Tarım sektörü salgından nasıl etkilendi?
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan, Trakya Üniversitesi Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, Tarım Gazetecisi Mehmet Öztürk, Ziraat Mühendisi Cenk Özdemir, Dünya Çiftçiler gününde tarımın, çiftçilerin sorunlarını ve çözümlerini dile getirdi.
Tarımda sorun yaşayanlar için bir kurul oluşturulması gerektiğini söyleyen Savaş Akcan, “ Sorunu yaşayan insanlardan oluşturulmuş bir kurul her zaman çözüme en yalım grup olacaktır. Çünkü çözüm sorunu yaşayan insanlardan gelir.” dedi.
Türkiye’de yerel tohum üretimini değerlendiren Akcan, “ Bizim tohumlarımız GDO’lı tohumdur kanser yapar, öldürür gibi söylentilerin hepsi gerçek dışıdır. Bu iddialarla ilgili bir tane bilimsel çalışma, bilimsel ispat ya da bir tane laboratuvar sonucu yoktur. Biz bunları konuşarak sadece milli üreticimize olan güvenini sarsıyoruz. Kendi üreticimizin kendi çiftçimizin, kendi tohumcumuzun güvenini sarsıyoruz. Zaten emperyalizm bizden bunu istiyor, milli ücretimizi baltalayıp dış güçlere muhtaç kalalım istiyor.” diye konuştu.
Türkiye tohumculuğa şu anda Türkiye topraklarının ihtiyaçlarının yüzde 85’ini karşılıyor diyen Akcan, “Yüzde 15’lik bir eksiğimiz var. Mısır, pamuk, ayçiçeği, şeker pancarı, soyada ve kısmen patateste milli tohumculuğumuz geride ve şuanda ıslahçılarımızın çalışma alanlarımızda bu 6 ürün. Bu noktada bizim en büyük ıslahçı desteğimiz olan TAGEM bütçeleri çok düşük.“ dedi.
Pandemi sonrası tarım sektörünün iyileştirmelerinin ne olacağını anlatan Prof. Dr. Yalçın Kaya, “ Tarım başkanlığının yeni politikaları var. Öncelikle havza sistemini devreye soktu, her şeyi yerinde, en verimli şekilde üretmek adına. Türkiye tohumcular birliği kuruldu. Üretici birliklerimizde var. Bizim üretmekle ilgili bir sıkıntımız yok çiftçi her şeyin en iyisini üretir mesele bunun pazara sunulması burada sıkıntı var.” İfadelerini kullandı.
Hayvancılıkta ve tarımda yaşanan sorunların kaynağının özelleştirme olduğunu dile getiren Ziraat Mühendisi Cenk Özdemir “ Özelleştirmeler yaramıza merhem olsaydı 1981 yılında 16,5 milyar dolarlık olan dış borcumuz 1990 yılında 49 milyar dolara çıkmazdı.”dedi.
Kooperatiflerle ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulayan Özdemir, “ Devletin elini eteğini çekip özel sektöre bıraktığı bir durumda çiftçide tamamen sermaye sahibinin insafına kaldı. Bugüne geldiğimizde de sorunlar karşımıza çıktı. Olması gereken bir durum daha var o da örgütlü çiftçi. Bizim örgütlü çiftçimizde yok. Kooperatif desen o da yok. Kooperatif mutlaka şart.” İfadelerini kullandı.
Pandemi sonrası her şeyin farklı olacağını söyleyen Tarım Gazetecisi Mehmet Öztürk, “Ne tarıma ne de insan hayatına eskisi gibi bakılmayacağını düşünüyorum. Tarım Bakanlığındaki arkadaşların, bütün genel müdürlerin bütün daire başkanlarının bu dönemde ilk defa muhattap alındıklarını, savura kadar çalıştıklarını biliyorum. Ama bir tek temel sorun var. Ben bu işlerin çözümünün daire başkanlarıyla ya da bakanla mümkün olmadığını düşünüyorum. Tarım Bakanlığının acilen bilim kurulu oluşturması gerekiyor. İçinde veteriner hekimlerin, ziraat mühendislerinin, sosyolog, hukukçu, gazeteci vb. meslekler olması lazım. Türkiye’nin temel sorunları bitkisel üretimde de hayvansal üretimde de aynı. Sorunlarımızı bilmeyen yok. Sorunların çözülmesi için bir iyi niyet iki para gerekiyor.” diye konuştu.