Hikmet Sami Türk: Başkanlık sisteminin ıslah edilecek bir yanı yok

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, kurulması planlanan koordinatörlük mekanizmasını ve sistemi Aydınlık’a değerlendirdi.

Hikmet Sami Türk: Başkanlık sisteminin ıslah edilecek bir yanı yok

Ak Parti’nin 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrası başkanlık sisteminin aksayan yönlerinin revize edileceği yönündeki açıklamaları sonrası geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında hukukçular ve bazı parti yöneticilerinin de katıldığı bir toplantı yapıldı. Oktay’ın başkanlığını yaptığı toplantıda, sistemin aksayan yönleri başlıklar halinde sıralandı ve bu konuda atılacak adımlar masaya yatırıldı. Yapılan çalışmalara ilişkin raporun bayramdan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunulacağı belirtildi. Özellikle meclis ile hükumet arasındaki koordinasyon probleminin giderilmesi için farklı öneriler tartışmaya açıldı. Bu kapsamda, meclis, hükumet ve parti arasında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma oluşturulması ve bu mekanizmayı işletecek bir koordinatör atanması gündeme geldi. Koordinatörün bir parti yöneticisi olması üzerinde duruluyor. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, kurulması planlanan koordinatörlük mekanizmasını ve sistemi Aydınlık’a değerlendirdi.

‘DÜNYADA BİR BENZERİ YOK’

Türk, sistemin ıslah edilecek bir tarafı olmadığını, çünkü sistemin dünyada bir benzerinin bulunmadığını söyledi. Türk, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu tamamen Recep Tayyip Erdoğan’a göre tasarlanmış olan benim ‘alaturka başkanlık sistemi’ olarak tanımladığım bir sistem. Başkanlık sistemi bu değil. Başkanlık sistemindeki denetim ve denge sistemlerinden hiçbiri burada yok. Parlamento, yetkileri elinden alınmış bir meclis durumunda. Güya kuvvetler ayrılığını en iyi biçimde gerçekleştireceklerdi. Fakat şu an böyle bir şey söz konusu değil. Parlamentonun elindeki yetkilerin bir bölümünü Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi şeklinde Cumhurbaşkanı kullanıyor. Böyle bir şey yok. Başkanlık sisteminde başkan kanun teklifi dahi yapamaz. Kanun teklifi milletvekillerine, temsilcilere ve senatörlere ait bir yetki. Biz kendimize ait bir sistem getirdik. Bu sistemin denenmemiş yönleri var. Bu nedenle ortaya bazı sıkıntılar çıkıyor.”

‘82 ANAYASASINA GERİ DÖNÜLMELİ’

Milletvekillerinin bakanlara ulaşamamaktan şikayet ettiğini hatırlatan Türk, “Bakanların da bir kabahati yok çünkü bakanın mecliste bir işi yok. Daha önceki dönemlerde bakanların büyük çoğunluğu aynı zamanda milletvekiliydi. Mecliste bir takım kritik oylamalara gelip katılırlardı. Milletvekilleri ve bakanlar bir aradaydı. Milletvekillerinin bakanlara ulaşması ve halkın isteklerini onlara iletmesi oldukça kolaydı” dedi. Meclisin yetkisinin kalmadığını dile getiren Türk şöyle devam etti: “Sözlü soru soramıyor. Soru önergesi veremiyor. Meclis soruşturması açılamıyor. Bir soruşturma usulü var ama çok ağır koşullara bağlanmış durumda. Önceki anayasada 55 milletvekili meclis soruşturması açılması için yeterliydi. Salt çoğunlukla yüce divana gidilebiliyordu. Şimdi ise üçte iki çoğunluk yeterli. Bu sistemde soruşturma usulünün devreye girmesi çok zor. Sarayda herhalde bazı sıkıntılarla karşılaşıyor ve bunun için çalışmalar başlatıyor. Yapılması gereken 15 Nisan 2017 gününden önce yürürlükte olan anayasa o güne kadar yapılmış olan değişikliklerle birlikte tekrar yürürlüğe girmelidir. Bu değişiklik yapılacak ilk seçimden itibaren uygulanmalıdır. Parlamenter sisteme en kesin dönüş yolu bu.”

‘BÜTÜN DİZGİNLER ELİNDE’

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Partili Cumhurbaşkanlığını şöyle değerlendirdi: “1961 Anayasası’nda ‘cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilir TBMM üyeliği sona erer.’ Bu hüküm bir gelişmenin sonrasında, çok partili dönemde elde edilen deneyimler sonrasında oluşmuştur. Bu hüküm Erdoğan’a gelene kadar uygulandı. 1961 döneminde zaten bu söz konusu değildi. Çünkü o zamanki cumhurbaşkanlarının hepsi asker kökenliydi. Cemal Gürsel, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk’ün partileri yoktu. Demirel ve Özal da buna uymakta sıkıntı çekmediler. Ahmet Necdet Sezer geldi o Anayasa Mahkemesi üyesiydi partisi yoktu. Problem Erdoğan’la başladı. Çünkü ona tek başına Cumhurbaşkanlığı yetmiyor. Bunun için Başbakanlığı da kaldırdı. Ama o da yetmiyor. Partisinde belki başkası yetişir diye oradaki başkanlığı da elinde tutuyor. Bütün dizginler onun elinde. ABD’de Trump, Cumhuriyetçi Parti üyesidir fakat başkanı değildir. Obama’da da öyleydi.”

Garip Balçak

Aydınlık