Üsküdar'da sabah oldu, emniyet farkında mı?
14 Aralık’ta Antalya’nın İlçelerinde sıkı yönetim ilan eden Başbakan Erdoğan’ın gençlik korkusu devam ediyor.
Gökhan Çelik
Geçtiğimiz hafta sonu Antalya ve ilçelerini ziyareti nedeniyle kırmızı alarm vererek 26 TGB’liyi gözaltına alan AKP’nin gençlik korkusu dağları aştı. 20 yıl aradan sonra Antalya'ya giderek 2 sene öncesinde faaliyete geçen Gazipaşa Havaalanı’nın açılışını yapan Erdoğan’ın, “Gözaltına alın” emrinin bugün halen devam ettirildiği öğrenildi. Bugün sabah saatlerinde İstanbul Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne bir arkadaşının yanında giden TGB Alanya yöneticisi Vural Yücel, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ‘nde (UYAP) hakkında yakalama kararı bulunmamasına rağmen gözaltına alındı. Gayrettepe Eminiyet Müdürlüğü’nden alalacele Beşiktaş Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek koluna kelepçe takıldı. Gözaltına alınan Yücel ulusalkanal.com.tr’ye o an yaşadıklarını anlattı.
TGB Alanya İlçe Yöneticisi Vural Yücel Şunları söyledi;
“Koltuğa kelepçelediler”
Bu sabah saatlerinde bir arkadaşımın yanında Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğimde oradaki polis memurları Genel Bilgi Taraması’na (GBT) baktılar. GBT sorgusunun ardından bana, “sen kayıp görünüyorsun” diyerek Yaklaşık 1 saat bekletildikten sonra beni Beşiktaş’taki Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüler. Orada ilk olarak çok iyi karşılandım. Öyle ki çay dahi ikram ettiler bana. Sonrasında çay geldi tam yudumlayacaktım ki yanıma başka bir polis memuru gelip koluma demir kelepçeyi takarak çayı elimden aldı. Ne olduğunu anlayamadan kadın bir polis memuru yanıma gelip hakkımda yakalama kararı var mı yok mu diye Ulusal Yargı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) baktı.Orada hakkımda her hangi bir yakalama kararı olmadığını ve gözaltına alınmama gerek bulunmadığını söyledi. Buna rağmen yanımızdaki diğer polis memuru ne olur ne olmaz diye, “gözaltına alalım” dedi. Sonrasında kelepçeli olarak 1 saate yakın bekledim. O sırada da sürekli telefonum çalıyordu. Kimsenin olmadığı sırada serbest olan diğer elimle masanın üzerinde açık olan telefonuma uzanıp önce sandalyeye kelepçeli diğer kolumun fotoğrafını çektim, sonra da sürekli yüksek sesle çalan telefonumu kapattım.
“Tayyip İzmir’de!”
Ardından bir süre daha bekledikten sonra tekrar yanıma gelen polis memurları sorgu için ifade odasına götürdüler. O arada da elimdeki kelepçeyi çözdüler. Sorgu başlamadan önce polisler elime bir “Kayıp şahıs formu” tutuşturarak doldurmamı istedi. Formda, kimlik bilgilerimi, ikametgah adresimi, ne zamandır ailemden uzak olduğumu, onlarla görüşüp görüşmediğim yönünde sorular yer alıyordu. Hepsini eksiksiz doldurduktan sonra sorgu başladı. Sorguda bana bir birinden alakasız sorular soruldu. Bunların arasında, “Asker kaçağı mısın?”, “Evden kaçarak mı geldin?” gibi saçma sapan sorular soruldu. Tüm bunlara ben de, “Asıl konu bunlar olamaz. Şayet öyle olsaydı sisteminize direkt düşerdi. Ayrıca evden kaçsam dahi reşidim. Dolayısı tüm bunlar gözaltı gerekçesi olamaz” diye yanıt verdim. Sonrasında sorgumu yapan 2 polisten 1’i bana, “14 Aralık’ta Alanya’da mıydın?” sorusunu yöneltti. Ben ise o tarihte Alanya’da olmadığımı, 13’ü sabahı İzmir’e gittiğimi. 14’ünde İzmir’de olduğumu ve 14 akşamı da İstanbul’a döndüğümü ifade ettim. Tam o sırada diğer polis memuru diğer arkadaşına dönerek, “13 Aralık’ta Erdoğan İzmir’deydi” dedi. Sonrasında polis memuru bana dönerek, “Peki İzmir’e neden gittin?” sorusunu sordu. Buna karşılık ben de, “Gezmeye gittiğimi” ifade ettim. İfade odasında ben yalnız değildim. Aynı anda sorguya gelen başka bir yurttaş bana neler olduğunu, neden beni bu şekilde sorguladıklarını sordu. Ben de ona dönerek, “TGB’liyim. İşin özü bu ağabey” dedim. Böylece polis memurlarının cesaret edip soramadıkları soruyu ben kendim cevaplamış oldum. Tüm bunların ardından sorgu odasında ki polis memuru bana dönerek, “Muhtemelen 14’ünde ki Erdoğan’ın mitingi için hakkımda arama kararı çıkarıldığını. Yakalanmadığın için arkadaşlar sistemden düşürmeyi unutmuş olabileceğini” söyledi. Tüm bürokrasinin ardından hakkımdaki tutanak kaşelenerek, “gidebilirsin” denildi
ulusalkanal.com.tr