Zonguldak'ta 55 sanıklı FETÖ iddianamesi kabul edildi
Darbe girişimine yönelik 22'si eski akademisyen 55 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Gökhan Yüksel tarafından FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin hazırlanan 75 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.
Mahkeme, eski BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, eski BEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Aydın'ın da aralarından bulunduğu 16'sı kadın 39'u tutuklu 55 sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından hazırlanan iddianameyi kabul etti.
İddianamede, örgütün kuruluşu, yapısı, amacı, faaliyetleri ve stratejisi hakkında bilgiler, sanıkların ifadeleriyle değerlendirme kısmına yer verildi.
İddianamede, tutuklu sanıklardan Doç. Dr. Tacettin Örnek'in ifadesinde, 2010'da tıp fakültesinde aynı bölümde çalıştığı ve FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Tekirdağ'da gözaltına alınarak tutuklanan Prof. Dr. Remzi Altın'ın vasıtasıyla cemaatle tanıştığını aktardı.
Öğretmen, "imam" olarak sohbet toplantıları düzenlemiş
Örnek, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında "imam"lara yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınarak tutuklanan Hüsnü Sarı'yı, 2012'den itibaren akademisyen sorumlusu ve öğretmen olarak bildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Hüsnü Sarı telefon çok etmezdi. Toplantı sonunda bir sonraki toplantının ne zaman yapılacağını söylerdi. Bize verdiği tarihte toplanırdık. Toplantılarda Sarı, dini içerikli sohbet yapardı. Bazen Fetullah Gülen'in vaazlarını dinletirdi. Her toplantı sonunda himmet toplanmazdı ancak yıl sonlarında genellikle ramazan ayına yakın himmet toplanırdı. Himmet paralarını Hüsnü Sarı toplardı. Toplanan himmet paralarını, 'Öğrencilere ve Afrika'da açılan su kuyuları için gönderileceğini' söylerdi. 2014'te MİT tırlarının durdurulması olayından sonra bu örgütten soğudum. Toplantılara yaklaşık 5-6 ay kadar hiç gitmedim. Daha sonra Fırat Uygur bana, 'toplantılara katılanların küçük gruplara bölündüğünü, benim grubumda Mustafa Aydın, Mehmet Çabuk ve İbrahim Akpınar olduğunu' söyledi. Benim grup sorumlusu olmamı istedi. Ben grup sorumlusu olmayacağımı söyledim. Biraz da korkudan o dönem doçentlik sınavına gireceğimden ve buna engel olabileceklerini düşündüğümden bir süre daha Uygur'un söylediği arkadaşlarda toplantıya katılmak zorunda kaldım."
İddianamede sanıklar hakkında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan 15'er yıla kadar kadar hapis cezası isteniyor.