Likyalı savaşçılar Kaş'ta dile gelecek!

Camdan taşa, altından bakıra, ahşaptan deriye kadar uzanan çeşitlilikteki malzemelerle Anadolu'nun binlerce yıllık kültür mirasını sanatıyla yaşatan ve "Son Likyalı' olarak anılan Elmalılı sanatçı Hamdi Toşur, arkeolog Ünsal Özçakır ve gazeteci-yazar Yusuf Yavuz'la birlikte Kaş Kültür Evi'ndeki söyleşide tarih ve sanat tutkunlarıyla bir araya gelecek.

Likyalı savaşçılar Kaş'ta dile gelecek!

Yusuf Yavuz

1 Şubat Cumartesi günü gerçekleşecek söyleşide, Toşur'un eserlerinden örnekler sergilenirken, antik çağdaki tekniklerle üretilen 35 kilo ağırlığındaki savaşçı zırhı da izleyiciyle buluşacak.

LİKYA'DAN CUMHURİYETE UZANAN ZAMAN YOLCULUĞU

Elmalılı sanatçı Hamdi Toşur, binlerce yıllık Anadolu kültürünü yaptığı eserlerde bugüne taşıyor. Ünlü Elmalı Hazinesi'ne ait sikkelerden Hitit tabletlerine, Roma'nın gizemli gözyaşı şişelerinden, antik çağın görkemli heykellerine uzanan çeşitlilikte eserler üreten Toşur, değerli taşlar ve camdan ürettiği takılarla da büyük beğeni topluyor. Toşur, Kaş Kültür Evi'nde Arkeolog Ünsal Özçakır ve gazeteci- yazar Yusuf Yavuz'la birlikte yapacağı ve saat 15.30'da başlayacak söyleşiyle, tarih ve sanat tutkunlarını düşten gerçeğe, Likya'dan Cumhuriyet'e uzanan bir zaman yolculuğuna davet ediyor.

35 KİLOLUK SAVAŞÇI ZIRHINI GİYMEK YARIM SAAT SÜRÜYOR

Kaşlı tarih tutkunlarıyla buluşacak olan antik çağda kullanılan savaşçı zırhını günde 16 saat çalışarak yaklaşık bir ayda ürettiğini anlatan Toşur, bakır, deri ve at kılı gibi malzemeleri kullanarak üretilen zırhın ağırlığının 35 kilo olduğunu ve giyilmesinin yarım saati aldığını söylüyor.

ESERLERİN GERÇEĞİNDEN AYIRT EDİLMESİ UZMANLIK İSTİYOR

Bugüne kadar 300’den fazla heykel, binlerce takı, rölyefler, mozaikler, cam tasarımları ve taş tabletten oluşan eserler üreten Toşur'un çalışmaları kimi dizi ve filmlerde de tarihi dekor olarak kullanılıyor.Büyük İskender'e olan ilgisinin kendisini bu sanata yönlendirdiğini anlatan Hamdi Toşur'un Elmalı'daki atölyesinde ürettiği eserler, dünyanın pek çok ülkesinde alıcı buluyor. Hatay, Safranbolu ve Sakarya gibi kentlerde çeşitli ustaların yanında çalışarak kendisini geliştirdiğini anlatan Toşur, yaptığı eserlerin orjinalinden ayırt edilmesinin uzmanlık gerektirdiğini belirterek bunun kendisi için en önemli tatmin kaynağım olduğunu söylüyor.

'ELMALI HAZİNESİYLE İLGİLİ TABUYU YIKTIK'

Yaptığı işin en önemli yanının ahlaki sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Toşur, "kötü niyetli birine 20 tane para verseniz bütün Elmalı’yı dolandırabilir. Bu, bir caninin eline silah vermek gibi. Elmalı hazinesinin imitasyonunun yapılması bir zamanlar tabuydu. Ama şimdi bu tabuyu yıkmış da olduk. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu konuda aldığımız izinler çerçevesinde ve ticari olarak kayıt altına alınan, faturası, kaydı olan ürünler yapıyorum. Bölgenin de tanıtımı yapılmış oluyor” dedi.

ANTİK ÇAĞIN USTALARININ İZİNDEN GİDİYOR

Likyalı ustaların geçmişteki üretim tekniklerini araştırarak bunları kendisinin de uyguladığını anlatan Toşur, "Likyalı ustaların geçmişte bu işleri nasıl yaptıklarını görünce onların yaptığı gibi çalışmanın daha iyi olacağına karar verdim. Biz bugün her türlü teknolojiden yararlanıyorduk ama eski ustalar bir iş için günlerce uğraşıyorlardı. Bizim yaptığımız paralar orijinallerinin canlılığını ve parlaklığını yansıtmıyordu. Ruhsuzdu. Ben de antik çağdaki ustaların kullandığı aletleri yapmaya başladım. Böylece o dönemde üretilenler gibi bir sonuç çıktı ortaya" diye konuştu.

ulusalkanal.com.tr

arkeoloji Kültür likya