Türk-İş Başkanı Atalay'dan koronavirüs uyarısı
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, işletmelerin, maliyetleri azaltmak için işçi sağlığı ve iş güvenliğini ikinci plana bırakması durumunda, açılmaya başladıkları dönemde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının çok daha hızlı yayılacağı uyarsında bulundu.
Atalay, İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası dolayısıyla yayımladığı mesajında, iş sağlığı ve güvenliğinin çalışma hayatının en temel konularının başında geldiğini, işçilerin çalışma koşullarından kaynaklanan risklerden korunması, kendilerine uygun işlere yerleştirilmesinin öncelikli hususlar olduğunu vurguladı.
Yaşanan iş kazalarının, ağır ihmalin, emek maliyetini düşük tutarak rekabeti ve karlılığı sağlama isteğinin, eğitimsizliğin, denetimsizliğin ve yaptırım eksikliğinin sonucunda meydana geldiğine dikkati çeken Atalay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemizdeki iş yerlerinin ağırlıklı bölümü insana yakışır, elverişli çalışma koşullarına sahip değildir, güvenli ve sağlıklı ortamlardan uzaktır. İş sağlığı ve güvenliği sorunları ve çözüm yolları, bir sistem bütünlüğü içinde ele alınmalıdır. İstihdam biçimlerinden eğitim politikalarına, sendikal örgütlenmeden iş yeri denetimlerine, koruyucu sağlık politikalarından ilgili mevzuatın uygulanmasına ve yasal-idari yaptırımlara kadar konunun bütüncül çerçevede ele alınması büyük önem taşımaktadır."
Atalay, 2012'de yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda kamu-özel sektör ayrımının ortadan kaldırılarak, işle ilgili sağlık ve güvenliği sağlamanın işverenin temel yükümlülüğü kabul edildiğini hatırlattı.
Kanunda yapılan düzenlemelerin işçi sağlığı ve iş güvenliği için önemli olduğunu ancak bunların büyük bölümünün sadece belli bir sayıda işçi istihdam eden, kurumsallaşmış ve sendikal örgütlülüğün olduğu iş yerlerinde tam anlamıyla uygulanabildiğini bildiren Atalay, şunları kaydetti:
"Ülkemizde faaliyette olan işletmelerin yüzde 98’i küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmaktadır. Bu işletmelerde sendikal örgütlülük de çoğu zaman mümkün olamamaktadır. KOBİ olarak tanımlanan işletmeler kanunda yer alan düzenlemeleri maliyet gerekçesiyle uygulamaktan kaçınmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uyma yetkinliğinde olmamalarıyla birlikte denetimleri de yetersizdir."
"Kovid-19'a karşı koruma sağlanmalı"
Bütün dünyada etkisi devam eden Kovid-19 salgını nedeniyle birçok işletmenin faaliyetini durdurduğunu, salgının yayılmasını yavaşlatmak için getirilen sınırlandırmaların bu ay içinde aşamalı kaldırılmaya başlanacağını hatırlatan Atalay, "Özellikle sınırlandırmaların kalkmaya başlayacağı bu dönemde koronavirüs ile ilgili iş yeri özelindeki tehlikelerin belirlenmesi, ayrı bir risk değerlendirmesinin yapılması veya mevcut risk değerlendirmesinin güncellenmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Genel Başkan Atalay, şu değerlendirme bulundu:
"İş yerlerinde maruziyetin azaltılması için özellikle yemekhane ve dinlenme alanlarında, sosyal mesafenin artırılmasına ilişkin önlemlerin belirlenmesi, ayrıca işçilere verilmek üzere koronavirüse karşı koruma sağlamaya uygun ve yeterli sayıda kişisel koruyucu donanım temin edilmesi gerekmektedir. İş yerlerinde bu önlemlere uyulması için denetimlerin yapılması ve kesinlikle idari ceza yaptırımlarının uygulanması gerekmektedir. Ancak yaptırımlar gözden geçirilmeli ve caydırıcı bir seviyede olmalıdır.
Geçmişte birçok işletmede ekonominin daraldığı dönemlerde maliyetleri azaltmak için işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin ikinci plana bırakıldığı bilinmektedir. Aynı tutumun işletmelerin açılmaya başladığı önümüzdeki dönemde devam etmesi halinde koronavirüs salgını çok daha hızlı yayılma gösterecektir. Bu nedenle işletmelerde sosyal mesafeye dikkat edilmesi ve nitelikli kişisel koruyucu donanımların işçilere dağıtılması büyük önem taşımaktadır. Bu konuda işverenlere önemli sorumluluk düşmektedir."