Doğu Perinçek: Yakında herkes dolardan kaçacak!

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Çıkış Yolu’nda Türkiye gündemini değerlendirdi.

Doğu Perinçek: Yakında herkes dolardan kaçacak!

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur'un sorularını yanıtladı.

İşte Doğu Perinçek'e sorulan sorular ve yanıtları;

Bu süreçte nasıl bir düzen yıkıldı? Nasıl bir dünya oluşuyor?

Dünyanın her yerinde yeni bir dünya kuruluyor deniliyor. Gelen dünyanın en önemli olayı dolar saltanatının yıkılması. Zaten dolar saltanatı sallanmaya başlamıştı koronavirüs Amerika’nın bütün zaaflarını ortaya koydu. Yeni kurulan dünya düzeninde Amerika’nın tek kutuplu dünya iddiaları yok, Amerika’nın dünya efendiliği planları çöktü ve hegemonyacılık çöktü. Çok kutuplu daha dengeli ve Asya’nın yükseldiği bir dünya tablosu ortaya çıkıyor. Bu nasıl oldu. Bu en başta Amerika’nın silahlı haydutluklarına karşı direnmekle oldu. Suriye’nin direnmesiyle, Irak’ın işgal edilmesine rağmen direnmesiyle, Türkiye’nin Amerika’nın silahlı piyonlarına karşı savaşmasıyla, Rusya’nın Amerika karşısında dengeleyen bit güç olmasıyla, Güney Amerika’daki devletlerin Amerika’ya karşı dik duruşlarıyla oldu. Sonuç itibariyle Amerika’nın dişleri sökülmeye başladı, önümüzdeki dünyada dolar saltanatı olmayacak. Yerel paralarla değişmeler başladı, milli paralarla değişme sistemleri başladı. Türkiye, İran, Rusya, Çin başta olmak üzere bir çok ülke milli paralarla değişim sistemleri mekanizmaları oluşturuyorlar. Bu da doların yayılma alanlarını daraltıyor. Çöken şey kapitalizm değil, emperyalizmin dolar saltanatı ve hegemonyacılığı dediğimiz sivri burnu, sivri ucu kırılıyor. Asya Uygarlığının yükseldiği daha paylaşmadı daha aydınlanmacı milli devletlerinin başlarının dik olduğu bir dünyanın kuruluşu müjdeleniyor.

Amerika’nın saltanatının yıkılması kendi iç krizlerinden dolayı mı yoksa milli dirençlerin sonucunda mı oluyor?

Kendi iç krizinden dolayı yıkılmıyor. Amerikan silahlı kuvvetine, kabadalığına, haydutluğuna karşı dünya çağındaki silahlı direnişlerle yıkılıyor. Amerika’nın ekonomi gücünün gerilemesini de ihmal etmemek lazım silahlı güçle bu dolar imparatorluğunu kuruyor ama aynı zamanda dünya ekonomisinde çok büyük bir ağırlığı vardı. 1960’da dünyanın büyük ekonomileri içindeki payı yüzde 50’nin üzerindeydi. Dünya ekonomisi içerindeki payı da yüzde 40’lardaydı. Şimdi dünya ekonomisi içindeki payı yüzde 15’in altına düştü. Amerika’nın 60 yıldaki inişinin çok çarpıcı rakamları bunlar.

Doların artmasıyla Türkiye ekonomisi kötü etkilenir mi?

Türkiye elindeki dolarları altınla değiştirdi. Altını yedeklemeye başladı bu da dolara karşı bir tavırdır. Çünkü dolar güvenli bir rezerv değil. Onun için önümüzdeki dönemde dolarsan bir kaçış olacak. Bunun sonuçları Amerika ekonomisi için çok sarsıcı olacaktır.

Yeni bir dünya savaşı olur mu?

ABD’nin bir dünya savaşı yaratma gücü yok. Bölgesel savaşlar çıkarabilir ama bir dünya savaşı çıkartma girişimi Amerika’dan beklenemez. Kimseden beklenemez. O bakımından da dolar saltanatının yıkılışı bir barış etkeni olacak, savaş etkeni değil. Sonuç itibariyle dolar saltanatının yıkılması bir devrilmiş yükselişi demek. Devrim savaşı önler.

Amerika’nın nispeten daha az emperyalist, daha barışçı daha dünyayla dengeli uyumlu ilişkiler arayan bir sürecin yükselmesi mümkün.

Türkiye Asya’daki birliğe doğru mu ilerliyor?

Türkiye Amerika’ya kafa tutuyor. Amerika’ya kafa tutarken islam ülkeleriyle, batı Asya ülkeleriyle yakınlaşıyor. Onlarla çeşitli beraberlikler kuruyor. Aynı zamanda Tükiye’nin Avrupa’yla ilişkilerinin de dengeli bir şekilde gelişmesi ortamı yaşanıyor. Çünkü Avrupa’da da Amerika’ya direnme eğilimi yükseldi. Siyasi ekonomik bakımdan da bugün Asya ve Avrupa arasında bir yakınlaşma ve beraberlik var. Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini geliştirmek Türkiye’nin lehinedir doğru ama Avrupa Birliği’ne girdiğiniz zaman devlet olmaktan çıkıyorsunuz, sizinle ilgili kararları Brüksel’e bırakıyorsunuz o doğru değil.

