Doğu Perinçek: Türkiye'mizin üreticilerini Çinli ortaklarıyla buluşturmak için işbaşı yapıyoruz
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün İzmir'de bir otelde düzenlenen 'Üretimde Atılım Amacıyla Çin İle İşbirliği Olanakları' başlıklı toplantının açış konuşmasında "Onur verdiğiniz bu toplantının amacı, Türkiye ile Çin arasındaki stratejik işbirliğine somut katkılarda bulunmaktır. Türkiyemizin üreticilerini Çinli ortaklarıyla buluşturmak için işbaşı yapıyoruz. Sizlerden bu konudaki görüşlerinizi, işi nasıl örgütleyeceğimize ilişkin önerilerinizi bekliyoruz. Şu anda Türkiye-Çin işbirliği için elverişli iklim oluşturma göreviyle karşı karşıyayız. Ancak bir yandan da üretim odaklı asıl işimize başlıyoruz. Çin yatırımcılarıyla birlikte Türkiye’de ortak üretim için yeni ufuklar açabiliriz. Türkiye’nin Çin’e ihracatında büyük atılım gerçekleştirebiliriz ve Çin’den ithalatı daha verimli ve sağlıklı kılabiliriz. İzmir toplantımızdan sonra 27 Mayıs Pazartesi günü İstanbul’da Sayın Başkonsolosun katılımıyla toplanıyoruz. 29 Mayıs Çarşamba günü Ankara’daki toplantıda Büyükelçi Sayın Deng Li ile birlikte bu konuları ele alacağız. Bugünkü İzmir buluşmamız, özel önem taşıyor. Kuşak Yol Projesi’nde İzmirimizi Asya’nın Batıya açılan kapısı yapmak elimizdedir." dedi
Vatan Partisi, Türk sanayicileri dünya ekonomisinin lokomotifi Çin Halk Cumhuriyeti yetkilileriyle buluşturdu. Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek’in daveti üzerine Ege Bölgesinin sanayicileri İzmir’de Çin Ankara Büyükelçiliği Ticari ve ekonomik müsteşarı Yuhua Liu ile bir araya geldi. Toplantıda Türk sanayicilerin Çin ile ortak üretim olanakları konuşuldu.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Liu Yuhua'nın katıldığı ve konuşma yaptığı buluşmada, Perinçek şunları belirtti:
"Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin Sayın Müsteşarı,
Egemizin Değerli Sanayicileri, Çiftçileri ve İşinsanları,
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Türkiyemiz ekonomide ve siyasette büyük kararın, köklü çözümün eşiğindedir.
Büyük karar, Üretim ve İstihdam Odaklı Ekonominin inşasına başlamaktır.
ZORLUKLARI ÜRETİMLE AŞMAK
Evet hepimiz bilincindeyiz: Ekonomide zorluklar var, güvenlikte ciddî tehditler var.
Türkiye, borç batağından çıkacaktır. Bu, stratejik bir karardır ve zorunludur. Güvenliğimiz de ekonomik çözümlerle iç içedir.
Türkiye’nin gündemi, zorlukları yenmektir. Zorlukları kesinlikle yeneceğiz! Bunu başaracak birikim, hem bugünümüzdedir, hem de tarihimizdedir.
Zorlukları aşmanın adı, Üretim Atılımını başarmaktır. İddialı bir söylem olacak ama önümüzdeki süreci yansıttığı için tam yerindedir: Türkiye, Üretim Devriminin eşiğindedir. Üretmenin yolunu bulacağız. Yol yoksa, yol açacağız.
ÜRETİCİ BAŞ TACI
Borcu borçla çevirme dönemi arkada kalmıştır. Borçlanma Ekonomisinde ısrar, zaman kaybından ve şiddetlenen sancılardan başka bir sonuç getirmeyecektir. Üretim ve İstihdam Odaklı Ekonominin kuruluşuna bir an önce, üreticilerin millî ruhuyla başlamak durumundayız. Sanayici ve tüccarımızdan esnafımıza, çiftçimize ve işçimize kadar bütün üretici sınıfları seferber etmek, önümüzdeki görevdir. Üreticinin kendisi, en büyük üretici güçtür.
Bu zorluklardan çıkışın temel sloganını şöyle ifade edebiliriz: Üretici baş tacı!
ÜRETİM SEFERBERLİĞİ
Türkiye, tasarrufu artırmak, yatırımı büyütmek, “ileri” ve “geri” diye nitelenen bütün üretim kapasitesini değerlendirmek, ülkenin bütün üretim güçlerini uygun teknolojiler kullanarak seferber etmek durumundadır.
