Kaçak Sarayda, Şehircilik Şurası olur mu?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Şehircilik Şurası’, Beştepe'de gerçekleştirildi. Şehircilikle ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin davet edilmediği belirtilen Şurada konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çarpık yapılaşmadan şikâyet ederek, “Bu yapılaşma artık son bulmalıdır. Dikey değil, yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır. Karadeniz'in o güzel yaylalarında, Ege'de gördüğüm yapılaşmadaki çirkinliklerden rahatsızlık duyuyorum. Müteahhitler acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar” dedi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ise “Kaçak sarayda yapılan Şuraya hayır diyoruz” açıklaması yaptı.
Beştepe Millet Kültür ve Kongre merkezinde gerçekleşen Şehircilik Şurası’nın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İnsanın doğanın çehresini değiştirebilecek müdahalelere sahip tek varlık olduğunu belirterek, “Şayet bu müdahale iyiye, güzele yönünde olursa insan Allah'ın yeryüzündeki halifeliği vasfına uygun davranmış olur. Aksi yönde olursa hâşâ bu Allah'la yarışma yolunu açar” dedi.
‘DİKEY DEĞİL, YATAY MİMARİDEN YANAYIM’
İnsanla şehir arasındaki ilişkiyi doğru kurmanın çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, kentsel dönüşümden TOKİ’ye, mimariden sosyal yaşam uzanan geniş bir yelpazede sürdürdüğü konuşmasında özetle şunları söyledi: “Bizler her alanda olduğu gibi şehircilik konusunda da tarihimizden tekerrür alarak hataları önlemeliyiz. 1950'de ülkemizde nüfusun yüzde 20'si şehirlerde yaşarak bugün yüzde 90'ı şehirlerde yaşamaktadır. 1940'lardan itibaren çarpık yapılaşmanın yanında kişiliksiz, çirkin projenin uygulaması olan apartmanlar ortaya çıkmıştır. Bu yapılaşma artık son bulmalıdır. Dikey değil, yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır.
‘YAPILAŞMADAKİ ÇİRKİNLİKLERDEN RAHATSIZLIK DUYUYORUM’
Karadeniz'in o güzel yaylalarında, Ege'de gördüğüm yapılaşmadaki çirkinliklerden rahatsızlık duyuyorum. Hep birlikte buna karşı set oluşturmalıyız. Şehirlerimiz, kentsel dönüşüm projeleriyle gecekondulardan kurtulurken şahsiyetsiz mimari yapılanmalara da itilmemelidir. Sadece rant, kar, kazanç odaklı bir anlayışla böyle bir şehir inşası gerçekleştiremeyiz.
DEPREM RİSKİ: 7 MİLYON KONUT 250 MİLYAR DOLARLIK BÜTÇE
Marmara depremi bize çok şey öğretti. Depreme dayanıklı riskli konutların yerini daha sağlam yapıların almasıdır. 5 milyon yapının deprem riskine karşı yenilenmesine rağmen halen 7 milyonun ihtiyacı var. 250 milyar dolarlık bir bütçeden bahsediyoruz.
‘MÜTEAHHİTLER ACIMASIZCA YOLSUZLUK YAPIYORLAR’
Kot denilen bir olay var, müteahhitler acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar. Diyorum ki kot olayında kesinlikle kotu denizden verme gibi bir anlayışı getirmemiz lazım. Eğilimli bir arazi beyefendiler nereden inşaatı alıyor? En yüksek noktadan alıyor. Denizden buna baktığında ortaya ne çıkar? 2-3 kat yerine 5 kat çıkıyor. Bodrum diyorsun, adam bodrum yapmıyor zemin yapıyor. Bu konularda belediyelerimizin hassas davranması lazım. Bodrum güneş görmeyen yerdir. Bodrumun etrafını açmak hainliktir.
‘İSTANBUL BOĞAZI’NIN DURUMU ORTADA’
İstanbul Boğazı'nın durumu ortada. 7 katlı binalar var. Karalı bir duruş sergilenmediği için böyle. Bununla ilgili Boğaz yasasının yeniden ele alınması lazım. Bunun için bakanlığımızın kararlı bir adım atması gerekiyor. Bunun anayasasını kurmamız lazım.”
ÜÇ AY SÜRECEK OLAN ŞURADA ŞEHİRLEŞME TARTIŞILACAK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde 4 komisyon tarafından yürütülecek çalışmalarla 3 ay sürmesi planlan Şehircilik Şurası’nda, ‘Şehirlerimizde Kimlik, Planlama ve Tasarım’, ‘Kentsel Dönüşüm’, ‘Şehirleşme Göç ve Uyum’ ve ‘Şehirleşmenin Yeni Vizyonunda Yerel Yönetimlerin Rolü’ gibi konular ele alınacak.
MİMARLARDAN TEPKİ: ‘KAÇAK SARAYDA ŞEHİRCİLİK ŞURASINA HAYIR’
Şehircilikle ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin davet edilmediği öne sürülen Şehircilik Şurası’yla ilgili bir basın açıklaması yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Cumhuriyetle hesaplaşmanın mekânsallığı olan kaçak sarayda yapılan Şehircilik Şurasına hayır” dedi.
‘BAKANLIK 2009’DA ALDIĞI KARARLARI YERİNE GETİRMEDİ’
Şuranın teması olan ‘Şehircilikte Yeni Vizyon’ tanımının sanal ve gerçek dışı olduğuna vurgu yapılan Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açıklamasında, “Çevre Şehircilik Bakanlığı 2009 yılında düzenlediği Kentleşme Şurasının aldığı kararları yerine getirmeden yeni bir Şehircilik Şurası düzenliyor. Bu şehircilik şurasının dayanağı olarak da 2016 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Habitat III. Konferansının sonuç belgesi olarak imza altına alınan ‘Yeni Kentsel Gündem’ belgesi gösteriliyor. ‘Şehircilikte Yeni Vizyon’ teması ile düzenlenecek olan Şehircilik Şûrasının temel amacı; ‘Türkiye'nin yeni şehirleşme vizyonunu, gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde katılımcı bir şekilde belirlemektir’ olarak ifade edilen bu vizyon, sanal ve gerçek dışıdır. Gelecek ufku yoktur, bilimsel ve hukuksal değildir” görüşüne yer verildi.
