Bahçeli'den Erdoğan'a sert sözler
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İster kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir" sözlerini eleştirerek, "Yönetim sistemi değişti demekle değişmez, değiştirilemez. Bizim yerli üretim Hitler'e, Stalin'e, Kaddafi'ye tahammülümüz olmaz, bu iyi biline" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İster kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir" sözlerini eleştirerek, "Yönetim sistemi değişti demekle değişmez, değiştirilemez. Bizim yerli üretim Hitler'e, Stalin'e, Kaddafi'ye tahammülümüz olmaz, bu iyi biline" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Twitter adresinden gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Rize'de yaptığı konuşmada, "İster kabul edilsin ister edilmesin. Türkiye'nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir" sözlerine tepki gösterdi. Bahçeli'nin takipçileriyle paylaştığı mesajı şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti aziz şehitlerimizin sayısız ve hayranlık verici mücadeleleriyle kuruldu. Son sözü Türk'ün zafer naraları söyledi. Milli mücadele Türkiye'nin önsözü, bağımsızlığımızın destansı dirilişi, geçmişin daha emin vasıtalarla devamından başka bir şey değildi. Yönetim sistemimizin harcı savaş meydanlarında karıldı. Millet Cumhuriyet'te karar kıldı, bu bahis hiç açılmamak üzere ebediyen kapatıldı. Yönetim sistemi değişti demekle değişmez, değiştirilemez. Fildişi kulesine çöreklenip fiilli durum edebiyatı yapmak kimseyi haklı göstermez. İster kabul edelim, ister etmeyelim; Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiş! Hayırdır, bu ülkede savaş veya darbe oldu da biz mi kaçırdık? Sistem düzen demek. Yönetim sisteminin meşruiyeti millet iradesine ve Anayasa'ya dayalıdır. Anayasal düzen yıkıldı da bizim mi haberimiz yok! Neyin hukuki çerçevesinden bahsediliyor, hangi habis emelin Anayasa'yla netleştirilmesi isteniyor? Bu kin, cüret ve aymazlıkla nereye gidiliyor? Evlatlarımız her gün şehit ediliyor, hainler sözde özerklik ilan ediyor. Sistem değişti diyenlerle, sistem katilleri aynı paydada buluşuyor. Patlayan bombalar, isabet eden mermiler canlarımızı havaya uçuruyor. Öbür tarafta da keklik uçurup iktidar pususuna yatanlar hesap yapıyor. Ahlak sistemi alt üst oldu, kabul. Hukuk sistemi linç edildi, bu da kabul. Ama devlet ve yönetim sistemi hangi arada değişti, bu meçhul! Yönetim sistemi bir kişinin eline kaldıysa vay halimize! Bizim yerli üretim Hitler'e, Stalin'e, Kaddafi'ye tahammülümüz olmaz, bu iyi biline. Düzeni değiştirmek yerine, rüşvet ve yolsuzluk düzeneğinin değişmezliğini anlaşılabilir tarzda izah eden çıkarsa muhatap değil, mehabet kazanır. Türk milletini hiçbir dikta sevdalısı hafife almasın. 17-25 fermanıyla Türkiye'yi teslim alacağını da hiçbir fail zannetmesin. Türkiye bir kişiden büyüktür. Türk vatanı saraydan fersah fersah yüksektir. Yanlış hesap milli vicdandan döner, mutlaka da dönecektir. Demokrasiyi yalan rüzgarına çevirdiler, özgürlükleri palavraya dönüştürdüler, tarihi masal, ecdadın hatıralarını vahşet kırıntıları yaptılar. Milletin kanı akıyor, şu konuşulanlara bakın. Türkiye'nin ismet-i haremine saldırılıyor, şu gündemdeki konulara Allah için dikkat edin. Hazin! Dün Hakkari'de, bugün Bingöl Karlıova'da toplam 6 şehit verdik. Ama beyefendiler için her şey güzel, ne gam ne tasa semtlerine uğramıyor. Şehadet bize ecdattan kalma mirastır. Yeri gönüllerde saklı, tarifi Kur'an-ı Kerim'de yazılıdır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Şehitlik Müslüman Türk milletinin her aziz evladı için ruh ve kalbindeki en yüce rütbe, en üst makamdır. Hepimizin başı sağolsun. Şehit; din, millet ve vatan yolunda, bunların hizmetinde, en üst gayeye inanmış, Yüce Allah'a kendisine kucak açmış olduğunu görerek ölendir. Katiller döktüğü kanda boğulmadan, çekilen acı ve ızdırapların bedeli ödetilmeden çözüme bel bağlayanlar hain ve haysiyetsizdir. İç ve dış düşmanlar devamlı şekilde manevi cephemizi hedef alıyorlar. Özgüvenimiz yıkılırsa teslim olacağımızı düşünüyorlar. Çok beklerler. Umutsuzluk ölümden daha beter çöküntü ve durgunluk halidir. Umutsuz olmayın, üzgün durmayın; bu zulmetin sonunda aydınlık bahar sabahı var."
DHA