Türk Telekom hisseleri risk altında
2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55’ini alan OTAŞ, borcunu ödemedi. Aydınlık’a konuşan Eski Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ‘Türk Telekom hisseleri risk altında’ dedi
T ÜRK Telekom özelleştirilmeden önce Ulaştırma Bakanlığı yapan Enis Öksüz “Türk Telekom hisseleri risk altında” dedi.
Şirketin yüzde 55’ini 2005 yılında satın alan Oger Telekomünikasyon’un borcunu hâlâ ödemediğini hatırlatan Öksüz, şöyle konuştu: “OTAŞ 2007 seçimlerinden önce birdenbire ortaya çıkıp ‘geri kalan bedeli peşin ödeyeceğim’ dedi. Hükümet de bunu kabul etti. Borç güya ödendi ama OTAŞ’ın 4,5 milyar dolara yakın parayı bankalardan kredi olarak aldığı ve ödeyemediği, 2013’te ortaya çıktı. Çünkü OTAŞ, o tarihte yeni bir kredi almıştı, bugün konuştuğumuz 4.75 milyar dolara eşdeğer krediydi bu. Kredinin açıklamasına ‘2007 kredisini ödeyeceğim ve gerisiyle de ortaklara kâr payı dağıtacağım’ diye yazdı. Böylece 2007 kredisini ötelemiş oldu. Ötelenen kredinin de Eylül 20l6’da başlayan 290’ar milyon dolarlık taksitlerinin ilk üçünü ödemedi. İşin özü, 2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55’ini alan OTAŞ, borcunu ödememiş durumda. Ama asıl kötü olan, krediyi, kendisine ait olmayan çünkü ödememişti Türk Telekom hisselerini rehin vererek almış olması. Yani şu anda Türk Telekom hisseleri için risk var.”
Eski Ulaştırma Bakanı Öksüz Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.
‘BANKA TELEKOM HİSSESİNİ NE YAPSIN’
■ Türk Telekom hisseleri için ne tür bir risk var?
2005 yılında 2,5 milyar TL kâr açıklayan firma, geçen yılı 724 milyon zararla kapattı. Türk Telekom özelleştirildiğinde borcu yoktu. Bugün OTAŞ’ın aldığı borçların üstüne Türk Telekom’un da 15-20 milyar borcu var. Hükümet açıklamalarında ‘borç bankalara, hisseler bir yere gitmiyor’ deniyor ama bir banka Telekom hissesini ne yapsın? Satacak. Kime? En çok verene!
‘NE UZMANLIĞA BAKILMIŞ NE MALİYEYE NE SİYASETE’
■ Haririler ile Suudi Arabistan arasında yaşanan sorun Türk Telekom’u nasıl etkiler?
Nasıl etkilediğinden önce başka bir yönüne bakalım. Hükümet Oger Telecom’un ne uzmanlığını ne de mali açıdan yeterliliğini kontrol etmiş. Daha da önemlisi, siyasi açıdan da değerlendirmemiş. Türk Telekom’un patronu ve Lübnan’ın Başbakanı olan Saad Hariri’nin ne kadar zor durumda olduğu, Güney Kıbrıs Başbakanı’ndan bile destek istemesiyle ortada. Şunu da unutmamak gerekir, ‘Ermeni soykırımı’ yalanını parlamentosundan geçirenler arasında Lübnanlı Haririler de var. Ayrıca 11.9 milyar dolar tespit edilerek devredilen Tük Telekom’un bugünkü piyasa değeri 6.4 milyar, Oger’in payının değeri ise 3.5 milyar dolar dolayında. Türk Telekom Oger’e geçtiğinden bu yana 11.4 milyar dolar temettü dağıtılmış. Bunun 6.3 milyar dolarını Oger almış... Bu demektir ki özelleştirme için verdiği parayı geri almış!
