Baş sanık itiraf etti
Baş sanık Beate Zschaepe, avukatı aracılığıyla okunan ifadesinde, NSU üyesi olduğu ve cinayetlerin işlenmesine katıldığı yönündeki suçlamaları reddetti. Zschaepe, "10 cinayeti ve iki bombalı saldırıyı engelleyemediğim için kendimi ahlaki olarak suçlu buluyorum" dedi.
Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında baş sanık Beate Zschaepe, NSU üyesi olduğu ve cinayetlerin uygulanmasına katılığı yönündeki suçlamaları reddetti.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde görülen davanın 249. duruşmasında Zschaepe’nin 53 sayfalık ifadesini avukatı Mathias Grasel okudu.
Baş sanık Zschaepe 2,5 yıldır devam eden davada avukatı aracılığıyla da olsa ilk kez suskunluğunu bozarak NSU’ya ilişkin açıklama yaptı.
İfadesinin başında zor geçen çocukluğunu ve gençliği hakkında bilgi veren Zschaepe, NSU üyesi olmakla suçlanan Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos ile nasıl tanıştığını da anlattı.
Zschaepe, 2000-2007 yılları arasında işlenen cinayetlerin ve bombalı saldırılarının hazırlık aşmasında ve uygulanmasına yer almadığını, suçların işleneceğine ilişkin önceden bilgisinin de olmadığını savundu.
Ancak cinayetleri ve bombalı saldırıları gerçekleştiren Mundlos ve Böhnhardt’ın çeşitli vesilelerle kendisine bunları anlattığını belirten Zschaepe, bu suçların işlendiğini öğrendiğinde “dili tutulduğunu" ve “şaşkınlık içinde kaldığını” iddia etti.
Böylelikle söz konusu cinayetleri NSU örgütünün işlediğini kabul eden Zschaepe, Alman polis Michel Kiesewetter’in 2007 yılında öldürülmesinin hazırlığına ve işlenmesine de katılmadığını, Mundlos ve Böhnhardt’ın bu cinayeti tutukluluk yapmayan bir silah ele geçirme isteklerinden dolayı gerçekleştirdiğini belirttiklerini anlattı.
Mundlos ve Böhnhardt’a bu cinayetleri işlememeleri yönünde onlarla tartıştığını ileri süren Zschaepe, onların da bir daha bunu tekrarlamayacaklarını söylediklerini ancak sözlerini tutmadıklarını ifade etti.
Köln’de 2004 yılında gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili olarak da Zschaepe, arkadaşlarının bir banka soygunu yapmaya gittiğini sandığını ancak döndüklerinde Türklere karşı bir bombalı saldırı gerçekleştirdiklerini anlattıklarını kaydetti.
Bunu “Türk toplumu arasında korku yaymak için yaptıklarını” ifade ettiklerini aktaran Zschaepe, bundan sonra Munslos ve Böhnhardt’a güvenmemeye başladığını ancak onlardan ayrılamadığını dile getirdi.
“Bu ikisinin bana değil, benim onlara ihtiyacım vardı” ifadesini kullanan Zschaepe, kendileri için insan hayatının bir değer taşımadığı iki insanla beraber yaşadığı bilincine vardığını belirtti.
İkiliyi kaybedeceğinden ve hapis yatacağından dolayı da bu cinayetleri polise gidip anlatamadığını savunan Zschape, cinayetlerin arkasındaki motifin ne olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Evi kundakladığını kabul etti
Mundlos ve Böhnhardt’ın, öldürüldüklerinde veya intihar ettiklerinde kendisinden evi ateşe vermeyi ve evde sakladıkları DVD’leri posta yoluyla zarfın üzerinde yazan yerlere ulaştırmayı istediklerini anlatan Zschaepe, 4 Kasım 2011 tarihinde bir karavanın yandığını ve iki kişinin ölü bulunduğunu radyodan dinlediğini ve bunların söz konusu ikili olduğunu anladığını belirtti.
“Her zaman korktuğum gün gelmişti” ifadesini kullanan Zschaepe, sözünü yerine getirmek için Zwickau'da birlikte oturdukları evi ateşe verdiğini söyledi.
Zschaepe, evi ateşe vermeden önce muhtemelen binada bulunanlara haber vermeye çalıştığını, evden çıkmadan önce de kedilerini yanına aldığını kaydetti.
NSU üyesi ve suç ortağı olduğu yönündeki suçlamayı reddetti
Zschaepe, iddianamedeki suçlamalara da değinerek, “İddia makamının benim NSU adlı bir terör örgütü üyesi olduğumla ilgili suçlamayı reddediyorum” ifadesini kullandı.
Böyle bir örgütün de kurulmadığını ileri süren Zschaepe, “NSU” kısaltmasının kullanılmasının bir dergiye bağış yapılması sırasında Mundlos’un fikri olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Zschaepe, böyle bir terör örgütü kurulması durumunda bunun en fazla iki kişiden oluşabileceğini, bunların da Böhnhardt ve Mundlos’un olabileceğini öne sürdü.
Mundlos ve Böhnhardt ile yaşadığı evde silahların bulunduğundan haberdar olduğunu anlatan Zschaepe, bunları bazen kaldırıp göremeyeceği yere koyduğunu belirtti.
Kurbanların yakınlarından özür diledi
İkilinin kimliklerini 13 yıl boyunca komşulara karşı sakladığı yönündeki suçlamayı kabul eden Zschaepe, cinayetlerde suç ortağı olduğu yönündeki suçlamayı ise reddetti.
“10 cinayeti ve iki bombalı saldırıyı engelleyemediğim için kendimi ahlaki olarak suçlu buluyorum” görüşünü aktaran Zschaepe, tüm kurbanlardan ve yakınlarından özür dilediğini ifade etti.
Zschaepe, davada yargılanan diğer 4 kişiye ilişkin ifadesinde yer vermemesi dikkati çekti.
Zschaepe’nin yeni avukatı Hermann Borchert ilk kez mahkemede müvekkilinin yanında yerini aldı. Baş sanık Zschaepe böylelikle 5 avukat tarafından savunuluyor.
Öte yandan Zschaepe’nin açıklama yaptığı duruşmaya çok sayıda kişi ve basın mensupları ilgi gösterdi. Mahkemenin seyirci bölümünde 100 koltuğun 50’si gazetecilere, 50’sinin de seyircilere ayrıldı. Mahkeme önünde kuyruklar oluştu.
NSU üyeleri, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk, 10 kişiyi öldürmek, bombalı saldırılar gerçekleştirmek ve banka soygunları yapmakla suçlanıyor.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davada, Beate Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanan 4 kişi yargılanıyor. Örgütün üyeleri olduğu belirtilen Böhnhardt ve Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygunu gerçekleştirdikten sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, ikilinin intihar ettiği öne sürülmüştü. (AA)