Kızmayın; Öcalan, Nobel Barış Ödülü’ne en uygun adaydır!
Goran Hareketi Süleymaniye Parlamenteri Heval Kwêstanî, geçen yıl Temmuz ayında sürpriz bir adım atmış ve terör örgütü PKK’nın eli kanlı şefi Abdullah Öcalan’ı 2014 Nobel Barış Ödülü için aday göstermişti...
Kwêstani, önceki akşam bir açıklama yaptı ve Nobel Komitesi’nin Öcalan’ın adaylığını kabul ettiğini söyledi.
Nobel Komitesi ise bu açıklamayı kesin bir ifadeyle yalanladı:
“Biz adaylık hakkında hiçbir açıklama yapmadık, yapmayız. Bu, kurallarımıza aykırı... Bu konudaki haberler kesinlikle yalan!”
***
Bu yalan haber bile vatandaşın dengesini bozdu...
Binlercesi, Nobel Komitesi’ne e-posta göndererek Apo’nun 40 bin kişinin ölümüne neden olan bir katil olduğunu, dolayısıyla Nobel Barış Ödülü’nün böyle birine verilmesinin, ödülün ruhuna aykırı olduğunu yazdı.
***
Oysa yanılıyorlar...
Çünkü bu dünyada Nobel ve Apo kadar birbirine uygun iki isim daha olamaz!
Biri “dinamit”i icat etti; bunun silah olarak kullanılmasını sağlayıp bugüne kadar milyonlarca kişinin ölümüne neden oldu...
Diğeri ise icat edilen ne kadar silah ve mühimmat varsa hepsini kullanarak 40 bin kişinin katline yol açtı!
Biri dünyayı kana buladıktan sonra servete boğuldu ve adını temize çıkarmak için bir vakıf kurdur. Bu vakfa verdirdiği çok yüksek para ödülleriyle sürekli gündeme geldi. Ölümünün üzerinden 118 yıl geçtikten sonra bile gündemde...
Diğeri AKP iktidarı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği tavizler sonucu, cezaevinde devletle pazarlık yaptı ve sözde “barış süreci”nin iki mimarından biri haline geldi! Yani kendi yarattığı kan gölünü, ülkeyi bölerek kurutmayı teklif ettiği için “barış bilmem nesi” oldu!
***
Bu dünya böyledir dostlar; ya parayı bastıran kazanır ya da ağlayıp sızlayan!
Nobel; kötü şöhretini silmek ve tarihe “barış güvercini” olarak geçmek için parasını kullandı...
Apo ise ölümüne neden olduğu çocuklarımızı unutup, “Cezaevinde siyatik oldum” diye ağlayarak taraftar buldu!
***
Peki; bu ödülün bu caniye verilmesini engellemek için yapacağımız hiçbir şey yok mu?
Var elbette...
Belki bilmiyorsunuz; Anadolu’nun dört bir yanında HES yaparak doğanın anasını ağlatan şirketlerin önemli bir bölümü, Norveç firmaları...
Onların Türkiye’deki temsilcilerini kibarca uyarıyorum:
Sakın böyle bir rezalete izin vermeyin beyler...
Yoksa... Yanaklarınızdan öperiz!
TÜKETMİYORUZ! (13)
HAYDİ!
Madem ki okullarda dirsek çürüten, kafa yoran, çalışan, üreten, vergi vererek ülkeyi ayakta tutan biziz...
O zaman; her seçimde rüşvetle ya da hileyle sandıktan galip çıkanların sultasına dur diyeceğiz!
Pişkin pişkin bizimle dalga geçenlere, TÜKETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ kullanarak yanıt vereceğiz.
Facebook’ta bir “Tüketmiyoruz” sayfası açtık ve şimdiden 30 bin kişiye ulaştık. Ancak birilerinin akıllarını başlarına getirecek “pasif direnişlerimize” başlamamız için, milyonlara ulaşmamız gerekiyor.
Sadece sizin katılmanız yetmez; eşinizi, dostunuzu, komşunuzu, arkadaşınızı da (TÜKETMİYORUM'a destek olmak için LÜTFEN TIKLAYIN) adresine getirin.
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Erdoğan, Kutlu Doğum Haftası’nın açılışında yaptığı konuşmada sözü, kendisine ait olduğu söylenen kasetlere getirmiş ve “İnsanların mahremine girerek bunları kaydetmeyi İslam kabul etmez” demiş... İyi de kendisi, Deniz Baykal’a ait olduğu öne sürülen kasetler ortaya çıktığında, “Ne özeli be? Genel bunlar, genel” diye dalga geçmişti. Sorum kendisine:
Baykal’ı insan olarak görmüyor musunuz, yoksa İslam’ın kabul etmediği bir şey mi yaptınız?
‘KUTLU DOĞUM’ BALONU!
Devletin zirvesi, pazar günü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinliğinde biraraya geldi.
İslam geleneğinde olmayan ve Fethullahçıların uydurduğu, Diyanet’in de 1989 yılında kabul ettiği bu haftada, sözüm ona Hz. Muhammed’in doğumu kutlanıyor.
Ancak peygamberimizin asıl doğum günü, bu yıl 12 Ocak Pazar günü kutlanan Mevlid Kandili’ydi.
F Tipi’nin “Ulusal Egemenlik Haftası”nı gölgelemek ve aslında 27 Nisan 1941’de doğan Fethullah Gülen’e yaranmak için 20-27 Nisan tarihleri arasına sabitlediği Kutlu Doğum Haftası’nın açılışı, önce 17 Nisan’a, iki yıldır da 13 Nisan’a çekildi!
Peki; neden?
Çünkü Başbakan, Cemaat’in bu etkinlikleri Fethullah Gülen’in doğum günü kutlamasına çevirmesin-den rahatsız oldu da ondan...
İşin garibi son yıllarda bu etkinliklere CHP Genel Başkanları Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu da katılıp, fotoğraf çektirmeye başladı.
Din âlimi değilim ama isteyen din âlimi ile tartışmaya hazırım:
Kutlu Doğum Haftası balondur; Hz. Muhammed’in doğum günü Mevlid Kandili’dir.
GÜNÜN İSYANI!
AKP, Yalova’da seçimi altı oyla kaybetti. CHP’li yeni Başkan Vefa Salman, koltuğa oturur oturmaz önünde bulduğu 75 bin porsiyonluk ve 972 bin liralık yemek faturası karşısında şaşkına dönmüş... Bu para, AKP’li eski Belediye Başkanı Yakup Koçal’ın oy almak için dağıttığı yemeklerin karşılığıymış... İsyanım; halkın parasını böylesine pervasızca savuran bütün siyasetçilere:
Sadece yedikleriniz değil; yedirdikleriniz de burnunuzdan fitil fitil gelsin!