Üretim seferberliği için,
Üretme ve çalışma arzusunu ateşlemek,
Geniş üretici yığınlarına dayanmak,
İşgücünü eğitmek,
Kaynakların verimliliğe göre dağılmasına hizmet eden bir hukuk düzeni kurmak,
Plan yapmak, kamu olanaklarını üretime yöneltmek, devlet ile üretici arasındaki eşgüdümü sağlamak,
Yolsuzluklara geçit vermemek, kamu görevlerini liyakât esasına göre düzenlemek,
Bütün bunları başaracak bir siyasal karar sistemi, demokrasi ve disiplin oluşturmak gerekir.
EKMEK TEKNESİNİ KORUMAK VE GELİŞTİRMEK
Üretim seferberliği için, varolan üretim kapasitemizi en geniş ölçüde değerlendirmek durumundayız. En büyük tehlike, üretim donanımının ardiyelere atılması, makinelerin paslanmaya terkedilmesidir. Özetle Türkiye’nin Ekmek Teknesini korumak ve geliştirmek zorundayız.
ASYA ÇAĞINDA EKONOMİK GELİŞME
Üretim Atılımının uluslararası iklimini de saptamamız gerekiyor.
Sanayicilerimizin de artık sık sık vurguladıkları gibi, Dünya ekonomisinin ağırlığı Asya’ya kayıyor. Üretim Asya’dadır. Teknolojik gelişmenin ve buluşların kıtası artık Asya’dır.
Çin ve Hindistan ekonomileri büyüdüğü için dünya ekonomisi büyüyor. İki yıl öncesinin sayılarını veriyorum, büyük ekonomilerin dünyadaki büyümeye katkıları yüzde olarak şöyle sıralanıyor:
Yüzde
Çin 39
Hindistan 19
ABD 10
AB 6.5
Japonya 3
Yüzyıl öncesini hatırlayalım. O zaman Çin ve Hindistan, Mazlumlar Dünyasının iki büyük ülkesiydi. Bir zamanlar “gerilik” kavramı, Çin ve Hindistan ile tanımlanıyordu. Oysa bugün Gelişen Dünyanın başını çekiyorlar. Ortak yönleri, bağımsızlığa özen göstermeleri, karma ekonomiyi uygulamaları, milletin çıkarlarını öne koymalarıdır.
21. yüzyıla damgasını vuran olay budur: Ezilen Dünya, Gelişen Dünya oldu.
Türkiye, bir Asya ülkesidir ve Nâzım Hikmet’in tanımıyla “Bir kısrak başı gibi” Avrupa’ya uzanmıştır. Yine Türkiye, Atatürk’ün tanımıyla “Bir koçbaşı gibi Asya’yı savunmuştur.” Ve savunmaktadır.
Ekonomimiz ve güvenliğimiz bugün yine aynı konumdadır.
Birinci ticaret ortağımız Çin, ikincisi Rusya ve üçüncüsü Almanya. Özetlersek, biz Avrasya ülkesiyiz ve Asya ile Avrupa’nın merkezindeyiz.
Vatan güvenliğimiz ve enerji güvenliğimiz de Asyalı komşularımızla elbirliğindedir: Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya!
ÇİN İLE PAYLAŞARAK GELİŞME
Bu jeopolitik konum, Türkiyemize Üretim Atılımı için son derece elverişli olanaklar sunmaktadır. Bu konuları iki ay önce Beijing’te ve Urumçi’de Çin yöneticileriyle ve son haftalarda da Ankara’da Çin Büyükelçisi Sayın Deng Li ile konuştuk. Türkiye ve Çin, Asya’nın iki ucundadır, ancak ekonomik, siyasal ve kültürel açıdan bakarsak, birbirlerine yakındırlar, söz yerindeyse komşudurlar.
Türkiyemizi elbirliğiyle bir Üretim Üssü haline getirebiliriz.
Çin’i de yine el ele vererek, Batı Asya, Afrika, Avrupa ülkelerinin ve Karadeniz ülkelerinin komşusu haline getirebiliriz. Türkiye ile işbirliği yapınca, Çin bir Akdeniz ve Karadeniz ülkesi olur. Üretim ve güvenlik hedefli bir dostluk fırsatı önümüzdedir. Yeter ki bu fırsatı kararlı olarak ve hızla değerlendirelim. Parolamız bellidir: Paylaşarak gelişme! Üreteceğiz ve paylaşacağız. Biz Türkiye olarak Çin’den sıcak para talep etmiyoruz. Birlikte yatırım yapalım, üretelim ve paylaşalım diyoruz. Çin yönetimiyle burada aynı görüşteyiz.
