Rusya, Suriye'yi terk etmedi; düzen kurucu olarak yerleşti

Rusya, Suriye'yi terk etmedi; düzen kurucu olarak yerleşti

Satranç tahtasında bir atı doğru yere koyarsanız 8 kareye iki atı uygun konumlarsanız 16 kareye aynı anda basacak hamle şansı yakalarsanız. Son “geri çekilme” ile diplomatik ve askeri hareket yeteneğini derinleştiren Rusya usta bir satranç oyuncusu olduğunu kantıladı.

Suriye’deki çok boyutlu savaşta Rusya son hareketiyle bazılarını tekrar şaşırttı. 30 Eylül’de başlayan askeri hamlesi az çok öngörülebilmişti. Sürece askeri müdahalesiyle Suriye’deki kaotik ortama çeki düzen veren Rusya’nın askeri yöntemi kullanarak yaptığı son manevra ise tahminlerin ötesine geçti.

Rusya “geri çekiliyoruz” derken Suriye hava sahasını korsan uçuşlara kapatan S 400 sistemlerini ülkede bıracakacağını açıkladı. Adana İnclik’te konuşlu ABD karşısındaki konumunu sağlamlaştıran Rus Ordusu, istediğinde birkaç saatte geri dönebileceği, yeni inşaa ettiği Hmeymim askeri üssününü arkada bıraktı. Rusya, Şam karşıtı silahlı grupları gerileten savaş jetlerini çekerek diplomasiye alan açtı. Bir anlamda bazı cihatçı gruplara akıllarını başlarına alma şansı tanıdı. Moskova, uçak manevrasıyla kesinlikle Suriye coğrafyasından çekilmedi. Olsa olsa yeni nesil savaş uçaklarının manevra kabiliyetlerini diplomasi alanına taşımış oldu.

Kremlin, her an geri gönderebileceği uçaklarını savaş sahasındaki belirli grupların üzerinden çekerken IŞİD’e yönelik hava operasyonlarını ise sürdüreceğini açıkladı. 30 Eylül’den bu yana IŞİD’i az vurup ılımlı muhalifleri hedef almakla eleştirilen Rusya, Suriye’deki askeri varlığına yönelik tartışmalara da set çekti.

Ülkenin batısı kesiminde döve döve kurulan ateşkes bozulur, savaş şiddetlenirse Rusya istediği zaman askeri varlığını batı ve müttefikleri açısından “tartışılır” noktaya çıkartabilir. Elinde bunu yapmak için her türlü olanak ve alt yapı mevcut.

“Taviz veriyor” görüntüsüyle diplomatik alan açan Rusya, çıkarlarını tehlikeye düşürecek askeri bir kampanyanın tetiklenmesi durumunda, Suriye’de artık neler yapabileceğini biliyor. Geçen beş buçuk ayda Moskova, üzerine gelen batıya milli Rus ayısının pençelerini gösterdi. Bu süreçte Putin’in ağzından “nükleer silah kullanımı” lafı bile çıktı. Türkiye ile yaşanan krizde Rusya “3. Dünya Savaşı” senaryolarından ve yüksek tansiyondan faydalanmasını bildi. Uçak düşürülür düşürülmez 24 saat içinde stratejik S 400’leri Suriye’ye yerleştirdi. Bütün silahlarını savaş sahasında test etti. Daha büyük savaş senaryolarına karşı gerçek bir tatbikat yaptı.

Rusya Türkiye sınırlarında ortaya çıkan “3. Dünya Savaşı” stresini kendi açısından doğru yönetti. Gerilimi başarılı bir diplomatik koza çevirdi. Bütün dünyaya karşı savaş çıkartma peşinde olan çılgın AKP yönetimi ve iki de bir Suriye’ye asker sokmaktan bahseden Suudi Arabistan karşısında aklı başında bir profil çizdi.

Lazkiye’deki Hmeymim üssü ve hava savunma sistemleri Suriye’deki askeri durumu kolaçan etmeye devam ederken Moskova da enerjisini Cenevre’deki barış görüşmelerine odaklayacak. Rusya askeri olarak elde ettiği başarının meyvesini masada toplamaya çalışacak. Moskova “muhalifler” dahil Suriye’deki bütün tarafların konuşulabileceği, düzen sağlayıcı aktör olarak rolünü büyütecek.

Öte yandan Suriye krizi İran sınırından akdenize kadar olan bölgeyi birleşik bir savaş meydanına çevirdi. Cenevre ile bu sahanın, Suriye'nin batı kısmının yatıştırılması hedefleniyor. Irak'a uzanan doğu hattındaki IŞİD varlığı ise savaşın şiddetleneceği cepheyi gösteriyor. Bu hatta Palmira antik kentini IŞİD’ten almak üzere olan Suriye Ordusu’na Rus Hava gücü desteğini sürdürüyor.

Suriye’de ateşkesi içeren BM’nin 2268 sayılı kararında IŞİD ve Nusra’ya karşı operasyonlar terörle mücadele olarak anılıyor. Yani “halkını bombalayan Esad” söyleminden terörle mücadele eden Esad gerçeğine geçiş söz konusu. Batı, bu anlaşmayla Esad’ın terörle mücadele ettiğini kabul etmiş oluyor.

Bu noktada gerilim Fırat’ın doğusuna aktarılmış oluyor. Cenevre akdenizin doğu kıyılarında nispi bir sulh sağlarken Irak Suriye sınırını belirsizleştiren IŞİD varlığı ve ona karşı yürütülecek mücadele uluslararası poliitkada önem kazanıyor. Savaşın ana gövdesi yavaş yavaş Suriye’nin batısından Irak sınırlarına kayıyor. Rus askeri varlığının da önümüzdeki günlerde bu cepheye yoğunlaşması beklenebilir.

Mehmet Kıvanç/Şam

ulusalkanal.com.tr

türkiye rusya amerika Putin suriye esad İncirlik diplomasi satranç