Tarihi Haliç Tersanesi'ne beton santrali kurdular!
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden 2 yıl sonra kurulan ve Osmanlı’dan bu yana donanma ve sivil deniz taşımacılığının en önemli üretim alanlarından biri olan Haliç Tersanesi’nin Taşkızak Tersanesi kısmına, Kasımpaşa-Sütlüce Tüneli’ne beton sağlamak için kurulan santrali, Beyoğlu bölgesinden sorumlu olan İstanbul 2 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu raportörü fark etti.
Haliç Tersanesi’nde yapılacak her türlü işlem hakkında yetkili tek kurum olan Koruma Kurulu, kendisinden izin alınmadan yapılan işlem için suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
TERSANE KAMU DENETİMİNDEN UZAKLAŞTI
Haliç Tersanesinin gemi üretim alanlarının Tuzla gibi şehir merkezlerinin dışına çıkarılması ile atıl duruma düştüğünü ve kamu denetiminden uzaklaştığını belirten Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gül Köksal, Sembol Uluslararası Yatırım ile Ekopark Turizm-Fine Otel’den oluşan konsorsiyumun 2013 yılında Haliç Tersanesi'nin iki kolu olan Taşkızak ve Camialtı Tersaneleri’ni içeren Haliçport ihalesini kazanmasıyla bu sürecin hızlandığını belirtti.
Aynı zamanda Haliç Dayanışması üyesi olan Köksal, Haliç Tersanesi'nin 'boş bir alanmış' gibi düşünüldüğünü, tarihsel öneminin göz ardı edildiğini belirterek, “Haliç Tersanesinin bütünsel olarak korunması gerekiyor. Ancak tersanenin toprak değeri üretim değerinden daha yüksek olduğu için, üretim değeri düşürüldü. İnşaat alanı olarak görüldü” dedi.
6 ASIRLIK BİRİKİM 40-50 YILLIK YATIRIMLAR UĞRUNA FEDA EDİLİYOR
Dünyada hala üretim işlevini sürdüren en eski tersane olarak kabul edilen Haliç Tersanesi; Haliç, Camialtı ve Taşkızak Tersanelerinden oluşuyor. Haliç Tersanesi'nde üretimin hala az da olsa devam ettiğini vurgulayan Gül Köksal, “İstanbul deniz ulaşımının yoğun olduğu bir deniz kenti. Haliç Tersanesi, Bizans’tan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyete kadar kentteki deniz ulaşımının ve araçlarının geliştirilmesi için üretimin halen devam ettiği önemli bir yer” diye konuştu. Haliç Tersanesi'nin, 21. yüzyılda gemi üretiminin yerinde izlenebildiği, kentin yararına olan bir mekan olduğunun altını çizen Köksal, “Bu kültürel mekanı geliştirmek, korumak ve gelecek nesillere taşımak, uluslararası bir duyarlılıkla korumamız gerekir. Oysaki 6 asırlık birikim, 40-50 yıllık yatırımlar uğruna feda ediliyor” dedi.
Kendi döneminde dünyanın en büyük tersanesi olma özelliğini taşıyan bu endüstriyel miras alanında ahşap, yelkenli gemiler inşa havuzları, kışlaları, yelken dikim, kürek yapım atölyeleri, dökümhane, cami, mektep, hamam ve çeşmeler yer alıyor. Taşkızak Tersanesi'nde 1827'de ilk yüzer havuz, 1827'de ilk buharlı gemi, 1886 yılında Abdülhamid ve Abdülmecid adı verilen ilk denizaltı gemileri inşa edildi. DHA