Yunanistan'ın şımarık çocuğuna sert yanıt

Yunanistan'ın 'şımarık çocuğu' Panos Kammenos, yine skandal ifadelerle Türkiye'yi hedef aldı. Kammenos'a yanıt, Türk amirallerden geldi

Yunanistan'ın şımarık çocuğuna sert yanıt

Yunanistan'ın 'şımarık çocuğu' Panos Kammenos, yine skandal ifadelerle Türkiye'yi hedef aldı. Kardak krizi sırasında hata yapıldığını belirten Kammenos, Hava Kuvvetleri'nin adayı bombalaması geektiğini söyledi. “Bir Yunan Bakan'ın veya Başbakan'ın Ankara'ya gidip Kemal Atatürk'ün mezarına çelenk koymasını kabul edemem” diyen Kammenos, kendi orduları içine de partizanlık sokulduğunu bildirdi. Kammenos'a yanıt, Türk amirallerden geldi.

Yunanistan'ın geçen günlerde istifa eden eski Savunma Bakanı Panos Kammenos, Kardak krizinin yıldönümü nedeniyle Sky Tv'ye konuştu.

Söyleşisinde, “23 yıl önce yapılanlar büyük bir hataydı. Biz İsviçre veya Lüksemburg değiliz” diyen Kammenos, “O dönemde Silahlı Kuvvetler'in yazılı kurallara göre angajmana girmesi gerekirdi. Bunun barışla veya savaşla bir alakası yok, toprak bütünlüğümüzü korumakla alakası var. Bu yüzden de 2015 yılında göreve geldikten sonra icra edilen ilk üst düzey toplantıda, yeni angajman kuralları getirdim ve bu kurallar, küçük adacıklarımızın işgal edilmesi durumunda Silahlı Kuvvetlerimiz'in bunları geri almasına yönelikti” ifadelerini kullandı.

'EGE'DE GRİ BÖLGE DİYE BİR KAVRAM YOKTUR'

Kammenos şöyle devam etti:

“Bu konuda geliştirdiğimiz angajman kuralları açıktı. Bir önceki Genelkurmay Başkanımız Apostolakis'in de dediği gibi, eğer bir adacığımız işgal edilirse ilk önce Hava Kuvvetleri'ni kullanarak, bu adayı bombalarla dümdüz etmek zorundayız. 23 yıl önce bu kararlılığı gösteremediğimiz için dönemin Başbakanı Simitis, milli bir ihanete bulaştı.

Dört yıldır o bölgeye gidip çelenk atarak orada ölenlere saygımı gösteriyorum. Milli egemenliğimizin o bölgede olduğuna yönelik bir mesaj verdim. Türkler bundan ister hoşlansın ister hoşlanmasınlar, Ege'de gri bölge diye bir kavram yoktur.

'ATATÜRK'ÜN MEZARINA ÇELENK KONULMASINI KABUL EDEMEM'

İki Türk askerinin sınırımızı ihlal etmesi sonrası, bu askerleri hukuka uygun bir şekilde yargıladık, Türklerin yaptığı gibi esir tutmadık ve beş saat gibi bir süre içerisinde iade ettik. Bunun üzerine Hulusi Akar beni arayarak teşekkür etti ve Ankara'ya davet etti. Ama ben asla Ankara'ya gitmem. Orada istenmeyen adam olduğumu biliyorum, ayrıca bir Yunan Bakan'ın veya Başbakan'ın Ankara'ya gidip Kemal Atatürk'ün mezarına çelenk koymasını kabul edemem. Çünkü o Pontus Rumlarının ve Anadolu'daki Yunanlıların ölümlerinden sorumludur.

YUNAN KUVVETLERİ'NE PARTİZANLIK SOKULDU

Maalesef Silahlı Kuvvetler'deki son atamalarda inanılmaz bir partileşme gördük. Donanma Komutanı gibi Deniz Kuvvetleri'ndeki bütün personelin sevdiği çok başarılı bir amiralimizi ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nı emekli ettiler. Burada sadece Syriza'yı suçlamak istemiyorum. Bu komutanların emekli edilmesinde eski sol kökenli milletvekillerinin de payı var ve Silahlı Kuvvetler'in atamalarına partizanlık soktular. Ne yazık ki son atamalarda, tamamen partizanlık hakim olmuş ve istemedikleri insanları benim adamım olmakla suçlayarak emekli ediyorlar.”

SAKAT KAFALARIN AKLINI BAŞINA GETİRMEK

Kammenos'un sözlerine Türk amirallerden sert tepki geldi. Aydınlık'a konuşan Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz şunları söyledi: “Kammenos'un sözlerinden iki mesaj çıkardım. Birincisi, Yunan Hükümeti'ne eğer bu kafa hakimse, çok dayak yerler. İkincisi, Silahlı Kuvvetler'e siyaset girerse o kuvvet savaşamaz. O nedenle en ufak yenilgide birbirini yerler. Türkiye Kardak'ta seri ve çok güçlü bir tokat atıp şok tedavi vermeye her zaman hazır olmalıdır. Ama kışkırtmaya da gelmeden. O tokat, bu gibi sakat kafaların aklını başına getirir. Eğer bir müdahalede bulunurlarsa, ilk safhadan sonra kontrollü tırmanmayla askersiz statüdeki adalarda bize birincil tehdit teşkil eden hedeflerin yok edilmesi gerekir. Yani uyuyan devi uyandırırlar.”

'ZİHNİMİZDEKİLERİ RUSYA HATIRLATIYOR'

Emekli Tuğamiral İlker Güven ise Aydınlık'a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Stratejide iki önemli unsur; zaman ve kuvvettir, şayet kuvvet/gücünüz yeterli değilse, bunu takviye etmek üzere stratejik işbirliği kurarsınız. Zaman ise geç kalınmış olmasına rağmen şimdiki zamandır, artık daha fazla gecikmeden stratejik karar alınma zamanıdır. Sık sık belirttiğimiz gibi bölge ülkeleriyle 'Güvenlik ve Saldırmazlık Antlaşması' imzalanması artık kaçınılmazdır. Bölge ülkeleri birinci kuşak, Lübnan, Suriye, Irak, İran, Azerbeycan ve Rusya Federasyonu’dur. İlk olarak bizim unuttuğumuz ve Rusya’nın arşivimizden, zihnizmizden çıkararak hatırlattığı Adana Mutabakatı'nın da esası olan, Suriye Hükümeti ile aracısız diplomatik ilişki kurmalıyız. Mütekabiyen, ikinci kuşaktan da Mısır ve Libya ile diplomatik ilişki kurulması, ulusal çıkarlarımızın örtüşmesi açısından hayati ve zorunludur. Kurulacak bu jeostratejik ve jeoekonomik şemsiyeden sonra, Atlantik Cephesi'ne karşı kararlı ve tavizsiz politik ataklara geçilmelidir. Öncelikle NATO’nun sivil kanadında kalarak, NATO emrindeki TSK’nın milli olduğu ilan edilmelidir. Verilecek bir nota ile İncirlik ve Kürecik’in TSK emrine geçtiği ve İncirlik'teki Jüpiter Nükleer Füzelerinin verilecek süre içinde götürülmesi istenmelidir. Ayrıca şımarık ve Atlantik Cephesi'nin taşeronu Yunanistan’a da nota verilerek; Ege ve Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan ve adalarda Türkiye’nin ihlal edilen ulusal hak ve çıkarlarının eksiksiz iadesi istenmeli ve gerekirse güç kullanarak sağlanacağı kararlı bir şekilde bildirilmelidir.”

Aydınlık

yunanistan