Başsavcı Sadi Doğan: Hala FETÖ'nün mehdi olduğuna inananlar var

Gözaltındaki FETÖ'cülerle ilgili açıklamalarda bulunan Sadi Doğan, Ben Fethullah Gülen'i annemden, babamdan ve çocuklarımdan daha çok seviyorum" diyenlerin olduğunu belirterek vatandaştan yardım istedi

Başsavcı Sadi Doğan: Hala FETÖ'nün mehdi olduğuna inananlar var

Burdur Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, yürütülen FETÖ/PDY Soruşturmaları kapsamında, Burdur'da yüzde 50'nin üzerine çıkıldığını ifade ederek, vatandaşlardan bu konuda ihbarcı olarak destek olmalarını istedi. Burdur'daki FETÖ/PDY Terör Örgütü yapılanmasının bir daha gelmemek üzere tamamen çökertileceğine vurgu yapan Başsavcı Doğan, herkes tarafından merak edilen sorulara da açıklık getirdi.

15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'ye zarar veren bir eylem olduğunu ve bunun bedelini ödemesi gerekenlerin mutlaka cezasını çekeceğini vurgulayan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "Ben facebook sitemde bir açıklama yaptım, inanarak yaptığım bir açıklamadır. Darbe nedir sorusunu 6 yaşındayken 1980 darbesince karşılaştığımız zaman hafifçe algılamaya çalışıyorduk. O gün Kenan Evren'in askeri kıyafetli resimlerini babalarımız, komşularımız araçlarına ya da pencerelerine asıyorlardı çünkü darbe olmuştu ve o darbenin yanında durmayan herkes gözaltına alınıyordu. Türkiye o darbeden dolayı çok büyük sıkıntı çekti hala o darbenin sonuçlarını tartışmaya devam ediyorken, 15 Temmuz'da kalkışılan bu darbe inanın o kadar ağır bir şey ki, ülkemiz açısından, dünyadaki yeri açısından, demokrasi ve özgürlükler açısından inanılmaz şekilde Türkiye'ye zarar veren bir eylem oldu ve bunun bedelini ödemesi gerekenler mutlaka ödeyecekler" dedi.

FETÖ SORUŞTURMASINDA DİKKAT ÇEKEN İFADELER

Burdur'daki FETÖ soruşturmalarında FETÖ mensuplarının ifadelerinde, "Ben Fethullah Gülen'i annemden, babamdan ve çocuklarımdan daha çok seviyorum" dediğini, Terörist Başı Fetullah Gülen'in mehdi ya da peygamber olduğunu düşünenlerin olduğunu anlatan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "Bizim yaptığımız soruşturmalarda hala bu yapının yeniden darbe yapabileceğine inanan insanlar var. Hala Fetullah Gülen'in mehdi olduğuna ya da peygamber olduğuna inanan insanlar var ve onun tekrar bu mücadeleyi başaracağına inanan insanlar olduğunu görüyoruz. Bu insanların içinde hala bir kısmının 'Ben Fetullah Gülen'i annemden, babamdan ve çocuklarımdan daha çok seviyorum' dediğini görüyoruz. Şimdi bu kadar inanan bir itaat zinciri olan bir yapıdan endişe etmek lazımdır. Toplumun da gerçekten endişe etmesi lazımdır. O nedenle bu soruşturmaları aralıksız bir şekilde devam ettireceğiz, Türkiye bunu başarmak zorunda aksi halde yeni bir tehlike dalgasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Şu ana kadar ülke genelinde yanlış hatırlamıyorsam 18 bin tutuklu var, yine yüksek sayıda işlem yapılan kişi sayısı var. Ancak bu yapılması gereken soruşturmaların bizim tahminlerimize göre hala yüzde 30 - 40 seviyelerinde olduğudur, bütün unsurlarıyla bu yapının çökertildiğini söylemek henüz mümkün değildir. O nedenle dikkat ederseniz, Cumhurbaşkanımız da, meydanlardaki nöbet süresini uzatarak, (geçen Çarşamba) itibariyle sonuçlandırdı. Bu bizim bakış açımızdan doğru bir eylemdir, çünkü hala dediğimiz gibi bu yapının unsurları yeniden kalkışabileceklerini birçok ortamda söylediklerini görüyoruz ve gözlemliyoruz" diye konuştu.

"VİCDAN YAPMAYIN ADALETE TESLİM EDİN"

