Güvenlikçiler Taşeron sisteminin kaldırılmasını talep etti
Ulusal Kanal Programcısı ve Aydınlık Gazetesi Yazarı Mehmet Akkaya, yeni yılda işsiz kalan güvenlik işçileriyle bir araya geldi.
Türk-İş İl Binası toplantı salonunda gerçekleşen buluşmaya Büyükşehir Belediyesi'nde taşeron olarak çalışırken Belediye Başkanı AKP'li Menderes Türel'in 2014'ün son gününde işinden ettiği yaklaşık 200 işçi, Türk-İş'e bağlı sendikaların tamamının başkanları ve İP Antalya İl Başkanı Yalçın Armen katıldı. Taşeron sisteminin kaldırılmasını talep eden emekçiler işlerini de geri isterken, sendikaların başkanları ise Güvenlik-İş Sendikasında örgütlü güvenlik emekçilerinin yanlarında olduklarını vurguladı.
Taşeron Sistemine Karşı Ayağa Kalktılar
Yerel seçimlerin ardından Belediye'nin el değiştirmesiyle birlikte AKP'ye geçen Büyükşehir Belediyesi'nde işçi kıyımı sürüyor. Belediye Başkanı AKP'li Menderes Türel, son yaşanan işten çıkarmalarla ile ilgili olarak 'sözleşme bitti ve işçi fazlalığı' gerekçelerini öne sürerken, işinden olan 200 kadar güvenlikçiye söylenen gerekçenin 'yeni projemizde sizinle çalışmayacağız' olduğu anlaşıldı. AKP'li Türel'in güvenliksiz yeni projesinin(!) ne olduğu merakla beklenirken işinden olan emekçilerde boş durmadı, sendikaları Türk-İş'e bağlı Güvenlik-İş Sendikası aracılığıyla hem hukuksal hem de eylemsel mücadele başlattı. Ulusal Kanal Programcısı ve Aydınlık Gazetesi Yazarı Mehmet Akkaya, mücadeledeki işçilerle Türk-İş İl Binasında bir araya geldi. Türk-İş'e bağlı sendikalarının tamamının başkanlarının ve İşçi Partisi İl Başkanı Yalçın Armen'in de katıldığı buluşmada hem başkanlar, hem de emekçiler konuştu, taşeron sistemiyle mücadelede kararlılık yemini ettiler.
Türkiye'nin Kanayan Yarası
Güvenlik-İş Genel Başkanı Bolat Ankaralı, Taşeron sistemini 'Türkiye'de kanayan yara' olarak niteledi. Taşeron sisteminin hizmet alımı olarak algılatılmasının son derece yanlış olduğunu vurgulayan Ankaralı, Türkiye'de taşeron sisteminin getirildiği durumu 'işverenler tarafından taşeron şirketleri maşa olarak kullanılmaktan öteye gidemiyor' sözleriyle değerlendirdi. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde taşeron olarak çalışırken Belediye Başkanı Türel tarafından işten çıkartılan 200 emekçinin işinden edilmesinin arkasındaki nedeni Ankaralı şu sözlerle açıkladı; "Bugün Antalya da yapılmak istenen şu; Antalya Büyükşehir Belediyesi 'ben 300 tane işçiyle bu işi götürürüm' diyor. Çünkü Konyaaltı plajlarını özelleştirdi, onun işletmesini belediyenin şirketine verdi. Orada ki güvenliklere yer açmak için. Bu ihale değil, başka bir ihale daha var 200 kişilik. Kendi listelerini yaptılar, adamalarını oraya alacak, bu kesin."
'200 İşçinin Ahı Menderes Türel'e İyi Gelecek'
Güvenlik-İş Antalya Şubesi'nin başlattığı mücadelede sendika binasına astıkları, '200 işçinin ahı Menderes Türel'e iyi gelecek' pankartı ile ilgili konuşan Ankaralı, "Bu çok zorlarına gitmiş olacak ki, gece saat 02:30'ta sendikamızı basmaya geldiler. Polis ekipleri eşliğinde zabıta, 2 tane itfaiye aracı sanki yangına gidiyorlar. Bizim sendikadaki o pankartı indirmeye geldiler" ifadelerini kullandı. Ankaralı işten çıkartılan tüm güvenlikçilerin işlerine geri dönene kadar mücadelede kararlı olduklarını vurgulayarak hukuksal mücadele de başlattıklarını söyledi.
