Doğu Perinçek: İşte şimdi bütün bu plan o hendeklere gömülmektedir
Şu an herkesin önündeki soru budur: Hendeğin hangi tarafındasınız?
- Türkiye tarafında mı,
- Yoksa ABD, İsrail ve Bölücü Terör Örgütü tarafında mı?
CEPHEYİ BELİRLEYEN SORU
Bugün Türkiye’de cepheleri işte bu sorunun yanıtı belirliyor. Vatansever-emperyalizm yanlısı, millî-millî olmayan, ilerici-gerici, hangi saflaşmayı esas alırsanız alın, hendekteki tarafınıza göre konumlanıyorsunuz. Hendeğin ABD-İsrail-PKK tarafında olanlar, ya da tarafsızlıklarını ilan edenler, Türkiye’nin en gerici güçleridir. Millî olmak ve ilerici olmak, Türkiye gibi ülkelerde aynı anlamı içeriyor. Vatan bütünlüğü cephesinde değilseniz, Türkiye’nin en gerici gücü sizsiniz.
Yalnız Türkiye’de değil, bölgede ve dünya ölçeğinde yine aynı soru geçerlidir. Hendeği kazdıranlar, ABD ve İsrail’dir. Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’ye “Kürt Koridoru” kurduranlar da, ABD ve İsrail’dir, hatta ABD’den önce İsrail’dir. Kimileri o hendeklerden bir şeyler bekliyorlarsa, ABD ve İsrail’in umutlarını paylaşır duruma düşmektedirler.
Cizre’deki hendeğin karşı tarafında Emperyalizm ve Siyonizm var. Atlas Okyanusu’ndan Pasifik Okyanusu’na kadar herkes safını hendekteki yerine göre seçmektedir. Vatan Partisi olarak bütün dünyaya bunu anlattık ve anlatıyoruz.
VATAN KARŞITLIĞININ SAKLANDIĞI DELİK
Hendekte tarafsızlık olmaz. “Vatan mevzubahisse”, tarafsızlık aslında vatan karşıtlığının saklandığı deliktir.
CHP yöneticileri, “Biz bu savaşta taraf değiliz” diyorlar.
Türk Ordusu ve polisi, vatan bütünlüğü için kesin sonuçlu bir mücadele yürütürken, tarafsız olmak ne anlama geliyor, bunu herkes biliyor.
Kaldı ki CHP örgütleri, PKK/HDP örgütleriyle birlikte sürekli olarak Vatan Savaşına karşı gösteriler düzenliyorlar.
CHP’de iç tartışmalar hep ayak oyunları zeminindedir. Oysa asıl ülkeyi ilgilendiren konu budur.
‘BARIŞÇI ÇÖZÜM’ DEDİKLERİ
Nereden geldiler buraya?
“Bölücü Terör konusunda silahlı çözüm olmaz” diyorlardı.
Bölücü Terör Örgütü ise, “Silah bırakmam” diyor. Kabul edeceği bir çözüm olsa bile silahları bırakmayacağını ilan ediyor. “Çünkü çözümün güvencesi elimizdeki silahtır” diye açık açık söylüyor. Zaten silah bırakmaya kalksa, ABD emperyalistleri ve İsrail buna izin vermiyor. Stratejik piyon ilişkisi geçerli.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, her gittiği yerde “Güneydoğu’da çözüm silahla olmaz” diyor. Bu sözüm ona “barışçı” söylemin tek bir pratik anlamı var: ‘PKK’nın silahlı gücünü tanıyalım.’
YAVRU İSRAİL’İ TANIMAK
Bir ülkede Devletin Ordusundan başka ikinci bir silahlı örgüte rıza göstermenin sonucu bellidir: O silahlı örgüt de kaçınılmaz olarak devlete dönüşür. Yerel yönetimlere el koymak, haraç toplamak, yol kesmek, kimlik kontrolü yapmak, hendek kazmak, duvar örmek vb, bunların hepsi devlet kurma girişiminin ilk adımlarıdır. Silahlı gücün varlığını tanımak, o silahlı gücün otoritesini, başka deyişle devletini tanımaktır.
Bölücü Terör Örgütüne karşı devletin yaptırım gücünün kullanılmasına karşı çıkanlar, Türkiye toprakları üzerinde bir Yavru İsrail kurulmasını kabul etmiş oluyorlar. CHP’nin Atlantik bağlantıları bunu dayatıyor.
VATAN BÜTÜNLÜĞÜNE MİLLETLERARASI İZİN
Bazı iyi niyetli vatanseverler, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kentlerde harekât yapması doğru değil, sonra Birleşmiş Milletler müdahale eder” diye uyarılarda bulunuyorlar.
Kentler vatan değil mi?
Türkiye vatan bütünlüğü için herhangi bir uluslararası kurumdan izin almak mı gerekiyor?
Kaldı ki, Birleşmiş Milletler ABD’nin diktası altında değildir.
ANAYASADA HARİTA ÇİZME GİRİŞİMİ
Avrupa Özerklik Şartı’nın Anayasaya girmesi ise, Yavru İsrail’in haritasının anayasada çizilmesi demektir. CHP, burada da HDP ile birliktedir. AKP de onlarla aynı cephede. İkiz Yasaları da 2002-2003 yıllarında elbirliğiyle kabul ettiler. İkiz İhanet Yasalarını kabul eden hükümet kararının altında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ve 2002 yılında hükümette bulunan diğer MHP’li bakanların da imzaları var. Bölünmenin hukukî zemini yıllardır döşeniyor. MHP, Türkiye’yi bölen plana 2002 yılında teslim oldu. Daha sonra da AKP iktidarına payanda olarak görevini sürdürdü.
HENDEĞE GÖMÜLEN PLAN
İşte şimdi bütün bu plan, Cizre’de, Silopi’de, Şırnak’ta, Diyarbakır Sur’da ve PKK’nın hendek kazdığı her yerde, o hendeklere gömülmektedir. PKK, hendek değil, kendi mezarını kazmıştır. Onlara hendek kazdıranlar da PKK’yı ortada bırakmışlardır.
PKK’ya bel bağlayanlar veya PKK’yı şu veya bu amaç için kullanacağını sananlar, çok iyi düşünmelidirler. Bir süre sonra ellerinde PKK diye işlerine yarayacak bir araç kalmayacak.
24 TEMMUZ DERSLERİ
24 Temmuzda başlayan sürecin değerlendirmesini ayrıca yapacağız, çünkü çok ders var. Sonuç: PKK’nın beli kırıldı.
Güneydoğu illerimizdeki Parti örgütlerimizden, muhtarlardan, halk önderlerinden, hatta yakın zamana kadar PKK/HADEP eğilimli yurttaşlardan aldığımız sağlıklı bilgilere dayanarak yapıyoruz bu saptamayı. Bölücü Terör Örgütü perişan durumdadır, çok ağır kayıplar vermiştir, vermektedir. “Silahı bırakmayacağım” diyen Bölücü Örgütün silahı yere düşmüştür. ABD ve İsrail, Türkiye’ye açtıkları savaşı kaybediyor.