27 Mayıs hareketinin gizlenmek istenen yönü

Türkiye tarihinin önemli köşe taşlarından biri olan 27 Mayıs 1960 devriminin, 58'inci yıl dönümünü geride bıraktık. Peki, Amerikancı medyanın "darbe" olarak nitelediği, AKP hükümetinin her dönemde hedef aldığı 27 Mayıs'ın hedefi neydi? Şimdi, 58 yıl öncesine dönüyoruz ve 27 Mayıs hareketinin gizlenmek istenen yönünü izliyoruz.

58 yıl önce bugün halk, Amerikancı Bayar-Menderes iktidarını devirdi ve Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu. Elbette o güne gelinmesinde aylar önce başlayan yaygın halk hareketi belirleyici oldu

27 Mayıs devrimi, Meclis'in saf dışı bırakılması, tahkikatlar komisyonu ile kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılması gibi uygulamaların ardından geldi. Halk, 27 Mayıs günü Ordu ile birlikte ilerliyordu.. Halk hareketinin hedefinde, Türk devleti içinde yuvalanan Amerikan Gladyosu vardı.

CIA'nın, 1951 yılında "Türk polisini eğitmeye" başladı. Emniyet istihbarat dairesinin o zamanki adı "Önemli İşler Müdürlüğü"ydü. Burada dersleri bizzat Amerikalılar tarafından verilen eğitmenlerde, istihbaratın yanı sıra ideolojik eğitim de yapılıyordu.

Gladyo'nun Amerika'nın yanı sıra Türkiye'deki iktidar sahiplerine de hizmet eden bir gizli örgüt işlevi görmesi geleneği Menderes'le başlamıştı. 27 Mayıs Devrimiyle Emniyet'te kapısına kilit vurulan ilk büro, işte bu Gladyo hizmetindeki istihbarat merkezi oldu. Tüm dosyalara el kondu. Müdürlük lağvedilmedi ancak etkisizleştirildi ve "yabancı unsurlardan" temizlendi.

Menderes'in polis şefleri, Demokrat Parti yöneticileriyle birlikte Yassıada'da yargılandı. Aynı temizlik o zamanki adı Milli Asayiş Hizmetleri olan MİT'te de yapıldı. Milli Asayiş Hizmetleri Başkanı Ziya Selışık görevden alındı. Başkanlığa Tümgeneral Naci Aşkun getirildi. Teşkilattaki CIA ile bağlantılı unsurlar ayıklandı.

Yassıada mahkemeleri, Gladyo hizmetindeki medya tarafından hep "Menderes'in kişisel suçlarının sorgulandığı" yer olarak gösterilse de, yargılama sırasında Amerikancı Gladyo'dan hesap soruldu. Mahkeme, Gladyo'nun Türkiye'deki ilk tertibi olan 6-7 Eylül olaylarının sorumlularını ortaya çıkardı. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes olayları arabasının içinden izlemiş, polise, "Hırsızlık ve yangınlar dışındaki olaylara göz yumun" talimatı verilmişti. Yassıada sorgulamalarının sonuncunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.

Özel Harp Dairesi'nde bir dönem başkanlık yapan Org. Sabri Yirmibeşoğlu da yıllar sonra, 6-7 Eylül olaylarının "Bir Özel Harp Dairesi işi" olduğunu açıkladı. Yirmibeşoğlu, "6-7 Eylül olayları muhteşem bir örgütlenmeydi ve amacına ulaştı" ifadelerini kullandı.

"Devrimin ardından, Menderes'in silahlı gizli örgütü" olarak bilinen Özel Harp Dairesi'nin başkanı Tümgeneral Daniş Karabelen, başkan yardımcısı ve kurmay başkanı emekli edildi. Özel Harp Dairesi'nde görev yapan ondan fazla subay da tasfiye oldu.

ulusal.com.tr