GATA’daki kumpasın ayrıntıları ortaya çıkıyor
GATA'daki FETÖ mensubu askeri doktorlar, bir yandan verdikleri sahte raporlarla TSK'nın yapısını şekillendirirken diğer yandan da GATA'da kendilerinden olmayan kadroları kumpaslarla tasfiye ettiler. Aydınlık gazetesinden Cansu Yiğit'in haberine göre; Tabip Albay Kutsi Kabul ve Tabip Albay Mehmet Yokuşoğlu'nun başına gelenler, GATA'da kurulan kumpasın ağının boyutunu çarpıcı biçimde ortaya koydu. Kardiyoloji uzmanı albayların davası hala sürüyor. İşte Kabul ve Yokuşoğlu'na kurulan kumpasın öyküsü...
Jandarma er, görev yaptığı Balıkesir Bigadiç Jandarma Komutanlığı’nda rahatsızlanınca 3 hastane dolaştıktan sonra 8 Ağustos'ta Ankara GATA Acil Servisi'ne getirildi. Acilden Kardiyoloji'ye yönlendirilen hastaya ilk kez 2008'de Fransa'da tıp literatürüne giren ve Türkiye'de o güne kadar hiç görülmemiş bir hastalık olan "J dalgası sendromu" tanısı kondu. Kalp pili takılmasına karar verildi. O dönem GATA laboratuvarı tadilatta olduğu için hasta başka bir hastaneye yönelendirildi. Ancak hasta ve ailesi GATA’da kalmaya karar verdi. Kalp pili takılması için beklerken 15 Eylül 2012'te hayatını kaybetti. Olay kayıtlara “normal ölüm” olarak geçti.
İSİMSİZ İHBAR MEKTUPLARI
Ancak birçok kumpas sürecinde gördüğümüz isimsiz ihbar mektupları bu olayda da devreye sokuldu. İmzasız ihbarla erin ölümünden sorumlu tutulan Klinik Direktörü Pof. Dr. Mehmet Yokuşoğlu ve Doç. Dr. Kutsi Kabul hakkında tahkikat başlatıldı. Tahkikat Komisyonu'nun görevlendirdiği ilk bilirkişi heyeti “görevi ihmal yoktur” raporu verince bu kez ikinci idari tahkikat heyeti kuruldu. Kardiyolog Mustafa Aparcı'nın hazırladığı ikinci raporda, Kutsi Kabul ve Mehmet Yokuşoğlu hastanın ölümünde "ağır kusur" ve "ihmal"den suçlandı. Ayrıca davaya Dr. Cem Barçın ve Dr. Uygar Çağdaş Yüksel de dahil edildi. Genelkurmay Savcılığı, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nden bilirkişi raporu istedi. Bu raporda "ağır kusur" kalktı ancak "görevi ihmal" suçlamasıyla yargılama başladı. İlginç ve dikkat çeken bir durum da hastaya ait sağlık dosyasında bulunması gereken ve hastaya yapılan tıbbi müdahaleleri gösteren ve sanıklar lehine olan bazı belgeler “kayboldu.”
O AVUKAT DEVREYE GİRİYOR
Davanın ilk duruşmasında Mahkeme Maşkanı Seyfi Bulduk, askerin ailesine şikayetçi olmaları konusunda açık şekilde baskı uyguladı. Ardından FETÖ davalarının vazgeçilmez avukatı Hayrettin Açıkgöz devreye girdi ve aileyi arayarak davaya ücretsiz olarak bakacağını söyledi. Aile avukatın teklifini kabul etmedi. Mehmet Yokuşoğlu ve Kutsi Kabul, dava dosyasındaki tüm veriler üzerinden müdafileri vasıtasıyla Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümünce hazırlanan 28 Nisan 2014 tarihli bilimsel mütalaa ile son duruşmaya gitti. Hacettepe Kardiyoloji bölümünce hazırlanan raporda, sanıkların “kusuru ve görevi ihmali yoktur” tespiti yapıldı. Ancak Seyfi Bulduk’un başkanı olduğu mahkeme heyeti Sağlık Şurası'ndan görüş isteyerek duruşmayı 20 Eylül 2016'ya erteledi.
DAVANIN SAVCI VE HAKİMİ DARBE'DEN GÖZALTINDA
Telefonla ulaştığımız Yokuşoğlu ve Kabul'ün avukatı Levent Özçelik, müvekkilerinin yargılandığı davanın savcısı Uğur Aydın ve Mahkeme Başkanı Seyfi Bulduk'un darbe girişimiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındığını hatırlattı. Avukat Özçelik, müvekkillerinden Yokuşoğlu'nun bu kumpas sürecinde GATA'dan istifa ettiği bilgisini verdi. Özçelik, 20 Eylül'deki duruşmanın yapılıp yapılmayacağı konusunda sağlıklı bilgi alamadıklarını söyledi.
Casusluk kumpasında hedef alınmıştı
Kutsi Kabul ilk olarak 6 Temmuz 2012'de “İzmir Askeri Casusluk” davası kapsamında gözaltına alındı. Savcılık ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Kabul, hastanedeki mesaisine devam etti. Bir yetkilinin bile neden gözaltına alındığına dair hiçbir soru sormadığı Kutsi Kabul'e gözaltının üzerinden 2 yıl geçtikten ve davanın “kumpas” olduğu açığa çıktıktan sonra personel güvenlik incelemesi yapıldı.
ulusalkanal.com.tr