‘ÜCRET ADALETSİZLİĞİ PERSONELİN ŞEVKİNİ KIRDI’
■ Türk Telekom’un iyi idare edildiğinden söz edilebilir mi?
Tam tersine 60 bin çalışan sayısını (çağrı merkezlerini ve bünyesine kattığı şirketleri saymazsak) 22 bine düşürdü. Alt kademede çalışan personele düşük maaş verilirken, üst düzey yöneticiler çok yüksek maaşlar ve temettü adı altında toplu paralar aldı. Personel sayısı üçte bire düşürülünce arızalara zamanında müdahale edilemedi ve müşteri memnuniyeti olmayan bir şirket haline getirildi. 60 bin çalışanı ile yılda 2,5 milyar dolar kâr ederken satılan bir kuruluş, geçen yıl 22 bin çalışanı ile 24 milyon TL zarar etti. Cirosuna nominal değer olarak bakın, özelleştirmeden bu yana büyümemiş durumda. Üstelik kendisinin 15-20 milyar TL’lik borcunun yanında, hisseleri üç büyük Türk bankasına 4 milyar 750 milyon dolarlık bir borca rehin verilmiş durumda. Yatırım yapamadığı, insanların fiber alamamasından belli. Bütün bu borçları ödemede sıkıntı yaşıyorsa iyi idare edildiğini söyleyebilir miyiz? Ne yazık ki özelleştirmeden sonra transmisyon, santral ve şebeke konularında yurtiçi ve yurtdışında eğitim almış kalifiye personel Türk Telekom’dan ayrılarak ilgisiz kurumlara gitmek zorunda bırakıldı. Bisküvi fabrikalarında yöneticilik yapanlar ise Türk Telekom’da önemli görevlere getirildi. Öyle ki 2007 yılında, köşesinde ‘bu nasıl özelleştirme’ diyerek Türk Telekom’un özelleştirilme sürecini yerden yere vuran bir köşe yazarı, fikir değiştirdikten hemen sonra Başbakan’ın ekonomiden sorumlu başdanışmanı oldu, ardından Türk Telekom’a yönetim kurulu üyesi olarak atandı! Ücret adaletsizliği, personelin şevkini kırdı. Şirketine güvenmeyen, yarınlarının kaygısını taşıyan personel huzurlu bir şekilde çalışamadığı için verim alınamadı, bunun sonucu olarak arıza ve tesis süreleri uzadı, müşteriler mağdur edildi.
YÖNETİCİ SAYISI 3 KAT ARTTI
Türk Telekom’un başarısız yönetimi nedeniyle arıza sürelerinin artmasının farkına varan BTK, Türk Telekom’u Sabit Telefon Hizmet Kalitesi Tebliği’ne uymadığı için uyardı. Özelleştirme öncesi 1 Genel Müdür, 4 Genel Müdür Yardımcısı, 18 Daire Başkanı ve 37 Daire Başkan Yardımcısı ile yönetilen kurumda, bugün 1 Genel Müdür, 10 Genel Müdür Yardımcısı ve yine 53 Daire Başkanı (Direktör) ile 113 Daire Başkan Yardımcısı görev yapmaktadır. Personel sayısı üçte bire düşerken yönetici sayısı 3 katı artmıştır! Üstelik geçen bu şirket 724 milyon zarar ederken, sayısının 38 olduğu kaydedilen üst düzey yöneticilere (YK-GM-GMY) sadece prim ve diğer ödemeler olarak 181 milyon TL para ödenmiş. Bu sene ilk 9 ayda sayıları 30’a düşen üst yöneticilere ödenen para ise 107 milyon TL. 15 Temmuz’da sahnelenen ve başarısız olan, ancak ülkemizi büyük sıkıntılara sokan FETÖ kalkışması sonucu yapılan operasyonlarda, Türk Telekom ve Avea’nın üst düzey yöneticilerinden bazıları, FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Bir kısmının görevine son verildi.
Oktay Yıldırım
Aydınlık