PKK/HDP'de panik: ABD'ye güvendik, kaybediyoruz
TSK operasyonları PKK/HDP yönetimlerini birbirine düşürdü. Ateşkes, 1 Kasım seçimleri, kantonlaşma ve 3 cephede savaşma gibi konularda gerilim arttı. ABD’ye güvenilerek güçlerindağıtılması ve sonunda büyük kayıplar verilmesi sorumlu arayışı başlattı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 24 Temmuz’da başlayan Kandil operasyonu ve arkasından emniyet güçleriyle birlikte yurt içinde sürdürdüğü mücadele, PKK ile HDP yönetimleri içinde kaosa yol açtı. PKK’nın belli il ve ilçelerde özerklik provaları yapması, bu girişimlerin sokağa çıkma yasağı ilan edilerek bastırılması da örgütteki tartışmayı büyüttü. PKK/HDP’de aralarında Öcalan’ın da bulunduğu bir kanat “7 Haziran seçimleri sonrasında yanlış taktik izlendi” görüşünü savunurken, Kandil’de bölünme ortaya çıktı.
ÇOK KAYIP VERDİK SORUMLULAR HESAP VERSİN
TSK’nın sınır ötesi operasyonlarında büyük kayıplar verilmesi iç tartışmanın ateşlenmesinde etkili oldu. “Açılım” sürecinde örgütün atıl kaldığını, aşırı rahat davranıldığını, istihbarat faaliyetlerinin gevşetildiğini belirten bir grup PKK’lının, “Türk devletinin sürece tahammülü kalmadığı belliydi. AKP’nin zayıflaması ile birlikte TSK’nın inisiyatifi ele geçireceği ortadaydı. Uzun süredir istihbarat çalışması yapıldığı, nerede hangi silahlarımızın olduğu, il ve ilçelerdeki sorumluların faaliyetlerinin izlendiği yazılıp çiziliyordu. Aydınlık gazetesi iyi izlenseydi her şey görülürdü. Ama her şeye göz kapatıldı. Yapılan yanlışlar sonucunda büyük kayıp verdik. Özellikle genç kadrolar yok oldu. Bunun yansıması daha sonra olacak. Daha anne babaların çoğu çocuğunun öldüğünden habersiz. Önümüzdeki dönemde yeni katılım için zorlanacağız. Aileler, çocuklarını bize vermemek için artık her yolu deneyecek. Analar ayaklanacak. Birileri bunun hesabını vermeli” görüşlerini savunduğu öğrenildi.
3 CEPHEDE SAVAŞMAK İNTİHARDI
Aydınlık'ın haberine göre, PKK’da tartışılan bir başka konu da “3 cephede birden savaşma” kararı... PKK’nın hem Irak’ta, hem Suriye’de hem de Türkiye’de savaşmasının intihar olduğunu savunan kimi örgüt üyeleri, PKK önderliğinin kadroları hovardaca harcadığı görüşünde... Bu görüşü savunan PKK’lıların tepkileri şöyle: “ABD’nin gazına geldik, güçleri dağıttık. Bize ‘Türkiye’de sorun yok, açılım sürecek, örgüte yönelik saldırı olmayacak’ dediler. Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı savaşa yönlendirdiler. Irak’ta da Suriye’de de çok sayıda ölü verdik. Suriye’de PYD zayıftı. Esad güçlerini batıya çekince boşluk ortaya çıktı. Biz de kolay zafer elde ettik. ABD’ye güvendik gücümüzü hesaba katmadan hamleler yaptık. TSK, Cerablus’ta ‘dur’ deyince ortada kaldık. Şimdi Türkiye’de savaş şiddetlendi. Suriye’deki güçlerimizi Türkiye’ye çekiyoruz. Yakında Suriye’de tüm kazanımlarımızı kaybedebiliriz. Gücümüze bakmadan 3 cephede birden savaşmaya kalktık, her şeyi kaybetmekle karşı karşıyayız. ABD’ye bu kadar güvenmek büyük hata oldu.”
ATEŞKES KRİZİ
PKK/HDP yöneticileri arasında son günlerde yaşanan en büyük tartışmaların başında da “ateşkes” konusu geliyor. HDP yöneticilerinin önemli bir bölümü ile Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Sabri Ok ve Avrupa sorumlusu Zübeyir Aydar, “1 Kasım’a kadar” ateşkes istiyor. Ancak Duran Kalkan, Cemil Bayık ve HPG yöneticilerinin büyük çoğunluğu buna karşı... Bu koşullarda ateşkes ilan edilmesi durumunda alan hakimiyetinin Türk güvenlik güçlerinin kontrolüne geçeceğini, halkın saf değiştirip Türk devletinin yanında yer alabileceğini, örgütte de kopmalar yaşanabileceğini ifade ediyorlar. TSK ve güvenlik güçlerinin beklenmedik saldırısının örgütte ciddi sıkıntı yarattığını kaydeden ateşkes karşıtı kanat, ortaya çıkacak olumsuzlukların 1 Kasım seçimlerinde birkaç milletvekili fazla çıkarmaktan daha önemli olduğunu vurguluyor.
PKK/HDP içinde yaşanan bölünme, istihbarat raporlarına da yansımış durumda... PKK örgüt içi konuların telefon ve telsizle konuşulmasını yasaklamasına rağmen, örgütten bilgi sızmaları devam ediyor. Önümüzdeki günlerde sert önlemlerin alınacağı ve bazı örgüt içi infazların gündeme gelebileceği de bildiriliyor.
KULLANILIYORUZ!
Seçimlerde HDP’ye destek veren ve kendilerini “solcu” olarak tanımlayan kesimlerde hoşnutsuzluk başladı. PKK terörü ve buna karşı halk içinde tepkilerin büyümesi nedeniyle bu örgütlerin tabanında “PKK/HDP bizi kullanıyor” itirazlarının geldiği bildirildi. Türkiye’nin her yerinde büyük kalabalıklar Türk bayraklarıyla sokağa çıkınca, bu örgütlerde PKK ile işbirliği görüntüsünün sorgulanmaya başlandığı ifade edildi. Aynı hoşnutsuzluğun HDP’ye destek veren Alevilerde de yaşandığı, özellikle batı illerindeki Alevilerin HDP’den önemli ölçüde koptukları belirlendi.