Hakikat Savaşçısı: Soner Polat

Tarihçi Mustafa Solak yazdı

Hakikat Savaşçısı: Soner Polat

Bazı aydınlarımız, sadece yazı ve konuşmalarla fikir sunarak teorik düzlemde kalmaktadır. Böyle aydınlar, örgütlü olmadığı için millete umut besleyecek adres önermemekte ve adeta karamsarlık yaymamaktadırlar. Tehdit ve tehlikeleri anlatacak ama olumsuzlukları bertaraf edecek adres gösteremeyen aydın, karamsarlık yapmaktan öte ne yapabilir ki!

Bunlar esaslı aydın değildir. Aydın, bildiğini yapan kişidir. Bildiğini yapmıyorsa tutarsızdır. Kimi aydınımızı disiplin boğuyor. Herkesi rahatlıkla eleştirecek bir ortam istiyorlar. Böylece herkesi eleştirdiği gibi, hiçbir yere bağlı olmamanın getirdiği konforla eleştirilerinin, önerilerinin yaftalanması gibi durum da olmayacak. Bu aydınlar, kendine benzeyen kesiminin genel eğilimine kendini kaptırır. Herkesle arayı iyi tutmaya çalışır ki etkinliklere davet edilebilsin.

HAKİKAT SAVAŞÇISI

Bir de Emekli Tümamiral Soner Polat tavrı vardır. O, hakikat işçisidir. “O davet etmez, bu gücenir, kalabalıklara sesleneyim, çevrem daralmasın” kaygısıyla değil; hakikat kaygısıyla davranmıştır. Ulu orta konuşup benzer düşünenlerin eksiğine, hatasına müdahale etmeyen ve böylece küstürmeyen aydınlara rağmen dışlanmak pahasına gerçekleri haykırırdı. Bu sebeple konferanslarına gelenlere "kalabalıklar karanlıktır, hakikat bir avuç arınmış insanın elinde gökyüzüne yükselir" demiştir. Bilinçli ve örgütlü az kişinin, hakikati; dışlanma, az kalma pahasına söylemenin gerekliliğini vurgulardı.

RÜZGARI GÖĞÜSLEYEN AYDIN

Dik duran aydın, gerektiğinde rüzgara karşı yürümeyi göze almalı. Soner komutanım bunun için çok değerlidir. Pek çok aydınımız “Asya ülkeleri antidemokratik, yerimiz Batı” derken, O, yerimizin Avrasya olduğunu anlatıyordu. Batı övgülerine karşı, Batı’nın ülkemize yönelik tehditlerini dile getiriyordu.

Diyarbakır annelerinin HDP binası önünde gerçekleştirdiği eyleme, pek çok aydın, duyarsız kalırken, O, seviniyordu. Soner Polat’ın stratejik dehasını dile getirenler, kendisinin neden Avrasyacı olduğunu, anaların desteklediğini anlamaya çalışmalı ve konumlarını sorgulamalıdır. Övgü değil, anlama çabası Soner komutanımızı mutlu eder.

ÖRGÜTLÜ

Kimi aydın, örgüt disiplininde, kendi fikri dünyasından daha çok örgüt ve milletin genel çıkarı esas olacağından rahat hareket edememenin sıkıntısını yaşarlar. Esas mesele, düşüncesini serbestçe iletebileceği ortamın yokluğu değil, kendini disiplin içine sokma rahatsızlığıdır. Aydının bu kibri davranışı, hedef yönünde amaç birliğini zedeler. Dahası, örgütten fikri olarak beslenmeyen aydın, dünyayı kendi etrafında dönüyor sanır. Kendi fikrinden başkasını değerli görmez. Bu, giderek halktan kopmasına neden olur.

Bugün, aydınların, disipline tabi olup mücadeleye önderlik etmeleri gerekir. “Kalabalıklar karanlıktır” derken, gücün cazibesi olduğunu, bu cazibeye kapılanın gerçekten uzaklaşabileceğini de anlatmaya çalışıyordu. Dolayısıyla Soner Polat’ın Vatan Partili olmasına akıl sır erdiremeyenler, O’nun gücün değil, gerçeğin peşinden gittiğini, Kemalist Devrimi tamamlama programından yana olduğunu anlamalıdır. Soner Polat, Vatan Partisi programı ve siyasetlerinin oluşmasında pay sahibi olduğu için, “keşke Vatan Partili olmasaydı” demek hakikati anlamamaktır. Aydınımızın en büyük eksiği diyalektik düşünememesidir. Polat, düşüncesini gerçekleştireceği partiyi bulmuş ve bu partinin de liderleri arasına katılmıştır. Soner Polat, Vatan Partisi’dir, Vatan Partisi de Soner Polat’tır. Birbirlerini besleyen iki varlık artık özdeşlemiştir. Bu sebeple “keşke Soner Polat, Vatan Partili olmasa da şu partili olsa” demek, Soner Polat’ın varlığını inkar etmektir. Dahası bu, farkında olmadan yapılan bir hakarettir. Başka partide, Soner Polat olamazdı. Çünkü program düzeyinde anlaşamayacağı partide, düşünceleri önemsenmezdi, kendisine değer verilmezdi. Polat’ın yeteneklerini artıran, partisidir.

Soner komutanımız, işte bu diyalektik düşünme yöntemine hakim olduğu için iyi bir stratejistti ve liderdi.

ÖNCÜ LİDER

Katıldığı konferans, panel, tv konuşmalarında sadece Türkiye değil, dünyanın devrimci parti ve liderleri Soner komutanımızın sözlerine dikkat kesilirdi. Ülkemizin ve dünyanın fikri ortamını etkileyen bir öncüydü. Bu yönüyle Atatürkçü, antiemperyalist aydınların işlerini kolaylaştıran, sözümüzün dinlenirliğini artıran dalga kıran rolü vardı.

Birlikte etkinliklere katılmıştık. Son bir yıldır yormayım diye telefonla değil eposta ile görüşüyorduk. İyileşse de tekrar panellere katılsak diye bekliyordum. Sırtımı yaslayacağım bir dağ olarak görüyordum. Şu günlerde ne çok ihtiyaç duyuyorduk kendisine. İyileşse ülkemizdeki ortacı davranan, kafası karışık aydınların da bir nebze sağlıklı fikir üretmesine katkısı olurdu.

Giderken de ülkesine faydalı oldu. “Yeniden Kazanmak”, “Türkiye İçin Jeopolitik Rota” ve “Mavi Vatan İçin Jeopolitik Rota” kitaplarını yazdı. Bu kitaplarını çevremize okutmalıyız.

KOMUTANIMIZA BORÇLUYUZ

Milletler, kendisini savunan aydınların omuzları üstünde yükselir. Bu sebeple Türk Milleti’nin komutanımıza borcu vardır. Bu borç, O’nun dediği gibi Atatürk ilke ve devrimlerinden, Türkiye’nin milli bütünlüğü ve tam bağımsızlığından, işçinin, emekçinin ve ezilen halkın kavgasından yana taraf olmak ile ödenebilir. Ben de bu ay çıkacak “100 Soruda Atatürkçülük” kitabımı, kendisine ithaf ederek bu borcumu bir nebze yerine getirebilirsem kendimi mutlu hissedeceğim.

Işıklarla kal komutanım. Bağımsız Türkiye özlemini yerine getireceğiz.

Aydınlık

soner polat mustafa solak