Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e çağrı
İsrail'e çağrı yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Oradaki şiddet bir an önce son bulmalı. Krizin uzaması kimsenin yararına değil. Kudüs'teki Haremi Şerif tüm İslam aleminin onurudur, namusudur İslam dünyasının tepkisiz kalması mümkün değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar krizi sonrası ilk kez Körfez turuna çıktı. Suudi Arabistan seyahati öncesi Atatürk Havalimanı'nda açıklama yapan Erdoğan, Katar krizini çözebileceklerin başında Kral Selman'ın geldiğini dile getirdi.Erdoğan, Mescid-i Aksa ve Almanya krizleri ile ilgili de konuştu. Terör örgütü YPG'nin isim değişikliği ile ilgili de konuşan Erdoğan, "Ha Ali ha Veli. Biz kimin kim olduğunu biliyoruz" ifadesini kullandı.
İsrail'e Mescid-i Aksa ile ilgili çağrı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: Kudüs'teki Haremi Şerif tüm İslam aleminin onurudur, namusudur, kutsalıdır. Müslümanların onurunun incitilmesi karşısında İslam dünyasının tepkisi kalması beklenemez. Nitekim, Türkiye olarak tepkimizi güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Tüm dünyanın gözleri önünde Mescidi Aksa'da yaşananlar islam dünyasını derinden üzmektedir.
İSRAİL'E MESCİD-İ AKSA ÇAĞRISI
Bizler Körfez'deki kardeşlerimiz arasında ne surette olursa olsun sorun ve sıkıntı yaşanmasını doğru bulmuyor, son hadiselerden de büyük üzüntü duyuyoruz. Bugün Müslümanlar olarak her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmemiz, safları sıklaştırmamız gereken bir zaman dilimi içerisindeyiz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Filistin'de yaşanan sıkıntılar, acılar ortadadır. Maalesef bu sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Tüm dünyanın gözü önünde Mescid-i Aksa'da yaşananlar bunun bir örneğidir. Mescid-i Aksa'ya karşı özellikle son bir kaç gündür sergilenen pervasızlıklar, İslam dünyasını derinden üzmektedir. Kudüs'teki Harem-i Şerif, sadece Filistinlilerin değil 1,7 milyarlık tüm İslam aleminin onurudur, namusudur, kutsal mekanıdır. Harem-i Şerif'e yönelik kısıtlamalar ile Müslümanlar'ın onurlarının incitilmesi karşısında, İslam dünyasının tepkisiz kalması beklenemez. Nitekim ülke olarak tepkimizi güçlü bir şekilde ortaya koyduk.
Kudüs'te yapılan hak ihlalleri Müslümanların da başkalarının hakkını ihlal etmesine asla bir gerekçe olamaz, olmamalıdır. Tepkiler hukuk çerçevesinde ve ölçülü olmak zorundadır. Başka dinlere mensup insanların ibadet hürriyetine ve ibadethanelerine halel getirmeye bizim medeniyetimizde asla yer yoktur. Bu anlayıştan hareketle Kudüs'te yaşanan gerilimin bir an önce nihayet bulması Mescid-i Aksa çevresinde yeniden sükunetin hakim olması için yoğun çaba sarf ediyoruz.
İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak ben buradan bir kez daha mevcut İsrail yönetimini, yerleşik teamüllere, hukuka ve temel insani değerlere uygun davranmaya davet ediyorum. Bölgede gerilimi daha da tırmandıracak adımlardan kaçınmaları gerektiğinin altını tekrar çizmek istiyorum. Türkiye dün olduğu gibi bugün de bölgede barışın tesisi için çalışmaya, Filistinli kardeşlerimizin hak, özgürlük ve adalet mücadelelerini desteklemeye devam edecektir.
Kudüs'teki gerilimin son bulması için yoğun çaba harcıyoruz. Macron, Abbas ve Livni ile görüştük. Kim olursa olsun kimsenin can ve mal güvenliği tehlikeye düşürülemez. Buradan İsrail'e bir kez daha söylüyorum: Oradaki şiddet bir an önce son bulmalı. Mevcut İsrail'i temel insani kurallara uygun davranmaya davet ediyorum. İsrail hukuka insani değerlere uygun davranmalı. Bölge ülkelerin yanı sura diğer aktörlerin de güçlü destek vermesi gerekiyor.Kudüs'te yaşanan hak ihlalleri, müslümanların da başka hakları ihlal etmesini gerektirmiyor. Tepkiler hukuk çerçevesinde olacaktır.
