ABD ile kritik görüşme
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Singapur'da ikili görüşme gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Singapur'da yapılan 51. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında ikili temaslarına devam ediyor.
Çavuşoğlu, ikili temaslarına ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile devam etti. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Bakan Çavuşoğlu ve ABD'li mevkidaşının görüşmesi bitti.
Son olarak Singapur'da yapacakları yüz yüze görüşmeden önce ABD tarafının talebi üzerine 1 Ağustos'ta telefonda görüşen Çavuşoğlu ve Pompeo, 18, 26 ve 28 Temmuz'da yaptıkları telefon konuşmalarıyla son 15 günde 4 kez istişarede bulunmuştu.
Çavuşoğlu, ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile de ayrı ayrı ikili görüşmeler gerçekleştirmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşmesinin ardından açıklama yaptı. Çavuşoğlu, "Sorunların hepsinin bir anda çözülmesi beklenemez. Birlikte çalışmak konusunda mutabık kaldık. Birlikte adım atmaya, çalışmaya devam edeceğiz. Bu sorunları çözerken başka konuları da değerlendirdik. Yapıcı bir görüşmeydi" dedi.
Çavuşoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Biraz önce muhatabımla görüşme gerçekleştirdim. Ülkeler arasında sorunlar olabilir. Biz Türkiye olarak diplomasi ve diyolagla karşılık anlayıla çözmeyi arzu ettik. Yaklaşımımız böyle oldu. Tehdit ve yaptırımlarla bir sonucu varılamaz. Bunu tekrarladık. Bunun iyi anlaşıldığını anlıyoruz. Pompeo ile nasıl adım atacağımızı değerlendirdik. Sorunların hepsinin bir anda çözülmesi beklenemez.
Birlikte çalışmak konusunda mutabık kaldık. Birlikte adım atmaya, çalışmaya devam edeceğiz. Bu sorunları çözerken başka konuları da değerlendirdik. Yapıcı bir görüşmeydi"
Ortak çalışma kararı
İkili görüşmenin ardından Reuters'a bilgi veren ABD’li yetkililer, iki bakanın sorunların çözümünde ortak çalışma için mutabık kaldığını belirtti.
Pompeo'nun, "Yaptırımlar ciddiyetimizi gösteriyor" dediği aktarıldı. Çavuşoğlu, Singapur'da yapılan 51. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında ikili temaslarına devam ediyor.
Ne olmuştu?
İzmir'deki Protestan cemaatine ait Diriliş Kilisesi'nin ABD'li Papazı Andrew Craig Brunson, 2016’nın ekim ayında eşiyle birlikte ifadeye çağrılmış, ifadelerinin ardından gözaltına alınmışlardı. Eşi Norine Brunson, 13 gün sonra serbest bırakıldı; ancak Papaz Brunson 'FETÖ' üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. İzmir F Tipi Cezaevi’nde yatmaktayken "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamaları da Brunson’ın davasına eklendi. Papaz, Ağustos 2017’de çıktığı ilk duruşmada suçlamaları reddettiğini dile getirdi.
35 yıla kadar hapsi istendi
Brunson hakkındaki iddianamenin hazırlanması 1.5 yıl sürdü. İddianamede Brunson’ın hem 'FETÖ' hem PKK adına suç işlediği öne sürüldü. Brunson hakkında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle 15, "devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasından 20, toplamda 35 yıla kadar hapis cezası istendi.
Siyasetin de tartışma konusu oldu
ABD’li Papazın durumu, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017’nin mayıs ayında yaptıkları görüşmede gündeme geldi. Görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından "Başkan Trump, Papaz Andrew Brunson'ın tutukluluğu konusunu da gündeme getirdi ve Türk Hükümeti'nden kendisini hızlı bir şekilde ABD'ye iade etmesini istedi” denilen açıklama yayınlandı. Brunson’ın avukatlarıyla görüştürülmediği iddiası da öne sürüldü. Bunları takiben ABD’li Papaz’ın avukatları ve ABD Büyükelçiliği ile görüşmesine izin verildi.
‘’Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim’
Brunson davası, süreç içerisinde sık sık ABD Kongre’sinin gündemine getirildi.
Erdoğan, 2017 yılının eylülünde yaptığı bir konuşmada, Brunson'ın serbest bırakılmasını Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle bağdaştıran ifadeler kullandı:
"Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen nasıl profesörsün? Sen profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar.” ABD ise olası bir takası reddetti.
‘’Memnuniyetle karşılıyoruz ama yeterli değil’’
18 Temmuz 2018 tarihinde İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi Papaz Brunson’ın ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı ile tahliye edilmesine karar verdi. Bunu takiben ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ‘kararı memnuniyetle karşıladıklarını ancak bu bu adımı yeterli bulmadıklarını’ açıkladı.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD’de bir konferansta yaptığı konuşmada Brunson’ın "masum" olduğunu ve Brunson'a yöneltilen suçlamalarda "inandırıcı bir delil" olmadığını söylerken Türk yetkililerin darbe girişiminin ardından on binlerce gazeteci, aktivist, hakim, ordu mensubu ve öğretmeni tutukladığını dile getirdi ve Andrew Brunson'ın da bu çerçevede 2016 yılında tutuklandığını belirtti. Pence, Brunson'ın "hemen" serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye "ciddi yaptırım" uygulanacağını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump da Twitter’dan "Amerika Birleşik Devletleri, çok iyi bir Hristiyan, aile adamı ve harika bir insan olan Papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluluğundan ötürü Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak. Çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı!" paylaşımında bulundu.
Yaşananların üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter'dan yayınladığı mesajında, "Kimse Türkiye'ye bir şeyi dikte edemez. Kimden gelirse gelsin tehdit edilmeyi hoş göremeyiz. Hukukun üstünlüğü herkese uygulanır, istisnası yoktur" dedi. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan da ABD'nin açıklamalarının 'hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı'na müdahale anlamı taşıdığı ve kabul edilemeyeceği yönünde açıklamalar yapıldı.
Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu da Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan 'Türkiye Uluslararası Finansal Kurumlar Yasası'nı kabul etti.