ÇİN İLE GÜVENLİK VE BARIŞ ORTAKLIĞI
Çin ile Türkiye’nin geleceğini birleştiren çok önemli bir etken var: İki ülkenin toprak bütünlükleri ve teröre karşı mücadeleleri de birbirine kenetlenmiştir. Çin’in bütünlüğü ve huzuru, Türkiye’nin bütünlüğü ve huzurudur. Türkiye’nin bütünlüğü ve huzuru ise Çin’in bütünlüğü ve huzurudur.
Belirleyici önemde olduğu için vurgulayalım: Teröre karşı ortak mücadele, ekonomik işbirliği için anahtar değerindedir. İki ülke, aynı uluslararası merkezden kışkırtılan ve desteklenen bölücü terör örgütlerini etkisiz hale getirmektedir. Bunu birlikte başaracağız.
YENİ DÜNYADA ÇİN VE TÜRKİYE
Yeni bir dünya kuruluyor.
Türkiye ve Çin, Yeni Dünyanın kuruluşuna önderlik eden ülkeler arasındadır, öncü ülkelerdir.
20. yüzyıla bakalım: Çin ve Türk Devrimleri hep el ele yürüdü. Atatürk ve Mao’yu saygıyla anıyoruz.
Çin ve Türkiye imparatorluklar mirası üzerinde yükseler ender ülkelerdendir. Bu miras, hem başı dik yaşama mirasıdır, hem de kavimleri birarada yaşatma ve ticaret yollarının güvenliğini sağlama mirasıdır. İpek Yolu, bin yıllardır bizi birbirimize bağlıyor.
21. yüzyıl, Çin ile Türkiye’nin dostluk ve işbirliği yüzyılıdır. İki ülke, insanlığın gelişmesine, barışa ve kalkınmaya el ele vererek büyük katkılarda bulunacaklardır.
TOPLANTIMIZIN AMACI
Değerli Sanayicilerimiz ve İşinsanlarımız,
Onur verdiğiniz bu toplantının amacı, Türkiye ile Çin arasındaki stratejik işbirliğine somut katkılarda bulunmaktır.
Türkiyemizin üreticilerini Çinli ortaklarıyla buluşturmak için işbaşı yapıyoruz. Sizlerden bu konudaki görüşlerinizi, işi nasıl örgütleyeceğimize ilişkin önerilerinizi bekliyoruz.
Şu anda Türkiye-Çin işbirliği için elverişli iklim oluşturma göreviyle karşı karşıyayız. Ancak bir yandan da üretim odaklı asıl işimize başlıyoruz.
Çin yatırımcılarıyla birlikte Türkiye’de ortak üretim için yeni ufuklar açabiliriz. Türkiye’nin Çin’e ihracatında büyük atılım gerçekleştirebiliriz ve Çin’den ithalatı daha verimli ve sağlıklı kılabiliriz.
İzmir toplantımızdan sonra 27 Mayıs Pazartesi günü İstanbul’da Sayın Başkonsolosun katılımıyla toplanıyoruz.
29 Mayıs Çarşamba günü Ankara’daki toplantıda Büyükelçi Sayın Deng Li ile birlikte bu konuları ele alacağız.
Bugünkü İzmir buluşmamız, özel önem taşıyor. Kuşak Yol Projesi’nde İzmirimizi Asya’nın Batıya açılan kapısı yapmak elimizdedir.
Toplantımızda bugüne kadar Çin ile ekonomik işbirliği alanında önemli tecrübeler kazanmış arkadaşlarımız da bulunuyor. Bu tecrübeleri önümüzdeki süreçte hep birlikte değerlendireceğiz.
Hiç kuşkumuz yok, başaracağız. Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Sayın Deng Li, son görüşmemizde şunu vurgulamıştı: “Türkiye bugünkü zorlukları aşacak ekonomik ve siyasal birikime sahiptir.”
Türkiyemizin insan kaynakları, Türk girişimcisinin yetenekleri, en büyük güvencemizdir.
Çin’in dostluğu, özgüvenimizi pekiştiriyor.
Geleceğe umutla bakıyoruz."
ulusal.com.tr