Kayseri’de milliyetçilik ve devrimcilik

Kayseri’de milliyetçilik ve devrimcilik

Kayseri Orta Anadolu’nun tartışmasız en hızlı gelişen kenti. Bir zamanlar milliyetçiliğin, şimdilerde de AKP’nin kalesi... Aslında yoğun bir işçi nüfusuna sahip olmasına rağmen solun oyları bir hayli düşük...

Yazının buraya kadar olan bölümünde bile bir ayrılık var değil mi? İşte bizim konumuz da bu. Sol ne demek, sağ ne demek? Günümüzde bu ayrışma gerçekçi mi? Türkiye’deki milli cepheye neler kaybettirdi?

Hem hapse girmeden önce Yeni Hayat’ta, hem hapiste, hem de çıktıktan sonra yazdığım yazıların büyük çoğunluğunda bu konu üzerinde durdum. Aslında bu büyük birleşme, Ergenekon iddianamesinin suçlamaya çalıştığı konulardan biriydi. Emperyalizmin en büyük kâbusu...

Ülkenin bir tarafında sahte solcular, başka bir tarafında sahte milliyetçiler, istedikleri kadar muhalefet yapsındı, bunun emperyalizm açısından korkulacak bir yanı yoktu. Ama ne zaman ki birleşmeye çalışırlar, işte o zaman alarm çanları çalıyordu. Ardından sabotajlar, kışkırtmalar, olmazsa yargılamalar ya da infazlar... Bu birleşmeyi sağlamaya çalışmak en büyük günahtı.

İlk konferans Erciyes Üniversitesi’nde

Kayseri’de bu konudaki ilk etkinliğimiz Düşünce ve Tartışma Kulübü’nün davetiyle Erciyes Üniversitesi’nde gerçekleşti. Kısa süre önce Mehmet Perinçek’in Ermeni soykırımı yalanıyla ilgili koferansına da milliyetçi öğrenci ve hocaların katılımı dikkat çekici orandaydı. Bu çok sevindirici, ortak kaygılarımız var.

Konferans 8 Mayıs günü. Başlığı, Neden Milliyetçilik... Milliyetçilik neden hem hedefte, hem de Türk milletini bölmek için araç olarak kullanılıyor? Büyük bir hızla ortak cevaplar bulmamız gereken sorular var...

Duyurusu yapılamayan konferans

Üniversite yönetimi DÜTAK’ın hazırladığı afişi beğenmiyor önce. Sonra afiş değiştiriliyor.

Fakat tuhaf... Konferanstan bir önceki gün akşam saat 16.00’ya kadar DÜTAK yöneticilerinin duyuru için çalışma yapmasına, afiş asmasına ya da stant kurmasına üniversite yönetimi tarafından izin verilmeyişi dikkat çekici. Kısa süre önce Mehmet Perinçek’in konferansı da tuhaf bir açıklamayla engellenmiş, ancak konu basına yansıdıktan sonra yönetim, “yanlış anlaşılma” olduğunu söyleyerek konferansı kendisi düzenlemişti. Şimdi son dakikaya kadar duyuru yapamayışımız ister istemez bir soruya dönüşüyor. Hepsi tesadüf mü?

Bizim konferansımız da reklamsız, duyurusuz olacak. O saatten sonra kimler duyarsa artık... Ama olsun anlatacaklarımızı dinleyecek bir kişi bile olsa anlatmalıyız. Ülkenin karşı karşıya olduğu büyük tehdit bunu zorunlu kılıyor.

Olağanüstü güvenlik önlemleri

Konferans günü bize tahsis edilen kütüphane konferans salonuna geldiğimde, DÜTAK üyeleri ve vatansever öğretim üyeleri tarafından karşılanıyorum. İlk dikkatimizi çeken şey, olağanüstü güvenlik önlemleri... Bir an Silivri önlerindeki barikatlar geliyor gözümün önüne...

Neden?

Sadece konuşacağız.

Yanımıza gelen polis yetkilisi büyük bir nezaketle kendisini tanıtıyor ve elimizi sıkıyor. “Merhaba” diyorum, “hoş geldiniz, en sadık dinleyicim sizlersiniz, sağ olun...” Türkçe’nin fermanı yok... “Önlemlerin bizim güvenliğimiz için olduğunu” söylüyor. Kuşkusuz haklılık payı var ama gelen polis sayısına bakınca... Tekrar teşekkür ediyorum.

Vatanseverlik Tıbbiye’nin genlerinde var

Salonda, aralarında çok sayıda öğretim üyelesinin de olduğu son derece nitelikli bir dinleyici topluluğu var. Öğretim üyeleri çoğunlukla Tıbbiyeli. Şaşırmıyorum buna. Vatanseverlik ne de olsa Tıbbiye’nin genlerine işlemiş, silinemiyor. Herkesin birbirine telefonla haber vermesine rağmen çok az sayıda boş koltuk kalmış... Arka sıradaki ve koltukların yanındaki polisleri de sayınca salon doluyor. Olsun... Onların da dinlemesi için anlatıyorum. İyi ki dinliyorlar bizi... Hiçbir aksama olmaksızın başlıyoruz. Zaman su gibi akıyor. Konferans sonundaki yoğun alkış, milli cephedeki kaçınılmaz birleşmenin ilanı gibi...

Arkasından salon çıkışında kitaplarımı imzalıyorum. Üniversitenin son derece misafirperver ve samimi hocalarıyla tanışıyoruz. Çok güzel ve verimli bir gün... Yorgunum ama düşünüyorum da bu sonuçlara ulaşmak için çekilen bütün yorgunluklar feda olsun... Kayseri’de bir üniversite çatısı altında, kendisine devrimci ya da milliyetçi diyen öğrenci ve öğretim üyeleri bir arada. Daha ne olsun.

Yarın, Türk Ocakları ziyareti

Oktay Yıldırım

Aydınlık