Ankaralı, Antalyalıları Birlikte Mücadeleye Çağırdı
Antalya'da bulunan tüm siyasi partilerin il başkanlıklarına, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine çağrıda bulunan Ankaralı şunları söyledi; "Bu Antalya'da yaşanan olaylara dur dememiz lazım. Bunu hep birlikte yapmamız lazım. Bu insanları aşsız, işsiz, ekmeksiz bırakan, açlığa mahkum eden zihniyete birlikte dur dememiz lazım. Eğer biz buna birlikte dur diyemezsek yarın bizim yakınlarımız, çocuklarımız, bizim akrabalarımızda aç ve işsiz kalacak. Hepimiz bu mücadeleyi kazanacağız. Özel güvenlik görevlileri eninde sonunda kazanacaklar, kazanan biz olacağız."
İşçinin Emeğiyle Uğraşanların Hesap Vereceği Gün Yakın
Türk-İş İl Temsilcisi ve Tes-İş Antalya Şube Başkanı Hacı Mevlit Ünal, alın teriyle, işçinin emeğiyle uğraşanların bir gün mutlaka hesap vereceklerini belirterek yaklaşan genel seçimleri işaret etti. Ünal şunları kaydetti; "Önümüzde seçimler yakındır. Bunların hesabı mutlaka emekçiler tarafından sorulacaktır. Bu zulmü gösterenleri, emekçi unutmaz, bundan sonra da unutmayacağız. Yaşatanlardan bir gün mutlaka hesabını, bu emekçilerle birlikte soracağız."
Belediye Başkanlarının İşi İşçi Çıkarmak Değil, Hizmet Üretmek
Belediye-İş Şube Başkanı Kemal Çavuşoğlu, belediyelerin siyasi bir iş kolu olduğunu hatırlatarak, kadrolu, taşeron tüm çalışanlar olarak siyasi bir iş kolunda çalışmanın sıkıntısını hep birlikte yaşadıklarını dile getirdi. Belediye Başkanlarının işinin işçi çıkarmak değil, hizmet üretmek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu şöyle konuştu; "Belediye başkanlarına diyorum ki ben, ona oy verip seçenlere, o halka hizmet etsin. İşçilere kıyıp, işçileri çıkarıp, kış günü işçileri evinden, ekmeğinden, aşından edeceğine, hizmet etsinler. Belediye başkanlarının işi, işçi çıkarmak değil, hizmet üretmek olmalı diye düşünüyorum."
Karacan, İşçinin İşçiden Başka Dostu Yoktur
Aylarca süren TEKEL direnişiyle hafızalara kazınan Tek Gıda-İş Sendikası'nın Antalya Şube Başkanı Turcan Karacan, işçi kıyımlarını kınadığını belirterek, "İşçinin işçiden başka dostu yoktur" dedi. Karacan, Türk-İş'e bağlı sendikalar olarak Antalya'da birlikte hareket ettiklerini vurguladı, güvenlikçilerin yanında olduklarını söyledi.
Taşeron Sistemi Türkiye'nin En Büyük Sorunu Haline Geliyor
Türk-Telekom direnişiyle yine hafızalara kazınan Türkiye Haber-İş Sendikası'nın Antalya Şube Başkanı Hüseyin Özçoban, taşeron sistemini 'ülke için büyük bir sorun' olarak niteledi, çözümünse yetkililerin görevi olduğunu belirtti. Taşeron sisteminin kaldırılmasını isteyen Özçoban, "Taşeronu kaldırıp, iş yerlerinde çalışan, eleman ihtiyacına göre kadrolu olur, sözleşmeli olur hiç fark etmez, bu arkadaşlarımızın da artık 'benim de bir işim var' diyip yarına güvenle bakabileceği bir hale getirirsek hiç bir sorun kalmayacak diye düşünüyorum" diye konuştu. Özçoban, Taşeron sisteminin kaldırılmaması halinde ülkenin diğer yerlerinde ve farklı iş kollarında çalışanları da kapsayacak şekilde çığ gibi bir büyüme ile sistemin Türkiye'nin en büyük sorunu haline geleceğine dikkat çekti.
Güvenlikçiler Hem İşlerini Geri, Hem de Taşeron Sisteminin Kaldırılmasını İstedi
5 Ocak günü Büyükşehir Belediyesi önünde yaptıkları protesto eylemi sırasında babasının gözyaşlarını silen minik Tuana ve babası Murat Aras'da toplantıdaydı. Aras şunları söyledi; "32 yaşında, 3 çocuk babasıyım. Evimiz kira. 31 Aralık 2014 günü işten çıkarıldık. 8 yıl 8 ay çalıştık,15 saniye içerisinde işten çıkarıldık. 15 saniyelik bir telefon görüşmesi sonucu işsiz kaldık. Bizim davamız sadece ekmek, iş, aş. Başka bir davamız yok."
