AS hastası dayı yeğen farkındalık için belgeselde rol aldı
Bel ağrısı şikayetiyle başlayan, tedavi edilmediği durumda kamburluğa yol açan AS hastası dayı ile yeğen, hayatlarını anlatan "Gökyüzü Güzeldir" adlı belgesel çalışmasında rol alarak hastalıkta erken teşhisin önemine dikkati çekti.
Türkiye'de "Suna Pekuysal hastalığı" olarak bilinen, tedavi edilmediği takdirde kamburluğa neden olarak yaşam standardını düşüren Ankilozan Spondilit (AS) hastalığıyla mücadele eden dayı ve yeğen, farkındalık için belgeselde rol aldı.
Danışmanlığını ve yönetmenliğini Çukurova Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Özbek'in yaptığı, AS hastası Ahmet Görbil ve yeğeni Barış Giray'ın rol aldığı, hastalığın geç teşhisi durumunda yaratacağı sorunları anlatan "Gökyüzü Güzeldir" belgeseliyle rahatsızlıkta erken teşhisin önemine işaret edildi.
"Deneyimim yeğenimin kurtulmasını sağladı"
Belgeselde rol alan 47 yaşındaki Ahmet Görbil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 yaşından bu yana bu rahatsızlığı çektiğini ve erken tanı yapılamaması nedeniyle yaşam standardının düştüğünü dile getirdi.
Yıllar sonra yeğeni Barış'ta da aynı rahatsızlığın ortaya çıktığını anlatan Görbil, yeğenin dört yıldan bu yana tedavi gördüğünü ve erken tanı sonrası sağlık durumunun çok iyi olduğunu vurguladı.
Görbil, yurt dışı bağlantılı bir firmada masa başı bir işte çalıştığını, rahatsızlığı nedeniyle bir yere uzanmakta, yerden bir şey almakta sıkıntı yaşadığını belirterek, "Yaşadığım sıkıntı ve deneyim yeğenimin kurtulmasını sağladı. Yeğenimle rol aldığım belgesel projesiyle de bu rahatsızlığa dikkat çekmeye çalıştık." ifadesini kullandı.
Barış Giray da dört yıldan bu yana AS hastasıyla mücadele ettiğini, tedavisinin sürdüğünü ve çok iyi durumda olduğunu vurgulayarak, erken teşhis sayesinde hastalığı unuttuğunu kaydetti.
"Bel fıtığı ile karıştırılıyor"
Prof. Dr. Özbek de AS'nin toplumda binde 5 oranında görüldüğünü aktardı.
Özbek, bel ağrısı şikayetiyle başlayan Ankilozan Spondilit'e yakalanan kişilerin en önemli problemlerinin rahatsızlığın teşhisinde geç kalınması olduğununun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Hangi hastalık olursa olsun erken tanının önemini biliyoruz. AS hastalığında erken teşhis edilemediği zaman, erken tanınan hasta son derece sağlıklı bir hale gelirken, tanınmayan ne yazık ki fiziksel kusurla hayatını sürdürmek zorunda kalıyor. Ne yazık ki AS hastaları bel fıtığı zannedilerek yıllarca tedaviden uzak kalırlar. Tedaviden uzak kalmanın sonunda da yaşam için sağlıklı olmayan kusurla kamburlaşarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kalırlar."
Özbek, hastalığın erken tespiti halinde tedavisinin mümkün olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda rahatsızlığa dikkat çekmek ve tanınmasını sağlamak amacıyla "Gökyüzü Güzeldir" adlı belgeseli hazırladıklarını anlattı.
"Hastanın gökyüzüne bakması mümkün olmaz"
Hastalıkla ilgili başarılı tedavilerinin olduğunu dile getiren Özbek, şunları dile getirdi:
"Hastalıkla ilgili çok başarılı tedaviler var, yeter ki erken tanınabilsin. Bu yüzden biz belgeselde, dayı ve yeğende var olup, birisinde 10 sene, diğerinde 3 ay içinde hastalığının teşhis edilmesi sonrası tedavide sağlanan başarılardan yola çıktık. Geç teşhis konulduğu için vücutta fiziksel kusurlarla ortaya çıkmış bir hayat ve erken tanındığında bugün sağlıklı halde yaşamını sürdüren bir genç çocuğun öyküsünün yer aldığı belgesel hazırladık. Belgeselin adı 'Gökyüzü Güzeldir.' Bu ismi verdik çünkü, gökyüzü uçsuz bucaksız bir sayfadır. Bir AS hastasının eğer erken tanı konulmaz, doğru ve etkili tedavi edilemezse gökyüzüne bakması mümkün olmaz. Bugün tıp, erken tanındıkları takdirde AS hastalarına gökyüzünü hayalleriyle süsletebilir."
Özbek, dayı yeğenin hayatıyla erken tanı ve tedavinin öneminin anlatıldığı çalışmayı halkı bilinçlendirme faaliyetlerinde kullanacaklarını kaydetti.