Türkiye Batı’nın hakimiyet alanından çıkıp Doğu’nun hakimiyet alanına mı giriyor?

Bu mümkün değil. Rakamlarla söylüyorum. Türkiye 2030 yılımda 9.5 trilyon dolar üretiyor. Rusya 8 trilyon dolar üretiyor. Yani dengeli bir süreç yaşayacağız birinin üstünlüğü diye bir şey yok. Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan arasındaki ilişkiler eşit olmaya mecbur. Evet Çin 2030’da 64 trilyon üretecek muazzam bir ekonomi ama Avrasyadaki ortaklarına bakıyoruz, ortakların içinde Rusya’nın bir ağırlığı var Türk devletlerinin bir ağırlığı var, İran’ın bir ağırlığı var. Yükselen Avrasya’da bir Rusya diktatörlüğünün bir Çin diktatörlüğünün koşulları yok. Avrasya sürecinde kardeşlik, dostluk, uyum temelinde buluşuyoruz. Rusya ve Çin’e düşman bir Türklük, Turancılık yok. Bunun hiç bir şansı yok. Türkiye buradan büyük bir atılımla çıkacak. Yatırım ve üretim odaklı bir ekonomiye doğru Türkiye kaçınılmaz olarak gidecektir. Üretim devrimine doğru gidiyoruz.

CHP’li yöneticilerin yeni anayasa ve darbe imalı açıklamalarına ne diyorsunuz?

Anayasayı beğenmiyoruz demek hakkımız bizde bu anayasayı beğenmiyoruz ve bu anayasaya Vatan Partisi olarak hayır oyu verdik. B uanayasa Türkiye’ye uygun değildir Türkiye’nin hedeflerine ulaşması açısından devletin örgütlenmesi ve devletle millet arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi açısından bu anayasa Türk milletinin ihtiyaçlarına cevap vermiyor diyebiliriz biz bunu diyoruz da ama gayrimeşrudur demek bambaşka bir şey. Gayri meşru ifadesi hukukta ve siyasette ihtilal, darbe çağrısıdır, silahlı ayaklanma çağrısıdır, ciddiyetsiz insanların çağrısıdır. Bu çağrıların Türkiye’deki parlamentoda yeri olan partiler tarafından yapılması hazindir. Hem kınıyoruz hem şaşırıyoruz. Deniz Baykal ve Onur Öymen’in sessiz kalmasına da çok şaşırıyorum. Bu açıklamaları sadece PKK ve FETÖ alkışlar. Bu açıklamalar yenilir yutulur şeyler değildir. CHP’nin tabanının, örgütlerinin bu duruma sessiz kalmasını ben ayıplıyorum.

Anayasanın hangi konuda eksikleri var?

Cumhurbaşkanlığı sistemi temelden yanlış. Bizim bir anayasa geleneğimiz var. Bu anayasa geleceği esas olarak hükümetlerin meclisten kurulması, meclisten onay oyu alması ve mecliste gerekirse hükümetlerin değiştirilmesi, çözümler üretilmesi üzerine bir sistem kurulmuş, buna parlementer sistem de deniliyor. Şimdi bunu Cumhurbaşkanlığı sistemi ile bertaraf ettiler çok büyük yanlış. Bir atanmışlar yönetimi kurdular, eskiden hükümetler mecliste kuruluyordu şimdi kabine diyorlar. Kabine neymiş kardeşim, Türkiye’nin anayasa geleneğinde kabine diye bir şey yok hükümet diye bir şey var. Güçlü kabine olmaz güçlü hükümet olur. Meclis’e dayanmayan kabinelerle Türkiye’nin sorunları çözülmez.

Ahmet Davutoğlu’nun “eski Türkiye” açıklamalarına ne diyorsunuz?

Onun istediği Türkiye, Amerika’nın hegemonyasına girsin , Davutoğlu hükümetinin zamanında olduğu gibi 2. İsrail planlarına teslim olsun, Türkiye bölünsün, Kürt açılımı olsun, Ermeni açılımı olsun istiyor. Onun arzuladığı Türkiye’ye geri dönüş şansı yok. Davutoğlunun, Babacanların, FETÖ’nün, PKK’nın ve CHP’ye onlarlarla birlikte bir rota çizmek isteyenlerin Türkiye’nin geleceğinde en küçük bir rolleri yok. Bütün ümitleri Amerika ama Amerika’nın da artık mecali yok. Bunlar bitmiş kuvvetlerdir. Davutoğlu, Vatan Partisi Türkiye’yi yönetiyor gibi söylemlerle Ak Parti’yi Vatan Partisine karşı kışkırtmaya çalışıyor. Yani Ak Parti’de bir kompleks yaratmaya bir güvensizlik yaratmaya ve Ak Parti içindeki Vatan Partisi karşıtlarını harekete geçirmeye çalışıyor onlarda zaten Amerikancılar ve Davutoğlunun adamları. O yüzden Ak Partiye şunu söylüyoruz; Davutoğlulaşmayın. İdlip süreçlerinde de söyledik, eğer Rusya’ya karşı, Suriye’ye karşı düşmanca kararlar alınır sürdürülürse Davutoğlulaşırsınız dedik, Davutoğlulaşmadı Türkiye onun için Davutoğlu durumdan feci halde şikayetçi.

ulusal.com.tr

vatan partisi ulusal kanal Doğu Perinçek sinan sungur çıkış yolu