PKK terörünün hedefinde neden Atatürk var?
Son birkaç gündür terör örgütü PKK yanlıları, IŞİD'i bahane ederek Türk Bayrağı'na ve Atatürk büstüne saldırıp sokakları savaş alanına çevirdi.
İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek saldırılarda Türk Bayrağı ve Atatürk büstlerinin hedef alınmasının nedenini 17 Nisan 2013'te Aydınlık'ta ki Rota köşesinde kaleme almıştı. Güncelliğini hâlâ koruyan ve daha bir önem taşıyan o tarihli yazıyı yeniden okurlamızın bilgisine sunuyoruz.
İşte, "Heykeller, toplumsal hareketleri yönetirler. Duruşlarıyla, el hareketleri ve parmak işaretleriyle gösterdikleri hedefler, sanal değil, hakikidir" diyen Doğu Perinçek'in ilgili yazısının tamamı:
Heykellerin cansız olduğunu sananlar vardır. Farkında olmadan önlerinden geçerler. Hatta heykellerin tepesine çıkanlar bile olur. Heykellerin onlara itiraz etmediğine bakarak yanlış yargılara ulaşırlar.
Heykellerin hakikiliği
Oysa heykeller, toplumsal hareketleri yönetirler. Duruşlarıyla, el hareketleri ve parmak işaretleriyle gösterdikleri hedefler, sanal değil, hakikidir.
Diyarbakır meydanına Şeyh Sait, Tunceli meydanına Seyit Rıza heykelleri dikildi. “Ne var canım” diyenler oldu. Oysa onlar sıradan şeyhler, sıradan feodaller değildi. Devrime karşı silahlı gericiliğin şeyhleriydiler.
Bakın ne oldu görüyoruz. Ortaçağdaki mağaralarından çıktılar, Hizbullah oldular, PKK oldular. Diyarbakır Dicle Üniversitesi’ndeki Ortaçağ savaşları oradan oraya sıçrıyor.
Petrol savaşlarının şeyhleri
Dün İngiliz’le irtibatları vardı. İngiliz’in Kerkük-Musul petrol savaşında Devrimci Cumhuriyete karşı görev yaptılar. Bütün dünya bu gerçeği saptadı.
Lenin’in ve Stalin’in, Sovyetler Birliği de “Türk Milliyetçisi” mi? O ayaklanmaların gerici, karşıdevrimci, Ortaçağlı olduğunu ve İngiliz çıkarlarına hizmet ettiğini bizim kimliksiz Solcularımız anlasınlar diye durmadan yazmışlar. (Bkz. Mehmet Perinçek, Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları, Kaynak Yayınları, İstanbul, Kasım 2011).
Bugün yine petrol savaşında görev yapıyorlar. Şeyhlerin efendisi artık Amerika.
Şeyhin Türkü Kürdü olmaz
Şeyh Saitler, Saidi Nursiler, İskilipli Atıflar, Anzavurlar, Derviş Mehmetler bunların Kürdü Türkü olmaz. Onlar, İstiklalimize, Cumhuriyetimize, Hürriyetimize karşı kıyam etmişlerdi. Hedefleri Türküyle Kürdüyle bizdik.
Yine hedeflerinde biz varız, halk var.
İşte görmüyor musunuz, yine kafalarına sarıkları sardılar, ellerine sopaları aldılar, yine halkın üzerine yürüyorlar.
Diyarbakır’a dikecek heykel bulamadılar mı
Diyarbakır’a Şeyh Sait heykelini törenle dikenler, acaba gün gelecek, o Şeyh Sait’in müritlerinin ellerine satırları alacağını düşünmediler mi?
Diyarbakır’a dikecek heykel bulamadılar mı?
Bakın bu soru çok önemlidir!
Kürt Milliyetçiliğinin dikebileceği bir heykel yoktur!
Enstrüman olma tarihi
Çünkü Kürt Milliyetçiliğinin tarihi, iki yüzyıldır emperyalizme enstrüman olma tarihidir. Kürt Milliyetçiliğinin tarihinde emperyalizme karşı mücadele örneği yoktur. Belki bir tek 1920 yılında Mahmut Berzenci’den söz edilebilir. O da Mustafa Kemal Paşa ile birliktedir. Ankara’dan Türkiye’nin yeni devrimci hükümetinin gönderdiği subayların özendirmesiyle İngiliz emperyalizmine karşı mücadele etmiştir.
Kürt Milliyetçiliğinin tarihinde devrimci milliyetçilik yok diye üzülecek, yüksünecek bir şey yok. Bunlar tarihsel olgulardır ve nedenleri üzerinde düşünmek gerekir.
Örneğin Ermeni devlet adamı Karinyan, göğsünü gere gere rahatlıkla saptar. Der ki, “Ermeni Milliyetçiliğinin tarihi baştan sona emperyalizmle işbirliği tarihidir.” (Bkz. Karinyan, Ermeni Milliyetçi Akımları, Yayına hazırlayan: Mehmet Perinçek, Kaynak Yayınları, İstanbul, Nisan 2006).
