Çatıdan çıkar çıkmaz vardı gitti Musul’a!
Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru, bugünkü yazısında Ekmeleddin İhsanoğlu'nu köşesine taşıdı.
İşte Nacati Doğru'nun "Çatıdan çıkar çıkmaz vardı gitti Musul’a!" başlıklı yazısı şöyle:
Gece ben uyurken dünyada neler oldu diye sabah kalkıp TV’yi açınca “kalbim yerinden fırlayacak” gibi oldu (!)
Ekranda canlı görüntüler.
TV muhabiri anlatıyordu.
Ekmeleddin İhsanoğlu; çatıdan “Cumhurbaşkanlığı’na aday isim diye çıkar çıkmaz” Musul’a gitti. İslam dünyasında ağırlığı, etkisi olan sözü dinlenen birisi olduğu için “Şii-Sünni boğazlaşmasının mezhep savaşına dönmesini önlemek ve kaçırılan 49 Türk konsolosluk mensubu ile 31 kamyon şoförünün serbest bırakılmasını” sağlamak için Musul’a geldi.
IŞİD lideriyle görüştü.
Ona; “Müslüman’ın canı, malı ve namusu Müslüman’a haramdır. Müslüman öldürmeyi bırakın” dedi. IŞİD lideri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun elini öptü.
Rehin Türkler serbest…
Kamyon şoförleri geliyor…
* * * *
Gördüğüm seraptı!
Duyduğum hayal!
CHP ile MHP, İslamcı Tayyip Erdoğan’a karşı İslamcı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdiğine göre, ondan böyle bir üstün başarı beklenir.
Daha ilk gün.
Yaptığım haksızlık.
Adaylığı açıklanır açıklanmaz Musul’a koşturmasını beklemek adil değil fakat AKP’ye oy vermişlerin içinde Tayyip Erdoğan’ın adına bulaşan yolsuzluklardan ve “işçi tokatlayan” ham davranışından memnun olmayanların; “Ekmeleddin Bey’in sözü İslam aleminde Tayyip Bey’den daha çok dinleniyor…” diye bir somut başarı görmeleri gerekir.
O zaman oy kopması olur.
Erdoğan’ın gücü kırılır.
Parlamenter demokrasi kurtulur.
Yakında Tayyip Erdoğan da cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduğunda Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP ile MHP oylarının dışında AKP’lilerden, Saadet Partisi’nden, Almanya’daki inançlı işçilerden ve Abdullah Öcalan’ın bile Marksistlikten dönüş yapıp sığındığı abdestinde namazında Kürtler’den oy alabilmek için ne söyleyecek?
* * * *
Topluma ne anlatacak?
Sayılıp dökülüyor.
İngilizce bilir.
Arapça bilir.
Bilgilidir, çelebidir.
Ünvanı var, madalyaları çok.
Kahire’de doğdu.
Evet bir çok insanın aklına “Cumhurbaşkanı olsun diye bizden oy isteyen Ekmeleddin Bey niçin Kahire’de doğmak zorunda kaldı?” diye bir haklı soru gelebilir.
* * * *
Babası İhsan Hoca, Mehmet Akif’in arkadaşıydı. Mehmet Akif, İstiklal Marşını yazdı, Milli Kurtuluş Savaşı’nda el ele yürüdüğü halde Atatürk reformları gerçekleşme alanına girmeye başlayınca; “Müslümanlar’a göre hükümetin manası vatan-ı İslam ecanibe karşı müdafaa ve muhafaza esbabını temin ile ahkam-ı islamiyenin ikamesinden başka bir şey değildir. Bunun hilafındaki (dışındaki) hükümetleri, Müslümanlar kendi hükümetleri telakki etmezler” diye yazarak Türkiye’yi terk etti. (Bir İslam Reformatörü Mehmet Akif. A. Cerrahoğlu sayfa 95)
Akif, Pan İslamistti.
Hilafet kalsın istiyordu.
Teokratik devlet tezine bağlıydı.
Laikliğe karşıydı.
Devletin dini İslam olmalıydı.
Dinle devlet ayrılmamalıydı.
Cuma tatil olarak kalmalı ve kız erkek öğrenci bir arada okumamalıydı. Bunun gibi düşünce farklılıkları yüzünden “Ben laik Türkiye’de yaşayamam” diyerek Mısır’a gitti. Aynı inançta olduğu için İhsan Hoca da Akif’in yanına Kahire’ye gitti ve oğlu Ekmeleddin Kahire’de doğmak zorunda kaldı.
* * * *
Ekmeleddin babasını izledi.
Kendini İslam’a adadı.
Dava adamı oldu.
Kendini İslam’a adamış bir dava adamı (Ekmeleddin İhsanoğlu) yine kendini İslam’a adadığını söyleyen bir başka dava adamının (Tayyip Erdoğan) karşısına çatı adayı diye çıktı. Seçim konuşmaları yaparken “birbirleri için acaba neler” diyecekler?
ulusalkanal.com.tr