İki ağacımı kesip 300 lira verdiler!
Köyünde devam eden HES projesinin iletim hattı tepesine dikilen 75 yaşındaki Hatice nine ‘paranız da direğiniz de sizin olsun!’ sözleriyle isyan etti…
Yusuf Yavuz
Isparta ve Antalya sınırlarında, Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın ana kaynağı olan Köprüçay üzerinde yapımı sürdürülen Kasımlar Barajı ve HES projesine yönelik köylülerin tepkileri sürüyor. Projenin ikinci HES ünitesinin inşa edildiği Manavgat’a bağlı Değirmenözü köyünde yalnız başına yaşamını sürdüren ve evinin dibine iletim hattı direği dikilen 75 yaşındaki Hatice Özen, “okuma yazma bilmem, iki ağacımı kesip 300 lira para verip imza at dediler. Evimin dibindeki direğin kaldırılmasını istiyorum. Paraları da direkleri de onların olsun” sözleriyle isyan etti.
Türkiye’nin düyaca bilinen rekreasyon alanlarından biri olan her yıl 1 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın ana kaynağı olan Köprüçay üzerinde yapımı sürdürülen Kasımlar Barajı ve HES projesinde sona doğru yaklaşılıyor. Ancak Isparta ve Antalya sınırlarında oldukça geniş bir alanda inşa edilen projenin yarattığı çevresel etkiler yöre halkını isyan ettirdi.
75’LİK HATİCE NİNE: ‘İKİ AĞACIMI KESİP 300 LİRA VERDİLER!’
Göçle birlikte boşalan köylerde zor koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışan yaşlılar, projeden en çok etkilenenlerin başında geliyor. Değirmenözü köyünde yaşayan 75 yaşındaki Hatice Özen de bunlardan biri. Eşini bu yıl kaybettiğini söyleyen Hatice Nine, “Ne olduğunu anlamadan kepçeyi bahçemin duvarına kadar soktular” sözleriyle başlıyor yaşadıklarını anlatmaya. Evinin dibine elektrik iletim hattı dikilen Hatice nine, “okuma yazma bilmem, bu yaşımda bana tapu arattılar. İki ağacımı kestiler; 300 lira para verdiler ‘imza at’ dediler. Kocam bu sene vefat etti, evime de toprağıma da sahip çıkacağım. Paraları da onların olsun direkleri de. Teller bahçemin, balkonumun üstünde. Bundan rahatsızım. Bize ‘devlet yapıyor ille yapar’ dediler ama inanıyorum ki devlet bana da sahip çıkar. Ben bu evimin dibindeki direğin kaldırılmasını istiyorum” diye konuştu.
MUSTAFA TEKE: ‘İMAR PLANI ONAYLANMADAN HES PROJESİ BAŞLADI’
HES projesi yüzünden Değirmenözü köyünde yaşanan sorunların giderek artması üzerine köyün gençleri bir araya gelerek ‘Değirmenözü Ses Ver’ adıyla bir platform oluşturdu. Antalya ve İstanbul gibi illerde yaşayan Değirmenözü köylülerini geçtiğimiz günlerde bir araya getiren hareketin öncülerinden Mustafa Teke, HES projesinin duyulmaya başlandığı günlerden bu yana projenin köye getireceği zararlar konusunda halkı bilgilendirmeye çalıştıklarını belirterek, “HES projesinin ÇED Olumlu Karari’nın iptali için dava açıldı. Ancak tüm eksikliklere rağmen projenin inşasına başlandı. İmar planı onaylanmadan projeye başlandığı için Manavgat Belediyesi’nce rekor seviyede para cezası uygulandı. Bir süre inşaat durdu ancak yargının verdiği durdurma kararı bozuldu. Bu konudaki dava süreci devam ediyor” dedi.
‘HES YÜZÜNDEN KÖYDE HUZUR KALMADI’
Köyün yaşlılarının kentteki geniş evlerde ve olanaklar içinde bile bir kaç günden fazla tutamadıklarını anlatan Teke, “kente gelir gelmez köye dönmeyi düşünüyorlar. Yaşlılarımız ömürlerinin son demlerini gözlerini açtıkları köylerinde ve huzur içinde geçirmek istiyorlar. Bizler büyüklerimizin huzur evlerinde değil, gerçek huzuru bhuldukları köyümüzde yaşamasını istiyoruz. Ancak iki yıldır köyümüzde yapımı süren HES inşaatı nedeniyle köyde ve köylüde huzur kalmadı. Dere yatağımızı hafriyat ile dolduruyorlar. Köyümüzün simgesi olan nar ağaçlarımız HES’e yol yapmak için kesildi. Köylüleri, ‘kamulaştırma kararı uygulanırsa ağaçlarınız düşük ücretten alınır’ şeklindeki konuşmalarla etkileyerek ‘anlaşma’ yoluna gittiler. Bu yolla köylünün dirençlerini kırdılar” ifadelerini kullandı.
ÇEVRESİ SİTALANI OLUNCA İLETİM HATTI KÖYÜN ORTASINDAN GEÇTİ
İstanbul’da kurulan Değirmenözü Köyü Dayanışma Derneği Başkanı Barış Şeker de köyün karşısındaki bölgenin sit alanı olmasından dolayı iletim hattı geçmesine izin verilemediğinin altını çizerek, “Sit alanında izin verilmeyen iletim hattı, insanların yaşadığı, tarım alanlarının bulunduğu köyün içerisinden ve evlerin üstünden geçirildi. Bizim tarihe ve canlılara saygı ve sevgimiz sonsuzdur ama böyle olunca ‘bizim sit alanı kadar değerimiz yok mu’ diye düşünüyoruz. Bu gibi projelerde devreye sokulan acele kamulaştırma ile toprağın yerlisi olan köylüler göz ardı edilerek hukuki yönden kendimizi savunmamız kısıtlanıyor” diye konuştu.
‘KAMU YARARI DİYORLAR, BİZ KAMU DEĞİL MİYİZ?’
İstanbul’da baba mesleği olan Sütçülüğü sürdürdüğünü dile getiren bir başka Değirmenözülü Eren Bali se şöyle konuştu: “Köyden uzak olsak da şenliklerimize, cenazelerimize, bayramlarımıza büyük katılımlarla geliyoruz. Dedelerimiz, ninelerimiz, köyde yaşıyor. Hiç birşeyimiz olmasa bile ata toprağımız ve iki metre mezar yerimizin hatırına o köye sahip çıkıyoruz ve çıkacağız. Yüksek gerilim hattı için rahmetli dedemin tapulu arazisinde kesmediği çam ağacı acele kamulaştırma adı altinda bizden habersiz kesilmiş; tapulu tarlamızdan direkleri dikmek için yol geçirmişler. Kamu yararı diyorlar, biz kamu değil miyiz?”
‘DEDELERİMİZ YAYLA VE SULARIMIZ İÇİN MÜCADELE ETTİ, SIRA BİZDE’
Değirmenözü Ses Ver grubu sözcüleri HES prpjesi yüzünden insan sağlığnın yanısıra bölgedeki tarımısal üretimin ve arıcılık faaliyetinin olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizerek, yetkililerden bu konuda tedbir alınmasını istiyorlar. HES’in yaşam alanlarını parçaladığı köyün gençleri, “Zamanında dedelerimiz; yaylalarımız, kekiğimiz, sularımız için mücadele etti. Biz onların hikayeleri ile büyüdük. Bugün bu bayrak bizdedir” sözleriyle atalarının mirasına sahip çıkacaklarını belirtiyorlar.