Olay şudur: Emperyalizme karşı koyabilmek için belli bir tarihsel birikim, devlet geleneği, ekonomik güç ve toplumsal kuvvet gerekir.
Emperyalizme karşı savaşan milletler
20. yüzyıla bakınız Ezilen Dünyada devrimler Rusya, Türkiye, İran ve Çin eksenli gelişti: 1905 Rus, 1908 Türk, 1907-1909 İran, 1911 Çin, 1917 Rus, 1920 Türk, 1927-49 Çin devrimleri.
Arkasından Araplar ve Kuzey Afrika ayağa kalktı. Latin Amerika’da İspanyol sömürgeciliğine karşı bir gelenek vardı ve o temelde emperyalizme karşı mücadeleler oldu.
Bunlar yaşanırken, bazı zayıf halklar emperyalizm tarafından bağımsızlık savaşına karşı kullanıldılar. Marx ve Lenin, onlar için “gerici halklar” deyimini kullandılar. Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenilerin konumu buydu.
Yakın tarihte ve bugün de aynı olayı yaşıyoruz. Küreselleşme saldırısının aleti olan halklar, dinsel azınlıklar, kabileler vb. var.
Enternasyonalizme mecbur olan halklar
Kürt Milliyetçilerinin tarihlerinde heykelini dikecekleri emperyalizme karşı savaşmış bir kahraman bulamayışlarının bir de devrimci yorumu vardır, biz o yorumu benimsiyoruz. Kürtler kendileri gibi Mazlum Halklar ve Milletlerle el ele vermeye mecbur olan bir halktır. Güzel değil mi? Enternasyonalizme mecbur olmak bir talih değil midir?
İşte burada Türk ve Kürt Milliyetçiliğinin eşit olmadığını belirten bilimsel saptamaya gelmiş bulunuyoruz.
Türk Milliyetçiliğinin tarihi, emperyalizme karşı savaş tarihidir. İki yüzyıldır emperyalizme karşı savaşan kaç millet var?
İki mi, üç mü, hadi bilemediniz dört mü?
O tarihin içinde Diyarbakırlılar var, Tuncelililer var, Adıyamanlılar var, Urfalılar var, var oğlu var.
Selahattin Eyyubi’den Ciğerhunlara
Soy olarak Türk müdür, Kürt müdür, hiçbir önemi yok, ama Selahattin Eyyubi’den Ziya Gökalp, Diyap Ağa ve Ciğerhunlara uzanan tarihsel şahsiyetlere bakınız: Hepsinin ortak özelliği: Haçlıya karşı Kılıçarslanlarla, Mustafa Kemal Paşalarla birliktedirler.
1960’ları hatırlayalım. Diyarbakır ve Tunceli, Türkiye’de bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin merkezleriydi. O zaman Şeyh Saitler herkes için feodal gericilerdi.
Abdullah Öcalan da 1999-2000 yılında, Mustafa Kemal Paşa’nın Şeyh Sait ve Seyit Rızaları bastırmasının haklı ve doğru olduğunu belirtiyordu. Fırat Ajansı bültenlerinden okuyunuz.
Şeyhler müritler ülkesi olduk
Atatürk, “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz” diyordu.
Kim için diyordu bunu?
Hepimiz için, bütün yoksullar için, bütün marabalar için, bütün topraksızlar için, bütün kadınlar ve kızlar için! Ve en başta Kürtlerimiz için!
İşte Türkiye, şeyhler, müritler ülkesi oldu ve Diyarbakır’a o şeyhin heykeli dikildi.
Kimler o şeyhlerin müritleridir şimdi?
Diyarbakırlılar, Batmanlılar, Bismilliler, Mardinliler, Urfalılar, İstanbullular ve hatta Antalyalılar! Hepimiz!
Herkes şunu bilsin, biliyordur zaten:
Heykeller de savaşır
Bir ülkede hem Atatürk hem Saidi Nursi diye bir kahraman olmaz.
Bir ülkede Atatürk ve Şeyh Sait’in heykelleri, öyle karşı karşıya birbirlerini süzüp durmazlar!
Heykeller de savaşır.
Bu savaş, istiklalin köleliğe, demokrasinin Ortaçağa karşı savaşıdır.
Şunu yazın bir kenara, Kürt yoksulu, Kürt topraksızı, Kürt aydını varsa, onlar Şeyh Sait heykelinin karanlık gölgesi altında yaşamayacaktır.
Küba’da ve Çin’de kahraman olan Diyarbakır’da değil mi
Mustafa Kemal Paşa’nın heykelleri Kübalara, Arjantinlere, Asyalara dikiliyor.
Mustafa Kemal’in resmi Çin Halk Cumhuriyeti Ortaokul Tarih kitabının kapağında duruyor.
Kübalı ve Çinli için devrimci kahraman olan Atatürk, Diyarbakırlı için kahraman değil midir?
Mustafa Kemal, bugün onu inkâr edenlerin dahi, ilerici-devrimci kültüründedir.
Türk Devrimi, bugün Edirne’den Hakkâri’ye herkesin insanlık ve özgürlük birikimindedir.
Bu gerçek, er geç kendisini kabul ettirir.
ulusalkanal.com.tr