Diyalizde okuma yazma öğrendiler
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyaliz Merkezi'nde okuma yazma bilmeyen hastalara tedavileri sırasında kurs veriliyor.
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma HastanesiDiyaliz Merkezi'nde, okur yazar olmayan hastalara tedavileri sırasında kurs verilerek psikolojik açıdan rahatlamaları da sağlanıyor.
Hastane Yöneticisi Prof. Dr. Nurullah Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyalize giren hastalar için çeşitli sanatsal etkinliklerde bulunduklarını, yaklaşık bir yıldır da okuma yazma bilmeyenlere kurs verildiğini söyledi.
Kronik böbrek yetmezliği tedavisinin uzun süreli olduğuna dikkati çeken Zengin, hastaların haftanın üç gününü en az 4 saat diyalizde geçirdiğini anımsattı. Hastaların diyalizde geçirdikleri bu süreyi kolaylaştırmak adına çeşitli sanatsal faaliyetlere de yer verdiklerini ifade eden Zengin, "Boyama yapmak isteyen hastalarımız çeşitli ahşap boyama etkinliklerine katılıyor. Kitap okumak isteyen hastalarımıza da kitap veriyoruz.
Ankara Üniversitesinin iş birliği ile yaptığımız çalışmalarda oradan öğrenci arkadaşlarımız geliyorlar ve hastalarımıza kitap okuyorlar. Bu süre içerisinde okuma yazma bilmeyen hastalarımızdan da bize talepler geldi." dedi.
Bunun için Çankaya Halk Eğitim Merkezi ile temasa geçtiklerini aktaran Zengin, bu sayede okuma yazma bilmeyen diyaliz hastalarının eğitime almaya başladığını söyledi. Hastaların katıldığı etkinliklerin diyaliz esnasında psikolojilerine de iyi geldiğini ifade eden Zengin, "Bu uygulamalarla psikolojik olarak rahatlıyorlar. Bir şeyler ortaya koymanın getirisini hissediyorlar. Diyalizde onların katıldıkları etkinliklerle zor bir zaman dilimi olmaktan çıktı. Bütün bunlar tedaviyi de olumlu etkiliyor." diye konuştu.
"Diyalize değil okula geliyorum"
Böbrek yetmezliği sonucu bir yıl önce diyalize girmeye başlayan Dursiye Tamgaz (30) maddi imkansızlıklar nedeniyle okula hiç gidemediğini söyledi.
Ordu'da yaşadıkları dönemde 10 yaşından beri fındık tarlalarında çalıştığını anlatan Tamgaz, "Üç yıl öncede ağabeyimi kaybettikten sonra aileme destek olmak için çalıştım. 10 yaşımdan beri zaten fındık bahçelerine gider gündelikçi olarak çalışırdım. Sadece ağabeylerim okudu, ablalarımla ben okula hiç gidemedik. Şimdi bende okumaya başladım. Eve gidince dersimi yapıyorum." diye konuştu.
Tamgaz, okumayı bilmemenin çok kötü bir şey olduğunu dile getirerek, "Serviste gelirken tabelaları görünce bildiğim harfleri okuyorum. Ankara'ya çok bilmiyorum en azından dışarı çıktığım zaman kaybolmam.
Kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyorum." dedi.
Okuma yazma öğrenmeye başladıktan sonra kendisini okula gider gibi hissettiğini aktaran Tamgaz, "Camdan bakıyorum, servis geliyor hazırlanıyorum. Hastalığım ve diyalize gireceğim hiç aklıma gelmiyor. Zaten servisimizin ismi de okul servisi, aynı okula gelir gibiyiz." ifadelerini kullandı.
Diyalizden çıktığı gün ödevlerini yapamadığını ancak ertesi gün kahvaltıdan sonra ders çalışmaya başladığını belirten Tamgaz, "Odamda ders çalışıyorum sürekli okumaya çalışıyorum." diye konuştu.
46 yaşında okumayı öğrendi
Yaklaşık 17 yıldır diyalize giren ve böbrek nakli olmayı bekleyen Hülya Demirel de (46) merkezde okuma yazma öğrendi. Okuma yazmayı öğrenmenin çok güzel bir duygu olduğunu dile getiren Demirel, "Artık etrafımdaki harfleri tanımaya başladım. Önceden aylığı çekmeye gidiyordum tanıyamıyordum. Telefonumla arama yapabiliyorum. Kitabı elime aldığım zaman eve gidip heyecanla ders yapıyorum. Oğluma bilemediğim yerleri göster ve sana ihtiyacım kalmasın diyorum." dedi.
Üç çocuk annesi olduğunu anlatan Demirel, oğluyla birlikte ders çalıştığını belirterek, şunları anlattı:
"Oğlum bana mahsus yalan söylüyor. 'Hayır Osman öyle değil annem' diyorum. Beni kandırıyor, şaşırtma yapıyor. 'Anne artık senden elimi çekiyorum' diyor. Oğluma 'kalem alacaksın, açacak alacaksın' diyorum.
'Anne masraf çıkarttın bana' diyor. Yozgat'ta oğlumu arıyorum, 'oğlum bana kalem al, silgi al, açacak al' diyorum. 'Anne ne açacağı' diyor. Oğlum, 'ben okula gidiyorum, öğrenci oldum' diyorum. Torunlarım gülüyor.
'Babaanne öğrenci mi oldun' diyorlar. Çantamı alıp, servise biniyorum aynı okula gelir gibi. Bir gün kitaplarımı evde unutmuşum, hocaya söyledim. Arkadaşımdan otlandım."
Çankaya Halk Eğitim Merkezinde görevli emekli Türkçe öğretmeni Aysel Yılmaz, diyaliz hastalarına okuma yazma öğretiyor.
Diyaliz merkezinde üç saat kaldığını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bir sınıf ortamı olmasa da bir tahtamız var onunla çalışıyoruz. Tek ellerini kullanabildikleri için birebir çalışıyoruz. Onlar için de benim için de biraz zor oluyor ama sevgiyle özenle istemeleri beni de kamçılıyor.
Buranın bir hastane olduğunu unutuyor, çok istekle çalışıyoruz. Onların isteklerine sahip çıkmaları benim için de çok güzel. Ben de istekli geliyorum."