Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
İnsanın vicdanı insanı yanıltmaz. Terör örgütü şehirleri silah deposu haline dönüştürürken valilere talimat verenler kimler. Çevremizi sorgulayacağız, iktidarı, elbette ki muhalefeti sorgulayacağız.
Hz. Ömer Dicle'nin kenarında kaybolan koyundan kendisini sorumlu tutuyorsa 700 şehitten kim kendisini sorumlu tutacak. Biz bunların cevabını kendi vicdanımıza soracağız.
Terörle mücadele etmek için en az teröristler kadar onurlu ve gururlu olmalıyız diyor o diktatör bozuntusu. Onuru ve gururu ne zamandan beri Türkiye Cumhurbaşkanı teröristler üzerinden tanımlamaya başladı.
"HAVUZ MEDYASINI ANLIYORUM DA MERKEZ MEDYASINA NE OLUYOR?"
Namusu unuttular zaten, şerefi de unuttular, şimdi onuru ve gururu unutturmaya çalışıyorlar. Gaf değil efendim. Biliyorsunuz bu zat, promptera bakıyor ve onu okuyor. En az teröristler kadar onurlu diyor sonra dönüyor o tarafa bakıyor.
Gazeteler, televizyonlar arkadan tek tek aranıyor, sakın bunları haber yapmayın diye. Havuz medyasını anlarım peki bu merkez medyasına ne oluyor. Neden baskıya teslim oluyorsunuz. Attığınız her geri adım sizin boynunuza gelecektir.
Herkes sorumluluğunun bilicinde olmalıdır. Bunun hesabını halk adına medya cesaretle sormalıdır. Ne zamandan beri onur ve gurur terörle bağlantılı gitmeye başladı. Terör insanlık suçudur.
Sana en büyük değeri veren Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk'ün gençliğe hitabesini okuyan Bursa'daki kızımızı yürekten kutluyorum.
"DIŞ POLİTİKADA ÜLKELERİN DAİMİ DÜŞMANLARI YOKTUR"
Dış politikanın değişmesi gerektiğini söylemiştim. Dış politikanın mimarı cumhuriyeti kuranlar demiştim. Dış politikada bir ülkenin daimi dostları ve düşmanları yoktur, daimi çıkarları vardır.
Bunlar bu alandan da çıktılar. Kendi kişisel politikaları için kullanmaya başladılar. Dış politikanın kendine özgü ayrı bir dili vardır. Düşünmeden konuşamazsınız.
Sen Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil edemezsin. Sınırımızı ihlal eden Rusya. Angajman kurallarını biz belirledik, bütün dünyaya duyurduk. Düşürme talimatı için yarışa girdiler, sonra bir baktık Rusya'dan özür dilediler. Erdoğan, CNN'de özür dilemesi gereken biz değiliz dedi, neden özür diliyorsun?
"DIŞ POLİTİKADA ARKASINDA DURMAYACAĞIN LAF ETMEYECEKSİN"
Şimdi kedi gibi miyavlıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ne gölge düşürüyorsun sen. Bunun herkesin bilmesi lazım.
Sen bu milletin onurunu, gururunu ayaklar altına aldın. İsrail'le anlaşmaya geldik. 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara gemisi Türk karasularından ayrılıyor. Gemi gitmeden önce AK Parti milletvekilleri de o gemiye binmek istedi izin vermediler.
Her seçim öncesi bunu gündeme getirdiler. İsrail'i düşman ilan ettiler. Donanma eşliğinde yardım gemisini Gazze'ye göndereceğim diyorsan, bu lafının arkasında durmalısın. Gazze'ye gidemez arkadaşlar.
Dış politikada arkasında durmayacağın laf edersen tükürdüğünü sana yalatırlar.
Şu ana kadar yazılı, resmi bir özür Türkiye Cumhuriyeti'ne ulaşmış değil. Bir özür dileme var mı yok mu bilmiyoruz. Kendisi kalkıp Putin'e mektup yazmasını biliyor ama kendisi Netanyahu'dan özür mektubu isteyemiyor. Bu devletin arşivine girmeli.
Eğer sizde nohut kadar vicdan varsa 20 milyon dolar karşılığında siz nasıl bu davadan vazgeçiyorsunuz.
Başbakan Binali Yıldırım, senin dilin dönmez. Sen ne anlarsın Dışişleri Bakanlığı'ndan. Sen köşeyi nasıl dönerimden anlarsın.
Bu anlaşma İsrail'e muazzam bir ekonomik kazanç sağlıyormuş. Anlaşma ile İsrail'in NATO'ya girişine Türkiye resmen izin verdi. Mavi Marmara'dan nerelere geldik.
Seslerini bile çıkaramazlar çünkü her şeyi satmaya hazırlar.
ANLAŞMA İLE NE OLDU?
Anlaşma ile İsrail'in ambargosu korundu, NATO yolu açıldı, gaz konusunda avantaj elde edildi, davalar ortadan kalktı. İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini Türkiye kabul etmiş oldu. Bunların tamamını 20 milyon dolar vererek aldı. Taviz vermeyecekleri hiçbir alan yok bu hükümetin. Yeter ki kendilerine meşruiyet alanı sağlansın.
ulusalkanal.com.tr