Vatandaşın FETÖ/PDY'ye bağlı kişilerin Cumhuriyet Baş Savcılığına ihbar etmeleri gerektiğini söyleyen Doğan; 'Bu insanların çocukları var, aileleri var, onlar ne olacak ya da ihbar edersek onların çocuklarına ya da ailelerine zarar vermiş olacağız' diye düşünen insanların, vicdan muhasebesini bırakarak, hemen Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmelerini isteyen Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "İdari ve Adli yönden yapılanlardan sonra bir kısım vatandaşlarımız da vicdan muhasebesi yapıldığını görüyoruz. Bu düşünceyi yok etmek lazımdır. Zira, az önce söylediğimiz gibi bugün yönetenlerin tamamı ya da bugün iş sahibi olanların tamamına yaptırım gelecekti. Bugün, devletin meşru olarak, hukuki olarak yaptığı uygulamaların tam tersine darbeci zihniyet, kendi amaçlarına hizmet etmeyen tüm insanları, tüm kamu görevlilerini, tüm toplumu yok edecekti ve biz şu anda en hukuki bir şekilde, devletin yapması gereken soruşturma şeklinde ya da idari tedbirler şeklinde bunu yaparken, darbeci yapı bunu yapmayacaktı. Lütfen, toplum bunu görsün. Mısır'da başarılı olan darbecilerin ne yaptığını görsün, meşru bir seçim oldu ve Cumhurbaşkanı Mursi seçildi değil mi? Sonra darbe geldi ve o meşru seçimde Cumhurbaşkanı seçen kişiler darbeye hayır dedikleri için meydanlarda, terörist ilan edildiler, öldürüldüler ya da şu anda Cezaevindeler, şayet 15 Temmuz'daki darbe başarılı olsaydı, bugün toplumda belki vicdan yapan 'Acaba ne oluyor?' diye sızlanan insanların bir çoğu cezaevinde olacaktı ve bir çoğunun çocuğunun geleceği, kendi geleceği kararacaktı. İnsanlarımızın bu hususa eğilmelerini ve bu yapılanlara kesinlikle destek olmalarını, bu yapının içinde olanları da bize bildirmelerini istiyoruz" şeklinde konuştu.

"BU TEREDDÜTLERİ KALDIRMAK GEREKİYOR"

FETÖ mensuplarının kendi ayaklarıyla Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek, yapıyla ilgili önemli bilgileri vermeleri halinde Şahsi Cezasızlık Sebepleri olduğu için ceza tedbiri uygulanmayacağını ifade eden Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "İşin bir de ikinci yönü var. Ceza Kanunu'muzun 221'nci maddesinde bu yapıyla bağlı olanların kendiliklerinden biz kendilerine gelmeden önce bize gelmeleri halinde, örgütle ilgili ayrıntılı bilgiler vermeleri halinde, şahsi cezasızlık halleri var. Bununla ilgili Burdur Cumhuriyet Başsavcılığımıza ciddi müracaatlar oldu ve biz onları kanuni tedbirlerle gereğini yaptık ve bıraktık. Bu hususun da kamuoyunda tartışılmasını istiyoruz, gazetecilerimizin bu hususu işlemesini istiyoruz. Çünkü bu yapıyı en iyi bilen orada yaşayan insanlar ya da o yapıya hizmet eden insanlar, 15 Temmuz itibariyle 17-25 Aralık'tan sonra hala tereddüt yaşayan, hala devlet mi haklı, bu yapı mı haklı diye tereddüt yaşayan insanların 15 Temmuz'dan sonra bu tereddüdü kafalarından kaldırmaları gerekiyor. Bu nedenle kafalarında tereddüdü kalkan tüm kamu görevlisi veya vatandaş ya da esnafımızın kim varsa, gelip Cumhuriyet Başsavcılığımıza ya da Türkiye'deki bütün Cumhuriyet Başsavcılıklarına 'Ben bu yapının içindeydim, şu faaliyetlere katıldım, bu yapıyı yönetenler şunlardır, zorladılar' gibi bilgi vermeleri halinde kendileri hakkında cezasızlık sebepleri olduğu için bir ceza tedbiri uygulanmayacağını buradan belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

"BU YAPIYI GERİ GELMEMEK ÜZERE ÇÖKERTECEĞİZ"

Burdur'daki FETÖ bağlantılarının geri gelmemek üzere çökerteceklerini vurgulayan Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, "Tehdit devam ediyor ve darbe başarılı olsaydı, bugünün siyasetçileri, bugünün işadamları veya ekonomistleri yer değiştirecekti. Biz tabağın ters yüzünü yaşıyor olacaktık. O nedenle bu yapıyla ilgili mücadelede her kesimin, hem devlete, hem de Cumhuriyet Başsavcılıklarına destek vermesi gerekiyor. Biz de bu yapıyı Burdur'da geri gelmeyecek şekilde çökertmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Şu anda Burdur Cumhuriyet Başsavcılığı olarak yaptığımız soruşturma veya yapmayı düşündüğümüz soruşturma açısından yüzde 50'lerin üzerine çıktığımızı düşünüyoruz. Önümüzdeki 10 - 15 gün sonra bir miktar daha rahatlayacağımızı ve rutin soruşturmalara başlayacağımızı düşünüyoruz. Şu anda hızlı bir şekilde bu yapının tepesi olan, yönetici olan, finans sağlayan ya da bu yapıya eleman kazandıran kişilerle ilgili gözaltı tedbirimiz ve diğer tutuklama ve adli kontrol tedbirimiz hızla devam etmektedir" şeklinde konuştu.

"YARGILAMA SÜRECİNE EL KOYMAK YOK SADECE TEDBİR KARARI VAR"

FETÖ operasyonları kapsamında kamuoyunda da sık sık dile gelen gözaltına alınan veya açığa alınanların mal varlığına el konulması konusuna da açıklık getiren Başsavcı Doğan, gözaltına alınan işadamları ve memurların yalnızca mallarına tedbir konulduğunu ve el koyma gibi bir durumun olmadığını söyledi.

Bunun da mal varlıklarının başkalarına kaydırılmasını engellemek maksatlı bir işlem olduğuna dikkat çeken Başsavcı Doğan ilerleyen zamanlarda suçlu bulunmaları halinde mal varlıklarına el konulabileceğini söyledi.

İHA