2006 yılından bu yana Büyükşehir Belediyesi'nde güvenlik elemanı olarak çalışan Yusuf Şahin de tıpkı diğer güvenlikçi arkadaşları gibi 2014'ün son gününde işinden çıkartıldı. "Maalesef aldığımız parayı helal etmeyen bir daire başkanıyla çalıştık. 'Biz vicdanımızı evden çıkarken, kapının arkasına asıyoruz' diyen amirlerle çalıştık. Aylarca maaş alamadık. Hakkımızı istedik, hakkımız yerine getirilmedi. Biz emekçiyiz, biz ekmek için buradayız, iş için buradayız. Ama adamı olan kapalı, klimalı yerlerde görev yaptı, adamı olmayan kişi 50 derece sıcağın altında görev yapmak zorunda kaldı" sözleriyle yaşadığı sıkıntıları dile getiren Şahin, Belediye yetkililerini vicdanlı olmaya çağırdı. Şahin şunları söyledi; "Belediye yetkililerini, herkesi vicdana çağırıyorum. Ben 3 tane belediye başkanı değiştirdim, kaç tane daire başkanı, kaç tane güvenlik müdürü, kaç tane şirket değiştirdim. O koltuk kimseye kalmıyor. Onun için herkesi insafa, vicdana davet ediyorum."
3 yıldır Büyükşehir Belediyesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Feride Özbek, amirinin bir telefon konuşmasında yeni projede kendisiyle olmayacaklarını söylediğini ve böylece işsiz kaldığını anlattı. Sonradan edindikleri bilgiye göre işten çıkartılacak kişilerin listesinin belediye yetkililerinde olduğunu belirten ve kendilerine işten çıkartıldığı ile ilgili bilginin ve belgenin 15 gün önceden iletilmesi gerektiğinin altını çizen Özbek, sonunda kadar mücadele vurgusu yaptığı konuşmasında şunları söyledi; "Şuan da hepimiz işsiziz, herkes mağdur. Hakkımızı sonuna arayacağız. Hepimiz, hep beraber, birlik olduk. Ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Sağ olsun sendikamız bizim yanımızda, bizde hep onların arkasında olacağız. Sonuna kadar ne yapılması gerekiyorsa yapacağız, kararlıyız."
5 yıldır Büyükşehir Belediyesi'nde güvenlik olarak çalışan Sertan Altuğ, yaşanan bir çelişkiye dikkat çekerek, kendilerinin yerine yandaşların alınacağını söyledi. Altuğ; "Normalde eğer çıkışlar yapılacaksa işe en son kim girdiyse ondan başlanarak çıkartılır ama çoğu arkadaşımız en az 4-5 yıllık çalışan. Burada bir çelişki var, bu çelişki ne amaçla yapıldı. Çünkü kendi adamlarını yerleştirip, bizleri sokağa attılar" diye konuştu.
2011 yılından bu yana Belediye'de çalışan Adnan Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek şunları söyledi; "Bu taşeron sistemini bize dayatmışsınız. Kölelik düzenini bize dayatmışsınız. Ben evleneceğim, 3 çocuk yapacağım, arkadaşlarım gibi çocuklarım gelip gözümün yaşını mı silsinler?" Taşeron sisteminde şirket sahiplerinin taşeron çalışanlar üzerinden para kazandığını vurgulayan Koç, siyasilere seslenerek sürdürdüğü konuşması toplantıya damgasını vurdu. Koç şunları kaydetti; "Taşeron sistemini kaldırın. Bu taşeron sisteminin hiç kimseye paydası yok. Bir kişiye faydası var. Benim rakamlarla aram çok iyi değil ama şunu söyleyeyim, bin 200 lira maaş alıyorum. Taşeron burada benim üzerimden aşağı yukarı 500 lira para kazanıyor. Bunu taşerona vereceğine, benim buradan büyüklerime, siyasilere bir çağrım var, 500 TL'yi ikiye bölelim. 250 size 250 bize, daha iyi, daha verimli çalışalım. Çoluğumuz çocuğumuz mağdur olmasın."
Konuşmaların sık sık sloganlarla kesildiği toplantıda Özel Güvenlik Çalışanlarının hep bir ağızdan son sözü ise; "Menderes'e selam, eyleme devam" oldu.
Haber: Devrim Dönmez Koçak
Fotoğraf: Merve Demirağ
ulusalkanal.com.tr