Merdan Yanardağ Aydınlık'a konuştu
'Ergenekon davasında yargılanan ne derin devlettir, ne Kontrgerilla'dır ne de darbecilerdir. Yargılananlar, bu darbenin önünde engel olan yurtseverler, Cumhuriyetçiler, Kemalistler ve sosyalistlerdir'
Sezim özadalı / Aydınlık
Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, tutuklu bulunduğu Muğla Cezaevi'nden Aydınlık'ın sorularını yanıtladı. Çarpıcı açıklamalarda bulunan Yanardağ, “Ergenekon Mahkemesi'nde siyasi savunma yapınca Mahkeme Başkanı 'Durumu zora sokuyorsun, konuya gel' dedi. Bu bir uyarıdan çok tehditti” ifadelerini kullandı.
Ergenekon davasından hakkında 10 yıl 6 ay hapis cezası ve yakalama kararı verilen Merdan Yanardağ, 14 Eylül'de tutuklanarak Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Yanardağ, avukatı Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan aracılığıyla ilettiğimiz soruları yanıtladı. İşte Yanardağ ile yaptığımız söyleşi:
Cemaatin üzerine gittim
* Neden hedef alındınız?
Kanaltürk televizyonunda 2004-2008 yılları arasında yaptığım programlar hem AKP iktidarını hem Cemaati çok rahatsız ediyordu. Yolsuzlukları ortaya çıkarıyor, Türkiye’nin gerici yönde dönüştürülmesine, dinci-faşizan darbe girişimine karşı mücadele ediyorduk.
2007'de Fethullah Gülen örgütlenmesine ilişkin üst üste yaptığım iki program büyük yankı yarattı. Gülen’in yardımcısı, örgütü birlikte kurdukları 4 kişiden biri olan Nurettin Veren’i konuk etmiştim. Bu programlarda Gülen örgütlenmesi deşifre oldu. Büyük olaydı. Programa 165 bin kısa mesaj geldi. Aynı konuda bir kitap yazarak Gülen örgütlenmesine ilişkin çalışmamı sürdürdüm, 27 baskı yaptı.
Almanya’ya 28 Ekim 2008'de yapılacak “Fethullah Gülen hareketinin perde arkası” konulu bir konferans vermek üzere beni davet ettiler. 1 gün önce 27 Ekim 2008 tarihinde gözaltına alındım. 3 gün sonra mahkemeye bile çıkarılmadan savcılık tarafından serbest bırakıldım. Konferans engellenmişti.
Zaman Gazetesi’nin Almanya Stuttgart Temsilcisi İsmail Kul isimli bir cemaat mensubu yerel hükümete başvurarak konferansın iptalini istemiş. Benim, “Marksist, Ergenekoncu ve Pkk’lı bir terörist” olduğumu iddia ederek, “Büyük olaylar çıkabilir” demiş. Hükümet bu isteği reddetmiş. Mektup (belge) bende ve mahkemeye delil olarak sundum.
Mahkeme beni uyardı
*Bu kadar yıl davada tutuksuz yargılanırken ne oldu da mahkeme yakalama kararı çıkardı? Bunu neye bağlıyorsunuz?
Ergenekon davasına dahil edildikten sonra da sinmedim. Kanaltürk elimizden çıkmış, iktidarın denetimine girmişti. Ulusal Kanal’da programı sürdürdüm, bu yılın başına kadar "5. Boyut" programını yaptım. Yön Radyo’da haftalık yorumlara devam ettim. Sol Portal’da yorum ve analiz yazıları yazdım. Muhalefeti sürdürüyordum.
Bu arada 2 kitap yazdım. Her ikisi de Ergenekon tertibi ve karşı devrim sürecine ilişkin kitaplar... Yurt gazetesini çıkardım. Gazetenin logo grafiği dahil, her şeyini hazırladım. Bu gazete ile sert muhalefet yürüttük. Bayağılaşmadan, nitelikli, sol bir halk gazetesi çıkardım. Bir de haftalık haber-yorum dergisi Bağımsız'ı çıkardık. Benim hakkımda 10 yıl 6 ay ceza verilip tutuklama kararı çıkarılmasının nedeni budur.
Çok önemli bir ayrıntı daha var; mahkemede siyasi savunma yaptım. Mahkeme Başkanı beni uyardı, buna herkes tanıktır. Başkan, “Durumu zora sokuyorsun, konuya gel” dedi. Bu bir uyarıdan çok tehditti. Ben de “Savcının iddianamesi bir hukuk metni değil, bir siyasal polemik deklarasyonu gibi” dedim. Çünkü bu toprakların tarihinde ilerici, aydınlanmacı ve devrimci ne varsa onlarla polemik yapıyor, yeni bir rejim tanımlıyor ve resmi tarih kuruyordu. Ben o tarihin bir parçasıydım, kendimi ayırmadım.
* Ergenekon davasında verilen kararları hem hedef alınmış biri olarak hem de gazeteci olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ergenekon davası; örtülü bir dinci-faşizan darbenin aracıdır. Burada yargılanan ne derin devlettir ne Kontrgerilla ve ne de darbeciler. Burada yargılananlar, bu darbenin önünde engel olan yurtseverler, cumhuriyetçiler, Kemalistler ve sosyalistlerdir.