KATAR KRİZİ: ÖNCE SUUDİ ARABİSTAN SONRA KUVEYT...
Bu krizi çözebileceklerin başında Kral Selman geliyor. Aziz kardeşim Selman'la bir araya geleceğim. Suudi Arabistan'daki temaslarımın ardından bugün Kuveyt'e geçeceğiz. Kuveyt bölgede önemli rol oynuyor. Arabuluculuk rolü üstlenerek çok önemli katkı sunuyor. Gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunacağım. Son gününde Katar'a intikal edeceğim. 2014 yılında liderler düzeyinde tesis ettiğimiz Yüksek Stratejik Komite işbirliğimizin derinleşmesine büyük katkı sağlıyor. Suriye, Irak, Yemen ve diğer Libya gibi, bölgesel konuların çözümü hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Katar krizin ilk anlarından itibaren aklı selimle birlikte davranmıştır.
FETÖ'CÜLER ALMANYA'DA CİRİT ATIYOR
Türkiye her şeyden önce, bir hukuk devletidir. Bu anayasasında zaten amir hükümler olarak yerini bulmaktadır. Türkiye'nin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak, içişlerine kimsenin karışmaya yetkisi yoktur ve gerek güvenlik gerek yargı süreci içerisindeki atılmış adımları atmaya da kimsenin yetkisi yoktur. Ajan provokatörlük yapanlara karşı Türkiye de elinden geleni yapacaktır. Alman yetkililerine şu ana kadar bir şeyi devamlı söyledim, Bizler NATO'da beraberiz, AB içinde müzakereci bir devletiz. Aramızdaki stratejik ortaklık yeni değil. Bu ortaklığa gölge düşürecek herhangi bir adım atılmamalıdır. Türkiye'den kaçan teröristleri Almanya'da barındırırsanız, bunlar bir de suçlu konumunda olursa, ki Türkiye'de yargılanıp suçlu göründüğü halde adli kontrol şartı ile serbest bırakılanı siz alıp bağrınıza basarsanız. Cumhurbaşkanlığı makamında bunları ağırlarsanız, kusura bakmayın, bizim size bakışımız o kadar rahat olmaz. FETÖ terör örgütünün birçok mensubu şu anda Almanya'da cirit atıyor. PKK ile ilgili 4 bin 500 dosya verdim. Siz sürekli olarak 2 tane burada, bir tanesi tutuklu olmak, bir diğeri de gözaltı süresi dolmadı, böyle bir süreçte olmasına rağmen bunlarla Türkiye'yi sıkıştıracaksınız. Türkiye bu yargı sürecini işletmektedir. Almanya'da siyasetin içinde olanlar, ekimde yapılacak seçimler için böyle bir pazar oluşturmaya çalışıyorlarsa o bizi pek de ilgilendirmiyor.
ALMAN ŞİRKETLERİNE SORUŞTURMA YOK
Medya organlarında Türkiye'ye yönelik saldırıların affedilecek hiçbir yanı yoktur. Alman şirketlerine karşı Türkiye'nin soruşturma, kovuşturması da yoktur. Türk şirketlerinin, yurt dışındaki ülkelerle ilgili yaptıkları, FETÖ ile iltisaklı olan bazı meşru olmayan girişimleri var, onlara yöneliktir. Alman şirketlerine yönelik böyle bir şey kesinlikle yok. Kimse kimseyi bu tür yalan yanlış haberlerle, buradan hareketle tehdide yönelmesin.
TERÖR ÖRGÜTÜ YPG'NİN İSİM DEĞİŞTİRMESİ
Ha Ali, ha Veli. Değişen bir şey yok. Biz kimin kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Her ikisi de aynı. Bunların nerede nasıl cirit attığı ortada. Aslolan tabelayı değiştirmek değil, içeride ne var budur. Bunları zaten istihbaratı ile takip eden Türkiye var. Kollarındaki kokartlarla terör örgütünün elebaşının fotoğarflarını taşıyanları da biliyoruz. Dostlar birbirini aldatmamalı.