‘HABİTAT KONFERANSINDA KAÇAK SARAY VE ANKAPARK TALANI GİZLENDİ’
AKP hükümetinin 2009 yılında düzenlediği Kentleşme Şurasının sonucunda, 2010-2023 Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı'nı yayınladığına dikkat çekilen açıklamada, “Sonrasında Habitat III. Kentsel yeni gündem belgesini gerekçe göstererek yeni bir Şehircilik Şurası topluyor. Kendi kendisini reddeden bütünleşik bir stratejiden uzak, kentsel miyopluğa yakalanmış bir bakış açısı ile karşı karşıyayız. Türkiye kesimini Habitat III için hazırladığı ulusal belgenin bilimsellikten yoksun olduğu, katılımcı bir yöntem izlenmediği, olmamış şeyler olmuş gibi yanılsamaların ifade edildiği, sanal ve gerçek dışı bir rapor olarak uzmanlar tarafından değerlendirildi. Halkımızı temsilen katıldıkları Habitat 3 Konferansında gerçek dışı beyanlarda bulunanlar ulusal raporun 11. sayfasında, Mustafa Kemal Atatürk'ün şartlı bağış ile halkına emanet ettiği Atatürk Orman Çiftliğindeki Kaçak Saray ve AnkaPark talanını gizleyerek, ‘Türkiye'de neredeyse her şehirde bulunan, Ankara'daki Atatürk Orman Çiftliği benzeri, devlet eliyle yönetilen ve tarımsal araştırma ve üretime yönelik kent çiftlikleri, kentsel tarımın en önemli örneklerinden sayılabilir’ diyerek gerçek dışı beyanlarda bulunmuşlardır. Tamamen kentsel kimliğin değiştirilmesi ve kültürlerin izlerinin silinerek yeni bir kimlik üzerinden yeni şehirler kurulacağını hükümet programında açıkça ifade etmişlerdi” ifadelerine yer verildi.
‘BAŞKANLIKTAN SONRA BÜTÜN ŞEHİRLER KAÇAK İNŞA EDİLECEK’
“Bu Şehircilik Şurası'nın Kaçak Sarayda yapılması, önümüzdeki günlerde kentleşmenin nasıl bir süreç izleyeceği açısından manidardır” görüşüne yer verilen Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açıklamasında, şöyle denildi: “Cumhuriyetin kurucu değerlerinin simge mekânı Atatürk Orman Çiftliği'nde zorun gücüyle, Atatürk'ün şartlı bağışı ve vasiyetine, hukuka aykırı şekilde inşa edilen Başkanlık rejimin mekânsallığı olan Kaçak Saray, bu şehircilik şurasının beklentisinin kendisidir. Bu şura ile yapılmak istenen çok açıktır. Başkanlık rejiminden sonra bütün şehirler, Kaçak Sarayın inşası gibi, zorun gücüyle, bilimden teknikten uzak, Cumhuriyet değerlerini yok ederek, dini odağına alarak inşa edileceğinin habercisidir. Hacı Bayram Veli'nin şiiriyle tanıtımları yapılan Şehircilik Şurası bir yanılsamanın kendisidir. Zira Ulus’ta Hacı Bayram Veli'nin ve Augustus tapınağının birlikteliği ve çevresi ile ilişkisinin nasıl yalıtıldığı, niteliksiz ve taklit bir sürecin nasıl inşa edildiği ortadır.
‘KAÇAK SARAYDAKİ ŞURA ŞEHİRCİLİK İLKELERİNE AYKIRI’
Kaçak Saray'da düzenlenen şehircilik şurası tüm şehircilik ilkelerine aykırıdır. Şehircilik Şurası meşru değildir. Bilimden uzak şehirlerin tek adam rejimi ile inşa edileceğinin ilanıdır. Atatürk'ün vasiyeti, şartlı bağışı, 1. derece tarihi ve doğal sit alanı ve hukuk ihlal edilerek, vergilerimiz israf edilerek Atatürk Orman Çiftliği'nde inşa edilen Kaçak Sarayda yapılan şuraya katılmak, şehirciliğin, insanlığın, Cumhuriyetin özüne aykırıdır. Cumhuriyet rejimini değiştirerek Başkanlık sistemi getirmek isteyen Kaçak Sarayda yapılan Şuraya hayır diyoruz.”
ERDOĞAN, ‘GÜÇLERİ YETİYORSA YIKSINLAR’ DEMİŞTİ
2012 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘Başbakanlık hizmet binası’ olarak yapımı gündeme gelen Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Ankara’nın en önemli yeşil alanı olan Atatürk Orman Çiftliği’nde inşa edildi. 1992 yılında doğal ve tarihi sit alanı olarak tescil edilen AOÇ bünyesindeki arazinin koruma statüsü 2011 yılında 3. Derece doğal sit alanına dönüştürülerek tarihi sit vasfı ortadan kaldırıldı. Kamuoyunda oluşan tepkilere rağmen inşasına başlanan kaçak saray yargıya taşınmış, Erdoğan ise yıkım kararı veren yargıya seslenerek, “Güçleri yetiyorsa yıksınlar” ifadeleriyle tepki göstermişti.
Yusuf Yavuz
ulusalkanal.com.tr