İstanbul Öğretmen Akademileri'nin 1. dönem son dersi yapıldı

"Öğretmen arkadaşların kendilerini yetiştirmek istedikleri alan neyse onları seçecekler ardından biz buna göre bir akademi ciddiyetinde dersler vereceğiz. İnşallah öğretmen akademilerini, 2018-2019 eğitim öğretim yılı başlamadan hayata geçirmiş olacağız"

İstanbul Öğretmen Akademileri'nin 1. dönem son dersi yapıldı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, "Öğretmen arkadaşların kendilerini yetiştirmek istedikleri alan neyse onları seçecekler ardından biz buna göre bir akademi ciddiyetinde dersler vereceğiz. İnşallah öğretmen akademilerini, 2018-2019 eğitim öğretim yılı başlamadan hayata geçirmiş olacağız." dedi.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün hayata geçirdiği "İstanbul Öğretmen Akademileri ve Öğretmen Atölyeleri"nin 2017-2018 eğitim öğretim yılı 1. Dönem Kapanış Programı'nın son dersi, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda yapıldı.

Son dersi veren MEB Müsteşarı Tekin, Türkiye'de eğitim ve öğretim sürecinin sürekli tartışmalara konu olduğu söyledi. Hemen hemen her gün, eğitim, öğretim, okullar ve öğretmenlerle ilgili genellikle speküle edilen konular etrafında haberler çıktığını anlatan Tekin, eğitim ve öğretim hakkındaki tartışmaların sadece Türkiye'de değil diğer ülkelerde de sürdüğünü, geçmişte Osmanlı'da da böyle olduğunu ve gelecekte de bu tartışmaların var olacağını belirtti.

Tekin, modern devletin ortaya çıkmasından sonra eğitimin tartışılır hale geldiğine dikkati çekerek, modern devletin "iyi vatandaş ve iyi yurttaş" yetiştirmek ve devlet ideolojisini gelecek kuşaklara aşılamak için okulları ve eğitimi ideolojik bir koşullandırma süreci olarak kabul ettiğini dile getirdi.

Öğretmenlerin ve milli eğitim yöneticilerinin eğitim ve öğretimde süren bu tartışmaları bitiremeyeceğini söyleyen Tekin, "Aklınıza 'şunları yaparsak tartışma biter' diye bir önerme asla gelmesin. Ne yaparsanız yapın, mutlaka tartışma devam edecek. Tartışma devam etmeli zaten. Devam etmeli ki bu dinamik süreç, çağ, koşullara ve ülkenin ihtiyaçlarına göre kendini revize etsin. Gazeteler, görsel medya, televizyon, internet sitelerinde üzerinden bu tartışmalar, mini minnacık bir olay üzerinden alıp başını giden genellemeler, sizi hiç üzmesin, sıkıntıya sokmasın. Ben hiç rahatsız olmuyorum. İlk başladığım yıllarda çok dikkate alıyorduk, şimdi hiç ilgilenmiyorum. Kendi işimi yapıyorum, vicdanımın sesini dinliyorum. Ülkemizin için, milletimiz için en doğrusunun ne olacağını en doğru usulle tespit ediyoruz. Tespit ettikten sonra da işimize, gücümüze bakıyoruz." diye konuştu.

Eğitim ve öğretim tartışmalarında ana konulardan bir tanesinin öğretmenlerin nitelikleriyle alakalı olduğuna vurgu yapan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğitim, öğretim süreciyle ilgili olarak uzun yıllar Türkiye'nin maddi yatırım anlamında dünya ülkeleri ile kıyas kabul etmeyecek mesafede sorunlu bir yapısı vardı. Bu salondaki arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu, ben dahil, çok kabalık sınıflarda hiç de insani olmayan koşullarda eğitim aldık. İlkokulda okurken okulumuza sırayla odun götürürdük, annelerimiz, babalarımız sırayla okula gelerek, sobayı yakardı. 80 kişilik sınıflarda dersler aldık. Maddi yatırım anlamında ülkemiz şimdi ciddi mesafe kat etti. Şu anda sınıf mevcutları yirmiler civarında. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında da büyük mesafe kat ettik. Hükümet yaklaşık 15,16 yıl boyunca, eğitim ve öğretim yatırımlarında en büyük bütçeyi yatırdı. Sonra, ikinci bir konu 'her okulumuz aynı fırsat düzeyi eşitliğine sahip mi?' diye sormuş hükümet ve bütün okullarımızda fırsat eşitliği sağlamak için, Fatih Projesi başlatıldı. Sonra 2013 yılında başka bir süreci başlattık. Eğitim, öğretim süreci içinde antidemokratik olduğunu bildiğimiz bir sürü uygulamayı ayıkladık. Sonra dershanelerin dönüşüm ve kapatılması sürecini başlattık. 2013 yılında başlattığım bu süreç, o tarihlerde çok farklı şekilde eleştirildi."

