün geleceği, gölü besleyen akarsuların sürekliliğine bağlı. Üzerinde gölet yapılması planlanan Salda Deresi bu anlamda hayati önem taşıyor. Zira son 20 yıldır dengeli bir salınım izleyen Salda’nın su seviyesinde, bölgedeki yağış artışına karşın 2014 yılından bu yana dengesiz bir salınım izleniyor. Gölü besleyen su kaynaklarının kesilmesi bu dengesizliği arttırarak Salda’nın geleceğini büyük oranda tehlikeye düşürebilir.

KISA VADELİ KAZANÇLAR UĞRUNA GELECEĞİMİZ YOK EDİLİYOR

Son yıllarda endüstriyel tarımın teşvik edilmesiyle paralel olarak hızlanan gölet projelerinden en çok payını alan bölgelerin başında gelen Göller Bölgesi, irili ufaklı pek çok doğal gölünü ve sulak alanını hatalı su politikaları yüzünden kaybetti. Yatırım maliyeti oldukça yüksek, ekonomik ömürleri ise kısa olan göletlerin rantabl olarak işletilememesi ise son yıllarda bu tür su yapılarını sorgulanır hale getirdi. Yoğun gübre ve ilaç kullanımına bağlı olmasının yanında ürün çeşitliliğini ortadan kaldırarak önemli ölçüde ekolojik kayıplara neden olan sulu tarımın teşvik edilmesi üreticilere kısa vadeli kazançlar sağlıyor gibi görünse de uzmanlara göre dünyanın en önemli gen merkezlerinden biri olan Anadolu coğrafyasında büyük ölçüde ekolojik, kültürel ve ekonomik kayıplara yol açıyor. Yalnızca üreticilere dayatılan tarım modelinin yarattığı beklentiler üzerinden yapılan ekonomik analizlerle Türkiye’nin eşsiz sulak alanları ve göllerini besleyen kaynaklar üzerine gölet yapılması, geleceğimizin teminatı olan uluslararası önemdeki sulak alanların da bilinçsizce yok edilmesine yol açıyor.

Yusuf Yavuz

ulusalkanal.com.tr