FETÖ'den deşifreye karşı 'arama tarama mesul'lü önlem
Örgütün adliye ve cezaevi yapılanmasına ilişkin görülen davada söz alan tutuksuz sanıklar L.K. ile A.D, örgüt mensubu adliye çalışanların deşifre olmalarını engellemek için FETÖ'nün "arama tarama mesulü" sistemini kurduğunu belirtti.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) adliye ve cezaevi yapılanmasına ilişkin 35 "mahrem imam"ın yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam ediliyor.
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, hakim karşısına çıkan tutuksuz sanık L.K. "etkin pişmanlık hükümlerinden" yararlanmak istediğini söyledi.
Soruşturma aşamasında hiçbir etki altında kalmadan örgüte dair bildiklerini paylaştığını belirten L.K, bu bilgiler arasında FETÖ'nün Zonguldak Ereğli adliye yapılanmasında yer alan örgüt mensupları, kaldıkları ev ile irtibatlı oldukları imamların isimlerinin yer aldığını kaydetti.
Sözde Marmara bölgesine bağlı Batı Karadeniz dar bölgesi bünyesinde "Ereğli adliye sorumlusu" olarak örgüt faaliyetlerini yürüttüğünü dile getiren L.K, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine kadar bu görevi devam ettirdiğini bildirdi.
Darbe girişiminden sonra örgütün kirli yüzünü gördüğünü öne süren L.K, "O güne kadar böyle bir yapının içinde kalarak onların gerçek yüzünün göremediğim için pişmanım. Tek maksadımız, Allah'ın rızasını kazanmaktı ancak onların amacı farklıymış. Bunu fark edemediğim için kendime kızıyorum." ifadelerini kullandı.
İl sorumlusu düzeyinde örgütsel faaliyetler yürüttüğünü ve karar verme yetkisinin olmadığını savunan L.K, üst düzey mahrem imamların kod isim kullandıklarını, bunların gerçek adlarını bilmediğini iddia etti.
Kendisinin "Yılmaz" ve "Eyüp" kod isimlerini kullandığına dikkati çeken L.K, bölge sorumlusu mahrem imamın talimatıyla örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığını kabullendi.
ByLock'u örgüt mensuplarının "tedbir" amaçlı kullandıklarını anlatan L.K, yazışma gurubundaki isimlerin FETÖ içindeki konumları hakkında da bilgi verdi.
Bu isimlerden birinin bölge "arama tarama mesulü" olduğunu vurgulayan L.K, "Arama tarama mesulü, FETÖ mensubu adliye çalışanların evlerini, cep telefonlarını kontrol ederek deşifre olmamaları için bir nevi teftiş yapar. Tedbire aykırı bir durumu var mı yok mu onu inceler. Aykırı bir durumu varsa bağlı olduğu üst imama bu durumu aktarır." dedi.
Sözde Batı Karadeniz mesulü itirafçı oldu
Tutuksuz sanık A.D. de soruşturmanın başından beri etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini ifade etti.
FETÖ'nün darbe girişimine kadar sözde Batı Karadeniz dar bölgesi arama tarama mesulü olarak görev yaptığına işaret eden A.D, karar alıcı bir pozisyonda bulunmadığını, örgüt toplantılarına dinleyici olarak katıldığını ileri sürdü.
Darbe girişiminden sonra FETÖ'nün hain bir şebeke olduğunu anladığını söyleyen A.D, suç işleme kastıyla hareket etmediğini savundu.
"Fatih" ve "Enes" kod isimlerini kullandığını kaydeden A.D, örgütün kendisinden önceki sorumlusu Fatih Yalınkılınç'ın talimatıyla ByLock kullandığını belirtti.
Arama tarama mesulü pozisyonunda Zonguldak, Düzce, Sakarya, Bartın, Bolu ve Karabük'teki adliye çalışanlarından sorumlu olduğunu dile getiren A.D, yaptığı örgütsel çalışmaları hakkında şu bilgileri paylaştı:
"Bana bağlı 6 il vardı. Bu illerdeki adliyelerde görev yapan örgüt mensuplarının yapıyla bağlantılı olduklarını gösterecek emareleri bulundurup buldurmadıklarını kontrol ediyordum. Adliye çalışanlarının evlerine gidip yerinde inceleme yapıyordum. Evlerinde örgütün yayınları, kitapları olup olmadığın da bakıyordum. Aynı şekilde telefon rehberlerini kontrol edip yapıyla ilişkili olanların olup olmadıklarını inceliyordum. Bilgisayar ve benzeri dijital materyallere de bakıyordum. Bu işlemin sonuçlarını bağlı olduğum bir üst örgüt yöneticisine iletiyordum."
FETÖ'de bulunduğu süre boyunca yaptıklarında pişman olduğunu öne süren A.D, yargılama sonunda beraat talebinde bulundu.