"Öğretmenlerimizin hatalı olduklarını düşünmüyoruz"

Dördüncü adımda ise eğitim öğretimin içeriğiyle ilgili revizyona gittiklerini aktaran Tekin, müfredat değişikliği yaptıklarını ifade etti.

Tekin, 5. adımın ise bu müfredatı öğrencilerle paylaşacak öğretmenlerin niteliğiyle alakalı olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bugün bulunduğumuz ortam, bunun bir örneği. Bunun da kendi içinde bir planlaması, bir kurgusu var. Öğretmenlerimizin eksik, hatalı ve yanlış olduklarını düşünmüyoruz. Öyle bir kastımız asla yok. Kendisini geliştirmek, daha donanımlı hale getirmek isteyen öğretmen arkadaşlarımıza bu imkanı sunmak istiyoruz. Yayınladığımız belgeleri, başta sendikalar olmak üzere, bir sürü kişi eleştirdi. Bunun bir cezalandırma yöntemi olduğunu söylediler. Açık açık söylüyorum, herhangi bir şekilde öğretmen arkadaşlarımızı incitecek, eğitim ve öğretim sürecini olumsuz etkileyecek hiçbir şeyin ortaya çıkmasına asla müsaade etmeyiz. Bütün derdimiz, meramımız öğretmen arkadaşlarımızın kendilerini daha iyi hissedecekleri, daha rahat yetişebilecekleri bir ortam hazırlamak. Bunu sadece biz yapmayacağız. Bunu tıpkı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yaptığı gibi üniversitelerle ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yürüteceğiz. Öğretmen arkadaşların kendilerini yetiştirmek istedikleri alan neyse onları seçecekler ardından biz buna göre bir akademi ciddiyetinde dersler vereceğiz. İnşallah öğretmen akademilerini, 2018-2019 eğitim öğretim eğitim yılı başlamadan hayata geçirmiş olacağız."

İstanbul Öğretmen Akademisi Projesi'ni çok beğendiğini ve takdir ettiğini anlatan Tekin, projeye emek veren herkese teşekkür etti.

"İstanbul'da 16 Öğretmen Atölyesi açıldı"

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci de İstanbul Öğretmen Akademisi'nde 400 öğretmenin eğitim aldığını, gelecek dönemde de 400 öğretmenin eğitim alacağını belirtti.

Yelkenci, bunun yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile yapılan protokolle birlikte Anadolu ve Avrupa yakalarında toplam 16 ilçede Öğretmen Atölyeleri açtıklarını anlatarak, "Öğretmen akademilerinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de diğer hizmet içi eğitim çalışmalarından farklı olarak gönüllük esasına dayılı olmasıdır. Dileyen öğretmenlerimiz başvurdu ve eğitim aldı. Buna rağmen akademiye başvuru bizim sunabileceğimiz imkanın çok üzerinde olmakta ve biz de eğitime katılacak öğretmenleri kura ile belirleyerek çalışmalarımıza devam etmekteyiz." diye konuştu.

Konuşmaların ardından, Tekin'e hediye ve çiçek takdim edildi. Eğitime katılan öğretmenlere sertifikaları ise Tekin tarafından verildi.

Programın sonunda, Türk sanat müziği sanatçısı Sadiye Erimli de bir konser verdi.

Bu arada, program sırasında, #İstanbulÖğretmenAkademileri hashtagı ile başlatılan kampanya, kısa sürede Twitter'da gündemin ilk konusu oldu.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü