İzmir'deki kötü kokuya ilişkin eski başkanlardan değerlendirme
İzmir'in eski büyükşehir belediye başkanları Yüksel Çakmur ve Burhan Özfatura, kentin birçok noktasında hissedilen kötü kokunun, Büyük Kanal Projesi'nin bazı bölümlerinin projeye uygun olmayan şekilde yapılmasından ve boru hatlarının temizlenmemesinden kaynaklanabileceğini belirtti.
Büyükşehir Belediyesine ait Çiğli Atık Su Tesisi'nin çevresinde depolanan arıtma çamurlarından ve kanalizasyon altyapısının yetersizliğinden kaynaklandığı ileri sürülen ve zaman zaman kentin büyük kısmında hissedilen kötü kokuya ilişkin tartışmalar sürüyor.
1989'da SHP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilerek bir dönem bu görevi yürüten, sonraki yılllarda CHP'de siyasete devam eden Yüksel Çakmur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir'deki kötü kokunun birkaç nedeni olabileceğini belirtti.
Kentteki arıtma çalışmalarının kalbinin Çiğli'de kurulu tesisler olduğunu aktaran Çakmur, oradaki arıtma sisteminin aralıksız ve tam randımanlı çalışması gerektiğini vurguladı.
Çakmur, Çiğli'deki arıtma sisteminin sürekli ve randımanlı çalışmaması veya sistemde arıza olmasının kokuya neden olabileceğini kaydederek, sistem çalışmadığı zaman atık suların nereye aktarıldığının açıklanması gerektiğini ifade etti.
Kent geneline yayılan kötü kokunun sebebinin Büyük Kanal Projesi'nde projeye uygun olmayacak şekilde yapılmış değişiklikler de olabileceğini dile getiren Çakmur, İzmir'in tüm evsel ve endüstriyel atık sularını toplayarak arıttıktan sonra İzmir Körfezi'ne deşarj etmeyi amaçlayan projenin atıkların devasa borulardan geçerek arıtma tesisine gönderilmesi şeklinde hazırlandığına dikkati çekti.
Çakmur, projeye göre katı ve sıvı atıkların ayrı borularda arıtmaya iletildiğini aktararak, "Arıtma sistemine gidiş iki hat olarak planlanmıştı. Acaba sonra değişti mi, katı ve sıvı atık bir araya mı geliyor, Güzelbahçe-Narlıdere hattında kolaya mı kaçıldı? Büyük Kanal Projesi damar sistemi gibidir. Acaba devasa borular yerine küçük çaplı borular mı takıldı? Ana damar yerine kılcal damar bağlanamaz. Ucuza, kolaya kaçılamaz. Sonunda patlak verir. Patlak verince sızıntı olur, koku olur." ifadelerini kullandı.
Büyük Kanal Projesi'nde Dünya Bankasının denetim ve kontrolünün devreden çıkarıldığını belirten Çakmur, şöyle devam etti:
"Demokrasi denge ve denetlemedir. Bunlar kalkınca yanlışlıklar olur. Savunmaya geçmemek, yanlış neredeyse düzeltmek lazım. Yöneticilere düşen görev yanlış olduysa eleştirilere kulak vermek lazım. Büyük Kanal Projesi'nin üzerinde on yıllar çalışıldı. Projeler hazırlandı, bütün kent didik didik edildi. Hepsi bir sisteme bağlandı. Bu sistem çökertildi mi, çökertilmedi mi? O proje uygulandı mı uygulanmadı mı? Eğer bu bozulduysa bu şehre en büyük kötülük yapıldı. Eğer böyle bir şey yapıldıysa kökten tedbir almak lazım. Yürüyen sistem nerelerde değiştiyse yeniden yapılmalı."
"Tedbir yerine savunma yanlış"
Çakmur, Büyükşehir Belediyesinin kokuya ilişkin bir süre açıklama yapmaması, daha sonra da kaynağının henüz belirlenemediğini duyurmasını doğru bulmadığını dile getirdi.
Sorumluluktan uzaklaşmak için yanlışı başka yerde aramak, tedbir yerine savunmaya geçmenin yanlış olacağını vurgulayan Çakmur, "Böyle bir durum olduğunda gece gündüz ekiplerle çalışmanız gerek. Sorunlardan kaçmak değil üzerine gitmek gerek." dedi.
"Boruların çapları küçültüldü"
1984'te ANAP'tan, 1994'te de DYP'den aday olup kazanarak kentte iki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Burhan Özfatura ise kendisinin ikinci kez belediye başkanlığı yaptığı yıllarda Büyük Kanal Projesi'nin Konak-Çiğli hattının tamamlandığını belirtti.
Görevi devrettikten sonra projenin Konak-Narlıdere hattının değiştirildiğini ifade eden Özfatura, yağmur suyu ile pis su deşarjının aynı borudan yapıldığını, boruların çaplarının küçültüldüğünü, düşük kaliteli borular kullanıldığını söyledi.
Özfatura, düşük kaliteli boruların birleşme noktalarından deniz suyu aldığını, bu nedenle bir süre sonra Narlıdere arıtma sisteminin çalışmaz hale geldiğini ve atık suların denize deşarj edildiğini belirtti.
- "Bakım yapılmış olsa koku çıkmazdı"
Projenin Konak-Çiğli hattının ise temizlik çalışmaları yapılmaması nedeniyle denizden gelen kum ve çakılla dolduğunu söyleyen Özfatura, şöyle devam etti:
"Orada temizlik yapmak lazım. Çiğli arıtmadaki oksijen sisteminin çok sağlıklı çalıştırılması lazım. Çalıştırılmazsa körfeze tam temizlenmemiş su deşarj olur ve koku yapar. Projede değişiklik yapılmamış olsa, bakım yapılmış olsa böyle bir koku çıkmazdı. Büyük Kanal Projesi değiştirildi tasarruf diye, ucuza mal edecek diye. Bu, sistemin ömrünü kısaltmadı, sistemi öldürdü. Sistemin tümü israf oldu."
Özfatura, kötü kokunun kentin imajına zarar verdiğini vurgulayarak uzman kişilerden oluşturulacak ekiple konuya müdahale edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.